Reşat Nuri Erol
Reform, yeni reformlar, yeni uygarlık ve … - 8
30.11.2020
1871 Okunma, 4 Yorum

Reform, yeni reformlar, yeni uygarlık ve … - 8

“Reform, ıslahat” denilir de, Osmanlı düşünce adamı ve sadrazam(başbakan)larından Said Halim Paşa’yı (1864-1921) hatırlamamak olur mu? Olmaz! “Taassub, Meşrutiyet, Buhran-ı İçtimaimiz, Buhran-ı Siyasimiz, Buhran-ı Fikrimiz, Mukallidlerimiz, İnhitat-ı İslam” gibi eserleri olan paşanın, “İslamlaşmak” adındaki eserinde, konumuzla ilgili ilginç fikirleri var:

“Kendisinin Müslüman olduğunu söyleyen bir adam, kabul etmiş olduğu dinin esas prensiplerine göre hissetmedikçe ona göre düşünüp ona göre hareket etmedikçe, yani İslâm’ın ahlakiyyatına, içtimaiyyatına, siyasiyyatına tamamıyla kendini uydurmadıkça yalnız Müslümanlığını itiraf etmekle bir şey kazanamaz, hiçbir saadet de elde edemez.

Osmanlılar Avrupa ile temaslarında, evvelce düşmüş bulundukları uyuşukluklarından silkinip uyanmak istediler. Ancak mazideki azametlerini vücuda getiren kuvvetin İslam olduğunu unutarak, o mazinin Garp’tan geleceğini zannettiler. Selameti, önce bulmuş oldukları tarafta, yani İslam ahlak, içtimaiyyat ve siyasiyyatında arayacakları yerde Garbınkilerde bulacaklarını sandılar. İdare edenlerimiz şuna kani oldular ki, şimdiki düşüşten yükselmek, bu suretle memleketi izmihlalden kurtarmak için başvurulacak tek çare, Garp kavimlerini taklit etmekten, diğer bir tabirle onların bütün prensiplerini, bütün telakkilerini kabul ederek, kendimizinkileri unutmaktan ibarettir. Hâlbuki bizim bütün müesseselerimiz, İslami prensiplerimiz ile İslami telakkilerimizden doğmuş olduğundan bunların yerine Garp telakki ve prensipleri üzerine kurulmuş yeni bir takım müesseseler ikame edebilmek için eskilerin inhitat haline düşmüş bulunmasından istifade ettiler. Demek oluyor ki, müesseselerin ıslahı yahut ta’dili cihetine gidilmedi de, yeniden vücuda getirilmesi, icad edilmesi tercih olundu. İşte bu suretledir ki, Şeriat kürsileri ve medreseleri, yani ikisi de birçok asırlar yaşamış Saltanat-ı Osmaniye’nin azamet ve şevketini temin etmiş olan adalet mahkemeleri ile ilim ve maarif müesseselerini ıslah çarelerini arayacak yerde, bu zavallıları bulundukları elim vaziyyet içinde bırakıverdiler. Ancak, kendisini idare edenlerden daha akıllı, daha kadirşinas olan halkın bağlı bulunduğu bu müesseseleri sırf o rabıtadan çekindikleri için büsbütün kaldıramadılar da onların yanı başına yepyeni tarzda mahkemeler, mektepler ikame ettiler ki, Fransız mahkemeleri ile Fransız mekteplerinden basmakalıp alınmış olmasından dolayı çevre ile asla münasebeti yoktu. Memleketimize bizzat Fransız kadar yabancı idi. Son asır zarfında bu kabilden vücuda getirilmek istenen bütün yenilikleri burada saymak lüzumsuz bir külfettir. Yalnız şu kadarını söyleyelim ki bunların hepsinin üzerinde, bizim telakkilerimize, bizim prensiplerimize karşı derin bir husumet ruhunun tezahürleri kendini göstermiş bulunuyordu.

