15 Temmuz: Tek tedavi ‘KUR’AN ve İLİM’dir-7
Evet, 15 Temmuz ve benzeri önceki/sonraki daha nice darbelerin “tek çare, çözüm ve tedavisi ‘KUR’AN VE İLİM’dir” yani bu iki kaynağa dayanan “KUR’AN DÜZENİ”dir…
Meselenin özü ve özeti budur, gerisi teferruattır ama “zalim düzeni” sona erdirecek olan “ADİL DÜZEN” gelinceye kadar bu konu üzerinde durmaya devam edeceğiz…
Bu merhalede bir hatırlatma yapmam gerekiyor: 15 Temmuz’dan beri önce 30 adet (kısmen tedavi de içeren) “TEŞHİS” yazısı yazdık, sonra “TEDAVİ” merhalesine geçtik…
15 Temmuz’u tedavi merhalesini 10 yazı ile şimdilik noktalamayı düşünüyordum…
Evet, öyle düşünüyordum ve 10 yazının 8 adedi zaten yazılıp yayımlandı…
Geriye sadece 2 yazı kalmış gibiydi ki; araya Kurban Bayramı girdi…
Kurban Bayramı’nın ilk iki gününde görevlerimi sona erdirdim…
Bir köşede inzivaya çekilip derin derin düşünmeye başladım…
İnzivada, planladığım son 2 yazıyı yazmaktan vazgeçtim…
KUR’AN VE İLİM haftalık çalışmalarımıza odaklandım ve “sonuç” olarak yazmaktan vazgeçtiğim 2 yazı yerine KUR’AN VE İLİM merkezli uyarılarımıza devama karar verdim...
*
Bu yazıların yayımlandığı sayfalar aynı zamanda “ekonomi” sayfalarıdır ve 15 Temmuz’dan yani tam iki aydan beri ekonomi ağırlıklı yazılarımıza da ara vermiştik…
15 Temmuz “TEŞHİS VE TEDAVİ” merkezli yazılarımızın bu merhalesinde ve söz verdiğimiz 40 yazıyı tamama erdirirken, aynı zamanda ekonomiye de odaklanmış olacağız…
15 haftadan beri Nahl Suresi üzerinde çalışıyoruz ve bu yazının yazıldığı bugün (Cumartesi) de haftalık seminer günümüzdür; 15. hafta çalışmamızdan aktarma yapacağım…
*
İnsanlar emekleri ile doğadan yararlanıp üretim yaparlar. Bu ürettiklerini insanlığa vermeleri karşılığında “para” denen belgeyi alırlar. Bu belge ile sonra market ve mağazalara gidip başkalarının eskiden ürettiklerinden istediklerini alırlar. Böylece yaşarlar.
Çağımızda artık hiçbir kimse kendi ürettiğini tüketmez. Bugün üretilenler bugün tüketilmez. / Biz atalarımızın ürettikleri ile yaşarız. / Bizim ürettiklerimizi de çocuklarımız yiyeceklerdir. / Para değerlendirme aracıdır; emeğin ücretini, malın da fiyatını belirler ve onunla değiştirme yapabiliriz.
Bir malın harcanan saat ile ölçülen maliyet değeri vardır. Yine bir malın gün ile ölçülen yararlanma değeri vardır. Yararlanma değeri maliyet değerinden daima büyüktür. Böylece mallar üretilir. Serbest pazarlıkla bu değer üretici ile tüketici arasında bölüşülür. Para sadece ölçme aracıdır ve borçlanma belgesidir, borçlu olan alacaklıya verir. Nasıl uzunlukları ölçtüğümüz zaman metreyi uzatıp kısaltmakla ölçtüklerimiz uzamazsa, paranın değerini değiştirmekle hiçbir şey değişmez. Emek karşılığı çıkarılmayan para “karşılıksız para”dır ve kumaşı uzatacağımıza metreyi kısaltmak daha fazla kumaş bedelini almak demektir.
İşte, karşılıksız paranın peşinde koşanlar, doların ve TL’nin peşinde koşanlar, gerçekte hiçbir gücü olmayan, bir işe yaramayan nesnenin peşinde koşarlar.
Bu ayette (Nahl Suresi 73. ayet) işaret edilen şey karşılıksız paradır... Gümrük vergileridir... Transfer vergileridir... Sigortalı emekliliktir... Devlet desteğidir...
Devlet ne ile destekleyecek? / Karşılıksız para çıkaracak ve insanların ambarlarındaki mallarını gasp ederek sana verecektir.
Bugünkü ekonomide belki de insanların yarısı veya daha da fazlası üretmeye katılmadan tüketmektedirler. Bu ayette insanlığın bugünkü “sömürü düzeni” anlatılmaktadır. Sömüren yalnız Sermaye değildir. Sömüren yalnız devlet değildir. Bir tarlaya malik olup onu ekip biçmediği halde başkalarının ekip biçmesine mani olan da sömürmektedir. Gümrükler, bina ve arazi vergileri birer sömürme aracıdır. Bu düzendeki nice meslek sömürme aracıdır...
(Devamı var ve devam eden yazıların her birinde 15 Temmuz’un tedavisi de var…)