KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ-475/ADİL DÜZEN DERSLERİ-305 İstanbul, 06 Eylül 2008
İSTANBUL’U KURTARMAK; AMA NASIL?
Türkiye’nin dört büyük sorunu vardır; dış borç, işsizlik, yargı bağımlılığı ve tekel sermaye basını. Bunlardan kurtulmanın yolları da borcu iştirake çevirmek, çalışana kredi vermek, hakemlik sistemi ve medya kooperatifleridir. AK Parti kurulduktan sonra kendilerine bunları hatırlatmış ama sömürü tekel sermayesi izin vermediği için ağzını açıp tek kelime bile söyleyememiştir. AKP kör, dilsiz ve sağır olma durumunu korumaktadır.
Onlardan ümidimizi kestiğimize göre, biz de İstanbul’un sorunlarını sizlerle paylaşmak istiyoruz.
a) İstanbul’un bir numaralı sorunu trafik sorunudur.
İnsanlar vakitlerinin dörtte birini trafikte geçirmektedirler. 6 milyon, bu haftada 10 milyon yevmiye eder. 500 milyon yevmiye 40’ar liradan 20 Milyar YTL etmektedir. Bunun üretime aksi en az 50 milyar YTL etmektedir. İstanbul trafiği her gün biraz daha bozulduğuna göre bir gün gelir artık İstanbul trafiği işlemez hâle gelir.
Bunun çözümü çok basittir.
1) Edirne’den Bolu tüneline kadar ‘araba/araç treni’ çalıştırılacak ve araçlar şehir trafiğine girmeden raylı sistemle topluca taşınacak. Bu trenler 50 kilometrede bir duracak ve indi-bindi yapılacak. Konaklama yerleri İstanbul’a gelmeden tesis edilecek.
2) İstanbul’un iş yerleri ile iskan yerleri birleştirilecek. Fabrika kuran ana trafiği aksatmayacak şekilde işçilerine lojman satın alacak, almayan iş yerleri tasfiye edilecek. Küçük işletmelere belediye yardımcı olacak. TOKİ ve KİPTAŞ daireleri kura ile değil, buna göre dağıtacak.
3) İstanbul helikopter taşıma şirketi kurulacak. Belediye yer verecek. Rusya helikopterlerini ortak olarak koyacak. İran, Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan yakıtla ortak olacak. İstanbul şoförleri pilot olarak yetiştirilip İstanbul içinde ucuz helikopter taşımacılığı geliştirilecek. Ortaklar satılan biletten yüzde alacaklardır. Özellikle ambulans hizmetleri acilen ‘helikopter ambulans’ şekline dönüştürülecek ve acil hastalar İstanbul trafiğinden kurtarılacak.
4) İstanbul içindeki paralı yollar kalkacak. Park kuleleri inşa edilecek ve araçlar park yerlerine asansörle indirilip çıkarılacak. Buralarda park etme bedelsiz olacaktır. Buraların masrafları bilet üzerine şarj edilecektir.
b) İstanbul’un ikinci sorunu gecekondu sorunudur.
İstanbul’un yüzde yetmiş beşinin inşaatı kaçaktır ve hisseli tapu üzerindedir. Binaların durumları bilinmemektedir. Çarpık yapılaşma dışında zelzele fobisi İstanbulluları diken üzerinde yaşatmaktadır. Bunun için Belediye tüm binaların zelzeleye dayanıklıklarını ölçecektir. Buna göre yenilenecek veya onarılacak diyecek. Herkes benim binamın durumu budur diye bilecek. Belediye “imar senedi”ni çıkaracak, satmak isteyenlerin binalarını imar senedi ile satın alacak ve onarımını veya yenilemesini yaptıktan sonra maliyetle imar senedi ile satacaktır. Böylece kısa zaman sonra İstanbul yeni imara kavuşur, zelzele korkusu kalkar.
c) İstanbul’un üçüncü sorunu kaçak işçilik ve kayıt dışı ekonomidir.