İşte teceddüt denilen bu yenilikler, asırlardan beri teessüs etmiş akideleri, fikirleri, telakkileri, an’aneleri, hissiyatı ve ahlakı harap etmekten, sözün kısası, memleketi her gün, bu şekilde meş’um eserlerini gördüğümüz, tam bir manevi anarşiye sürüklemekten başka bir şeye yaramadı. Batı medeniyetinin tesiriyle meydana gelip zamanımızda ‘Osmanlı rönesansı; İntibah-ı Osmani’ ünvanıyla tavsif edilmekte olan bu ikinci ‘İslam’dan uzaklaşmak’ gerçekte öyle nev’i şahsına münhasır bir ihtilal devresidir ki, bizzat memleket kendisini idare edenlerin ifratlarına, evham ve hayallerine istinad eden tasavvurlarına karşı sürekli savaşarak onları itidale, hikmet ve basirete davet etmektedir.  

Vakıa hiç benzeri görülmeyen bu gayr-i tabiilik hangi mahiyette olursa olsun, her ihtilal devresinin mutlaka doğuracağı tepkiyi şimdiye kadar geciktirmeyi başarmışsa da, bunu ilelebed men edemeyecektir. Çare yok, bir gün gelecektir ki, İslami gerçekler, Müslümanlığa karşı gelen dalaletlere bir defa daha galebe çalacak da, hükümdarı, yeryüzündeki Müslümanların halifesi bulunan bu memleket bir kere daha İslam milletlerinin başına geçerek, onları saadet diyarına doğru sevk edecektir.”

Said Halim Paşa’mız bu düşüncelerinde yalnız değil, şair de aynı görüşü dile getiriyor:

“Bir gün olur doğar elbet şems-i hakikat / Hiç böyle müebbed mi kalır zulmet-i âlem?”

“Said Halim Paşa ve ‘İslamlaşmak’” başlıklı yazısı (Yeni Şafak, 29 Kasım 2020) ile bunları hatırlamamıza vesile olan Dursun Gürlek’e teşekkürler…

 


YorumcuYorum
Ahmet Yücel
30.11.2020
12:36
”Çare yok, bir gün gelecektir ki, İslami gerçekler, Müslümanlığa karşı gelen dalaletlere bir defa daha galebe çalacak da, hükümdarı, yeryüzündeki Müslümanların halifesi bulunan bu memleket bir kere daha İslam milletlerinin başına geçerek, onları saadet diyarına doğru sevk edecektir.”

Said Halim Paşa


Bayburtlu Musa Baştürk (Dede Paşa Hazretleri) de bu konuda: ”İslam’ın lideri yine Türkiye olacak. Bugün ki Müslümana bakarsan olmaz amma; olacak benim sultanım.” buyurmuşlar.


Saidi Nursi hazretleri de: ”İstikbalde en gür seda İslam'ın sedası olacaktır.” buyurmuşlar.


Hiç şüphesiz Hak gelecek ve batıl zail olacak.



Reşat Nuri Erol
01.12.2020
08:34


1967...1968...1969...AKEVLER 54 YILDIR ÇALIŞIYOR...2018...2019...2020

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 1092

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 1092. Hafta - 28 KASIM 2020 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 1092. SEMİNER


***


www.akevler.org 


...

...

...


Reşat Nuri Erol
01.12.2020
08:36



İSLAM MEDENİYET

Vakfı ve Dergisi Hakkında

Değerli bilim insanları, sevgili okuyucular;

Elinizdeki akademik ağırlıklı derginin 6. dönem 45. dergi sayısı ile uzun bir aradan sonra yayın hayatına yeniden dönüyoruz.

