15 Temmuz: Tek tedavi ‘KUR’AN ve İLİM’dir-3
Madem “Tek çare, çözüm, tedavi ‘KUR’AN VE İLİM’dir” diyoruz…
Bu dediğimizin deliline, desteğine, mazisine, başlangıcına az da olsa gidelim…
Önce, bugünkü yazımı yazmaya başlamadan önceki günlük okumalarımdan, bir yazıda dikkatimi çeken giriş bölümü ile girizgâh yapalım: “Medeniyet, zaman bakımından üç boyutlu bir süreçte inşa olur: Mazi, hâl ve istikbal… Hâlde bulunan insan, kendinden önceki tecrübe, bilgi ve teknolojiyi devralır, ondan yararlanır, ona yeni şeyler katıp istikbale devreder. Böylece devredilen her türlü tecrübe, bilgi ve teknoloji, zaman koridorunda tekâmül ederek medeniyeti oluşturur…” (Karar, Alaattin Karaca, 05.09.2016)
Evet; MEDENİYET ve mazi, hâl, istikbal…
880 haftadan beri yapmakta olduğumuz “KUR’AN VE İLİM” seminerlerimiz için hazırlamış olduğum kapakta şöyle diyoruz: Biz 50 yıldır çalışıyoruz… Bizler çalışıyor ve YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’ni kuruyoruz… Sizleri de çalışmalarımıza davet ediyoruz; buyurun, birlikte çalışalım… “ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ projesidir…
İlginizi çekecek bir ayrıntı daha vereyim: Bu seminerlerimizin başlangıçtaki adı “KUR’AN MATEMATİĞİ” idi; daha sonra çalışmalarımızın çerçevesi iyice genişleyip bütün ilimleri kapsayacak seviyeye çıktığında “KUR’AN VE İLİM” demeye başladık…
Evet; MEDENİYET ve mazi, hâl, istikbal…
Mazi: Beş bin yıl öncesi, Hz. Nuh ve ilk medeniyet; Mezopotamya Medeniyeti ve Kur’an Medeniyeti’ne varıncaya kadar her bin yılda gerçekleşen bütün medeniyetler…
Hâl: Bugünkü hâlimiz; özellikle de 15 Temmuz’dan önceki ve sonraki hâlimiz…
İstikbal: Gelecek binyıl medeniyeti; “ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ.
***
Bu genel bilgilendirmeden sonra, kaldığımız yerden devam ediyor, tek çare, çözüm, tedavi olan KUR’AN VE İLİM 879. seminerimizden notlar aktarmaya devam ediyorum…
“AK Parti ve Cemaat el ele vermiş, “Adil Düzen”i engellemede ittifak etmişlerdi... / İşte, beklemedik olaylar cereyan etmeye başladı. Balyoz ve Ergenekon’la AK Parti bindiği dalı kesiyordu... / Sonunda beklenmedik 17 ve 25 Aralık (2013) olayları oldu. Ergenekon ve Balyoz’dan dönüldü. Ama sorunlar çözülmedi. Ve sonunda hiç beklenmedik 15 Temmuz geldi. / İşte bunlar şuursuzca gelenlerdir. Görünürde Sermaye zafer kazanıyor ve hedefine doğru ilerliyordu. Ama Allah böylece Sermaye’yi beklemediği cihetten vuruyordu. / Türkiye’deki 15 Temmuz, İran inkılâbı kadar önemlidir. Halk iktidara doğrudan el koymuştur. Daha beklemediğimiz ve bilmediğimiz nice olaylar cereyan edecektir...
“Yani onları yine kendi inkılâpları bitirecektir. Faizli karşılıksız para ile bu gücü elde ettiler, yine bununla yıkılacaklardır. İnsanlar oynanan oyunu öğrenecekler ve Sermaye (bir daha) üçüncü cihan savaşı çıkarsa bile, ondan sonra artık böyle bir savaş çıkaramayacaktır. / Sovyetler kendi halkına zulmetti. Çin kendi halkına zulmetti. Türkiye, Almanya/Hitler, İtalya/Mussolini kendi halkına zulmetti. Sonunda ne oldu? Sermaye’nin bu mekri kendi aleyhine bitti. Sovyetler Sermaye’yi kovdu. Çin Sermaye’nin dolarlarına yani para gücüne sahip oldu. Dünyada ulusal devletler oluştu. /Çalkantı devam ediyor, sömürenler çöküyor...
“Evet, faizli karşılıksız para, Allah’ın semenini, Allah’ın altın ve gümüşünü yenemeyecektir, insanlık yeniden altın paraya dönecektir. / Ekonomide bir taraftan üretim ve tüketim yapılır, döngü devam eder. Bu döngünün sürebilmesi için ters istikamette altın ve gümüş veya senetleri dolaşır. Fiyatlarla çarpılınca mal döngüsü para döngüsüne eşit olur. Altın ve gümüş sınırlı olduğu için para döngü hızı ile üretimi ve tüketimi aynıdır. / Faizli sistemde karşılıksız para ile döngü sürdürülür. / Faizsiz sistemde paranın hızı ile denge sürdürülür. / Faizsiz sistem faizli sistemi yenecek, yarışı faizsiz sistem kazanacaktır. / Türkiye veya Rusya faizsiz sisteme geçmedikçe pek çok 15 Temmuz’la karşı karşıya kalırlar ve olaylar Rusya’ya, Çin’e, Avrupa’ya, dünyaya sıçrar...” (Devamı var)