İşyerleri sefalet içinde ve kayıt dışı çalışmaktadır. Mevcut mevzuatı bilmeme ve görevlilerin baskısı sebebiyle işyerleri büsbütün kaçak çalışmaktadır. Bu da markalaşmayı ve iş hayatında gelişmeyi önlemektedir. Bunun çaresi, genel hizmet kooperatiflerini kurarak işletmeleri görevlilerin ve kanunların kötü uygulamasından korumaktır. Bizim Akevler uygulamamız vardır. Kırk senelik deneyimimizle biz firmalara ezilmeden kayıtlı ekonomiye nasıl geçilebileceğini öğretebiliriz. Bugün geçemiyor çünkü geçse iflas ediliyor.
d)İstanbul’un dördüncü sorunu ise kentleşememiş olması sorunudur.
Yarım asır içinde İstanbul’un nüfusu on beş misli artmıştır. Anadolu’nun her yerinden gelen halk köyünden kopmuş ama kentte yerini bulamamıştır. İstanbul kent değil bir kalabalıklar yığınıdır. Bir cenaze veya düğün olduğu zaman aynı yerde oturanlar değil, aynı memleketliler gelirler. Aynı semtte yaşayanlar değil, hemşeriler bir araya gelirler. Ancak bu durum çocuklar ve yeni nesiller için sona ermek üzeredir. İstanbul organize olmalıdır. Bunun için Anadolu’nun her ilçesine karşılık bir İstanbul’da aynı adla bir bucak oluşturmalıyız. O ilçeden gelenlere orada iş bulma ve ticaret yapma imkanlarını hazırlamalıyız. Bu aynı zamanda trafik sorununa da bir çare olacaktır. Her bucak Anadolu’da bir ilçenin kardeşi olacaktır. Fazla bir şey yapmamız gerekmiyor. Belediyenin evleri ve daireleri alıp satması, kârsız alıp satması bu sorunu zamanla çözer.
AK Parti bunlara kulak vermiyor. Belediye başkanları “Adil Düzen”e karşı olmakla öğünüyorlar. Ama diğer partiler birleşebilir.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ-475/ADİL DÜZEN DERSLERİ-305 İstanbul, 06 Eylül 2008
İSTANBUL’U KURTARACAK ORGANİZASYON
Kör, dilsiz, sağır olan AK Parti’nin İstanbul’u kurtarma ihtimali bugünkü beşerî hesaplarla yok gibidir. Bu durumda ikinci bir öneride bulunmak istiyoruz.
AK Parti dışındaki partiler olarak bir “İstanbul’u Kurtarma Kurulu” kuralım. Bu kurula (AK Parti hariç) siyasi partiler aldıkları oyları nisbetinde üye atasın. Akevler bu kurulun sekreterliğini yapsın. Bin sahifelik bir “İstanbul’u Kurtarma Projesi” hazırlasın. Bu projede her türlü görüşler varyant olarak yer alsın.
Akevler’in bu hususta çalışması vardır.
Bir-iki ay içinde bu proje hazırlanmış olur.
Bu projenin yapılmasına katılan âlimler kendi aralarında sıralama yapsınlar. Belediye adayını onlar çıkarsınlar. Bizce bu Erbakan, Demirel, Özal gibi mühendis ve profesör olmalı. Akevler’in kadrosunda böyle profesör mühendisler vardır. Yarışmayı kim kazanırsa o olsun.
AK Parti dışındaki partiler aldıkları oylara göre ilçe ve beldeleri bölüşmeli, belediye meclis üyelerini bölüşmelidirler. Mahallelere ve muhtarlara varıncaya kadar partiler organize olmalı ve ona göre seçime girmelidirler. O ilçede yalnız o partinin adayı başkanlık adayını koymalıdır. Partiler bin sahifelik ortak programdan seçim yapıp kendileri alternatifsiz tek çözüm programları ile seçime girmelidirler.