Bu imkânı bizlere bahşeden Cenab-ı Hakka sonsuz hamdü sena ederiz…

İslam Medeniyeti Vakfı’nın kuruluş amacı; peygamberlerin getirmiş olduğu hakkı üstün tutan medeniyeti kurmak için çalışmak, bu doğrultuda çalışan bilim insanlarına ortam hazırlamak, karanlıklar içinde bulunan insanlığa hakkın ışığını tutmaktan ibarettir. Vakfımız bu amaca erişebilmek için kendi imkânları ölçüsünde ülkemizin ve dünyanın hakkı üstün tutan bilim insanlarının yazılarını bir araya getirmek çabası içindedir.

İbni Haldun’un belirttiği gibi; medeniyetler devletler gibi doğarlar, yaşarlar, büyürler ve dünyaya söyleyecek sözleri kalmayınca insanlık tarihindeki yerlerini yenilerine bırakırlar. Gücü üstün tutan Batı medeniyeti günümüzün sorunlarını çözmek bir tarafa, yeni sorunların kaynağı olarak karşımızda durmaktadır. Süresini doldurmak üzeredir. Yeryüzünde çıkardıkları dünya savaşları ile son zamanlarda geliştirdikleri vekalet savaşları insanlık adına sözleri kalmadığını göstermektedir. Yaptıkları sömürüler ve zulümler ömürlerini uzatma çabalarından başka bir anlam taşımamaktadır.

İslam Medeniyeti kendi döneminde fıkıh/hukuk alanında getirmiş olduğu akit serbestliği ile Roma hukukunun katı kurallarını ortadan kaldırmış ve “ticari dönemin” gelişmesine öncülük etmiştir. Her iki hukuk sistemi kendi dönemleri olan tarım ile ticari yaşamı geliştirmişlerdir. Batı medeniyeti bu iki hukuk sistemi üzerine oturmuşsa da, özellikle “faiz” ve “ekseriyet kararları” ile gücün ve güçlünün yanında yer alarak “sömürü düzenini” beraberinde getirmiştir. Çağımızda “ekonomik dönem” olarak karşımıza çıkan emek mübadelesi bakımından Batı “işçilik sistemini” geliştirmiş, faizin oluşturduğu sermaye birikimi yoluyla teknik alanda büyük gelişmeler yapabilmiştir. Uyguladığı “faizli kapitalist sistem” ile sermaye egemenliğini kurmuş, emeği karın tokluğuna çalıştırmış, gelir dağılımındaki dengeyi bozmuştur. O kadar ki, dünya servetinin %80’i %1’in eline geçmiştir. Sosyalist denemeler de hüsran ile sonuçlanmıştır.

Bütün dünya hak arayışı içine girmiştir. Hukuk ancak hakkın üstün tutulması halinde toplumsal dengeyi sağlayabilir ve adaleti gerçekleştirebilir. Hukukun kaynakları olan “yakınlık, komşuluk, emek ve sözleşmelere dayalı yeni bir dünyanın kurulabilmesi” sadece “doğal hukuk anlayışı” ile olabilir. Bu da ancak “peygamberlerin getirmiş olduğu sistem” ile yeniden kurulabilir. Günümüz hukuk sistemi, hukuku bozan imtiyazlar, güçlünün üstün kabul edilmesi, başkasının zararına çıkarlar ile ekseriyet sistemine dayalı kararlardan arındırılmadıkça “yeni bir adil dünya düzeni” kurulamaz, “yeni bir medeniyet” oluşamaz.

Bu aşamada gelinen noktada yeni bir dünya ve adil bir düzen ancak peygamberlerin vâris bıraktığı bilim insanları tarafından kurulabilir. Üçüncü binyıl medeniyeti yani yeni İslam Medeniyeti doğuş sancılarını yaşamaktadır. Vakfımızın amacı bu medeniyetin gerçekleşmesine hizmet etmektir. Bu anlamda İslam Medeniyeti Dergisi hepimizin dergisidir.

Bütün peygamberler ve özellikle medeniyet kurucusu Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. Davut, Hz. İsa ve Hz. Muhammed peygamberlerin ardından… Çağımızın ihtiyacı olan yeni Hakkı Üstün Tutan Medeniyeti kurmak… Hakkı üstün tutanları ve inananları yeni bir dirilişe hazırlamak ve insanlığa ışık tutmak için İslam Medeniyeti Dergimiz, kendi imkânları ölçüsünde bilim insanlarının yazılarını yayınlamak çabası içerisindedir…

Bunun sadece bizim gayretimizle olmayacağının bilincindeyiz. Bu dava, inanıyorum diyen herkesin davasıdır. Bu tür çalışmalar yapıldığı takdirde, Türkiye yeni bir medeniyet hamlesinin öncüsü ve üçüncü binyıl İslam Medeniyetinin kurucusu olmaya adaydır.

Yeni yayın döneminde daha nice sayılara erişmek dileğiyle Allah’a emanet olunuz…

İslam Medeniyeti Vakfı Başkanı

Reşat Nuri EROL




Reşat Nuri Erol
01.12.2020
17:02


Selam ve sağlık dualarımızla...
İslam Medeniyeti Dergimizin 46. sayısını iftiharla istifadelerinize sunarız.
Emeği Geçen herkese teşekkür ederiz.
http://islammedeniyetivakfi.com/
Erişim Linki:
https://drive.google.com/file/d/13GwmNN2w_Ys3woUrKjmzp4BHQygPCJAl/view