Millî olmayan medya bugün bizim yanımızda yer almaz. Biz bir haftalık dergi çıkarmalıyız. Bu dergi 1 YTL ile satılmalıdır. Bu dergide her görüş yer almalı; AK Parti’nin görüşü de yer almalıdır. Bize katılmayan diğer partiler varsa, onlar da yer almalıdır. Partilerin sahifeleri olacak ve kendi sahifelerini kendileri dolduracaklar. AK Parti dışındaki tüm partiler harekete geçerek bu dergiyi satacaklardır. Derginin basım masrafları reklamlarla karşılanacaktır. Satılanların bedelleri partilerin gelirleri olacaktır. Bu dergi tüm İstanbullulara dolaylı da olsa ulaşmalıdır. Her AK Partili olmayan partiliye mutlaka ulaşılmalı ve haftalık dergi okutulmalıdır.
Dergi aracılığı ile bir istişare örgütünü kurmalıyız. Dergiyi İstanbul bakkalları halka ulaştırmalıdır. Derginin yazılı olmayan mesajlarını da bakkallar vasıtasıyla ulaştırmalıyız.
Derginin parasını gençlerden oluşturduğumuz örgüt toplayacaktır. Dergi bir hafta önce ulaştırılacak ve ertesi hafta gidildiğinde; beğendiyse parayı vermesi, beğenmediyse dergiyi iade etmesi istenecektir. Bu arada dergi hakkında halkın görüşü alınacaktır.
Derginin içine bir form konacak, bazı sorular sorulacaktır. Hangi yazarları beğendiği, sokağın veya komşunun bir sorunu olup olmadığı, kendisinin işte veya ailesinde bir sorununun olup olmadığı sorulacak. Bu arada kendisinin bir isteğinin olup olmadığı tesbit edilecektir. Bunların istatistikî sonuçları tesbit edilecek ve internette yayınlanacaktır. Bir de sorunların çözümü için yollar aranacaktır. Böylece henüz belediye başkanı seçilmeden bile halka hizmet vermeye başlanacaktır.
Partiler arası anlaşmazlıklar hakemler yoluyla giderilecektir. Önce her parti kendi görüşünü savunacak, iktidara geldiği zaman da kendi programını uygulayacaktır. Merkezi müdahale olmayacaktır. Mutlaka ortak hareket etmek durumu hasıl olursa o zaman da hakemlere gidilecek. Davacı bir hakem seçecek, davalı bir hakem seçecek, hakemler bir baş hakem seçecek. Karar uygulanacak. Hakem kararlarına karşı da hakemlere gidilebilecektir.
Böylesine organize bir şekilde çalışmamız ne yapar ve ne gibi sonuçlar doğurur?
Böyle çalışmamız İstanbul’u kurtarır. İstanbul’u mezbele olmaktan kurtarır. Türkiye’yi sefalet ülkesi olmaktan kurtarır. Dünyanın en ileri ve gelişmiş ülkesi hâline getirir. Bunu bir iki yıl içinde başarmak mümkündür. Sonra bu başarılarına dayanarak partiler benzer şekilde Anayasa çalışmasını yaparlar ve o zaman AK Parti’nin alinden iktidar alınır.
Sokakta yürümekle, din düşmanlığı yapmakla, yahut dini kuru kuru savunmakla bir yere varılamaz. Siz zannediyor musunuz ki AK Parti iktidara bir yılda geldi? AK Parti iktidarı belki onlarca yıl önce CIA tarafından planlandı. Türk ordusu da karşı plan yaptı. Millî irade bu planlı çalışmaların sonucu oraya geldi. Şimdi CIA düşürmeye, ordu yaşatmaya çalışmaktadır ama ikisi de başarısız olacaktır.
Bu durumda biz Türk milleti olarak soruna çare bulmalıyız. Çare ve çözüm yine milletin kendisinde ve iradesindedir.
Bize göre sorumlu olan AK Parti değildir; sorumlu olan böyle muhalefeti çıkaramayan diğer partilerdir.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92