Son Eklenen Makaleler
Reşat Nuri Erol
Ekonomik ve sosyal sorunların çözümü 2
24.03.2010 5373 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekonomik ve sosyal sorunların çözümü 1
24.03.2010 5485 Okunma
Reşat Nuri Erol
İşsizlik çözülemiyor
24.03.2010 5912 Okunma
Reşat Nuri Erol
İşsizlik çözülemiyor
24.03.2010 6097 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekonomik ve sosyal sorunlar…
24.03.2010 7383 Okunma
Reşat Nuri Erol
IMF'siz yapılacaklar ve mucize!
14.03.2010 6534 Okunma
Reşat Nuri Erol
IMF'siz yapılacaklar ve mucize!
14.03.2010 6704 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kapitalizmin dini imanı para
13.03.2010 7363 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kapitalizmin kurumları IMF ve DB 1
13.03.2010 6368 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kapitalizmin kurumları IMF ve DB 2
13.03.2010 7506 Okunma
Reşat Nuri Erol
IMF’nin alternatifi nedir?
13.03.2010 10513 Okunma
Reşat Nuri Erol
IMF’ye alternatif sistemin detayları
13.03.2010 5299 Okunma
Reşat Nuri Erol
IMF gitti!
13.03.2010 5877 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sistem, sermaye ve sektörler
12.03.2010 5796 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bakkal, banka, kooperatifleşme ve ruh
12.03.2010 5704 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sermayeye karşı bakkallar birliği
12.03.2010 5988 Okunma
Reşat Nuri Erol
Başbakan, bakkallar ve soğuk marketler
12.03.2010 7873 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bakkallar ve Başbakan
12.03.2010 5727 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kanserli ekonomi, koruyucu tedavi
12.03.2010 6807 Okunma
Reşat Nuri Erol
İktidar şikâyet makamı değildir
12.03.2010 7787 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ana sorunlar, yargı ve “ADALET”
12.03.2010 7833 Okunma
Reşat Nuri Erol
Birlikte kuvvet olup direnmek
12.03.2010 6895 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye Gemisi batmasın diye
11.03.2010 6068 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adalet... Refah... Özgürlük
11.03.2010 6554 Okunma
Reşat Nuri Erol
Adalet... Medeniyet... İMF ve FAİZ..
11.03.2010 4976 Okunma
Reşat Nuri Erol
KOBİ’ler… Faizler… Faizsiz krediler…
11.03.2010 6425 Okunma
Reşat Nuri Erol
‘Kusura bakma, IMFci/FAİZciyim!’
11.03.2010 5654 Okunma
Reşat Nuri Erol
Hukuk, demokrasi ve müdahaleler
11.03.2010 4725 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bizim krizimiz ve ‘çıkış yolu’
11.03.2010 4444 Okunma
Reşat Nuri Erol
ASKON; sorunlar ve Genel Kurul
11.03.2010 4125 Okunma
Reşat Nuri Erol
TEKEL ve ADALET
13.02.2010 4309 Okunma
Reşat Nuri Erol
TEKEL işçileri ve yetim hakları
13.02.2010 5009 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni Krizler Hep Gelecek
30.01.2010 3024 Okunma
Reşat Nuri Erol
Gerçek Ekonomik Kriz Gelmeden
30.01.2010 3829 Okunma
Reşat Nuri Erol
Kriz/Kriz Başka Türkiye Yok
30.01.2010 3331 Okunma
Reşat Nuri Erol
Konferans, Kar, Kriz ve Tufan
30.01.2010 4563 Okunma
Reşat Nuri Erol
Neler oldu neler olacak?
23.01.2010 3350 Okunma
Reşat Nuri Erol
Mücadele devam ediyor
23.01.2010 3874 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sermaye, dünya ve Adil Düzen
16.01.2010 4529 Okunma
Reşat Nuri Erol
Enerji Siyasetimiz Nasıl Olmalıdır?
16.01.2010 3780 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bizim Üstünlüğümüz Nerede?
16.01.2010 3166 Okunma
Reşat Nuri Erol
İşsizlik,İzmir ve IMF
16.01.2010 3597 Okunma
Reşat Nuri Erol
Yeni yıl, yeni düzen, kriz, tufan ve Türkiye
9.01.2010 3566 Okunma
Reşat Nuri Erol
2010: ZAM ve IMF yılı!
9.01.2010 4160 Okunma
Reşat Nuri Erol
Türkiye ve sermaye
9.01.2010 3931 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sömürüye karşı yapılması gerekenler
9.01.2010 3365 Okunma
Reşat Nuri Erol
Bir Banka İşsizliği Nasıl Çözer
26.12.2009 3230 Okunma
Reşat Nuri Erol
Değişen dünya düzeni ve Türkiye
19.12.2009 6720 Okunma
Reşat Nuri Erol
Arnavutluk’tan; Balkanlar’daki Türkiye’den…
19.12.2009 4046 Okunma
Reşat Nuri Erol
Karadağ’dan; Balkanlar’daki Türkiye’den…
19.12.2009 3699 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ahmet Hakan takipteymiş!..
19.12.2009 3431 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sorunlar, sorular ve cevaplar - 1
12.12.2009 3181 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sorunlar, sorular ve cevaplar - 2
12.12.2009 3438 Okunma
Reşat Nuri Erol
Sorunlar, sorular ve cevaplar - 3
12.12.2009 4062 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekmek Partisi-1
5.12.2009 3469 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekmek Partisi-2
5.12.2009 3314 Okunma
Reşat Nuri Erol
Meslek kuruluşları perişan - 1
21.11.2009 3278 Okunma
Reşat Nuri Erol
Meslek kuruluşları; çare ve çözüm - 2
21.11.2009 4476 Okunma
Reşat Nuri Erol
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 3606 Okunma
Reşat Nuri Erol
İSEDAK Toplantısı
14.11.2009 3648 Okunma
Reşat Nuri Erol
Asıl Açılım Budur
31.10.2009 5552 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekonomik Oyunlar...
31.10.2009 4653 Okunma
Reşat Nuri Erol
Ekonomide Denge
31.10.2009 3508 Okunma
Reşat Nuri Erol
Tasarruf
31.10.2009 3704 Okunma
Reşat Nuri Erol
“Açılım” değil, “açlık” sorunu
24.10.2009 6679 Okunma
Reşat Nuri Erol
Esnafa ilgisizlik, siyasi umursamazlık…
24.10.2009 4640 Okunma
Reşat Nuri Erol
Neler yapılmalı?
2.08.2009 4054 Okunma


© 2025 - Akevler