Sam Adian
RAMAZAN ve TARIH
11.08.2012
12122 Okunma, 0 Yorum

 

Arap Takvimi ve Aylar / Günler

 

Arapların Yıldızları dört guruba ayırdıkları bilinmektedir.

 

  1. Mevsimleri anlamaya yarayan yıldızlar (Nücumu’l-Enva)
  2. Yönlerini belirlemeye yarayan yıldızlar (Nücumü’l-ihtida)
  3. Gecenin vaktini belirlemeye yarayan yıldızlar (Nücumuu’s-Saati’l-Leyl)
  4. İyi ve kötü şans yıldızları. (Cihaz)

 

Çünkü Cahiliye dönemi ve öncesi Arapları birbirinden tamamen farklı ama her ikisi de aynı anda geçerli olan iki ayrı takvim kullanıyorlardı Bunların ilki “Yıldız Takvimi” diğeri ise “Ay-Güneş Takvimi” idi. Yıldız takvimine göre, bir güneş yılı, her biri 13 günlü yirmisekiz parçaya ayrılıyordu. Onlar birbiri arkasına 13 günlük veya buna yakın aralıklarla doğup batan yirmi sekiz yıldız seçmişlerdi ve bu şekilde mevsimler daima aynı yıldızın doğduğu anda başlamasından dolayı yüzde yüz güneş takvimi olarak değerlendirilebilecek bir uygulama idi. (Muhammed Hamidullah)

 

Çeşitli eserlerde Arapların kullandıkları yıldız isimleri sayısının 250 kadar olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre cahiliye Araplarının gökyüzü gözlemlerine fazlasıyla önem verdikleri görülmektedir. (ibn-ül Ecdabi)

Cahiliye Araplarının çeşitli doğa olaylarını muhtemelen Mezopotamya astronomi bilgilerinden derledikleri ilkel ve karma bir öğretiye de sahiptiler. Bunun adına “İlmu’l-Enva” diyorlardı. İlmu’l Enva, basit olarak yıldız veya takım yıldızlarının doğuş ve batışı ile başlayan 28 dönemlik bir güneş yılındaki meteorolojik hadiseleri takip ve tahmin etme bilgisinden ibaretti.

 

İlmu’l Enva’da geçen “Ayın yirmisekiz menzili” şu isimleri taşımaktadır: Şeretan, Butayn, Deberan, Hak’a, Hen’a, Ziraü’l Esed, Nesre, Tarf, Cebhe (Nev süresi ondört gün olan tek yıldız), Zübre, Sarfe, avva, Es-simakü’l a’zel (Yaz), Gafr, Zübana, İklil, Kalbü’l Akrep, Şevle, Naaim, Belde (Sonbahar), Sa’dü’z Zebih, Sa’dü Büla, Sa’dü’s Suud, Sa’dü’l Ahbiyye, El-Fer’u’l Mukaddem, El-Fer’u’l Muahher, Batnü’l Hut (Kış)

 

Ayrıca Necid ve Hicaz Araplarının dillerinde astronomi ile ilgili bir çok kelime, şiir, haber ve hikaye bulunması, onların ay ve güneşin hareketlerinden, yıldızlardan ve konumlarından, burçlardan ve geçegenlerden haberdar olduklarını göstermektedir. (Musa Cerullah, Nizamu’n Nesi Inde’l Arab)

 

Ay-Güneş takviminde ise, Ayın hareketleri esas alınmakla birlikte, güneşin hareketlerini de hesaba katıyordu. Kullanılan sene 354 günden oluşan 12 aydan müteşekkil idi. Güneş senesine eşitlemek için belli aralıklarla senenin sonuna (12 kameri ayın sonuna) 13. Bir ay eklemesi yapıyorlardı. Böylece kameri sene, güneş senesine eşitlenmiş oluyordu. (M. Hamidullah)

 

Yıl anlamında “sene” ve “am” kelimeleri kullanılıyordu. Sene kelimesi Samii kökenlidir ve daha çok Küzey Arapları tarafından kullanılmıştır. Bir görüşe göre “sene” güneş yılını, “am” ise kameri yılı ifade etmektedir.

 

Sene 4 mevsime taksim edilmişti. Her mevsim üç aydan oluşuyordu. Bunlar Şita, Rebi, Sayf ve Harif’dir. Sayf için bazı yerlerde Kayz kelimesinin kullanıldığı da olmuştur. Harif, aslında yaz sonrası havaların soğumaya başladığı dönemde yağan sonbahar yağmurlarına isimdir.  Bununla birlikte Rebiülevvel ve Rebiussani hem ay hem de mevsim ismi olarak kullanılıyordu. (Cevad Ali)

 

Rebiülevvel kış sonrası havaların ısınmaya başladığı zamanı, Rebiussani ise meyvelerin olgunlaştığı sonbahar mevsimini ifade ediyordu.  Ancak bu taksimat güneş takvimine göre yapılmıştı. Bunun sebebi ise kameri ayların güneş senesini karşılamıyor olması idi. Bu taksim İslam döneminde de devam etmiştir.

 

Buna göre Harifin başlangıcı 3 eylül, Şitanın başı 3 Aralık, Rebinin başlangıçı 5 Mart, Sayfın başı 4 Hazirandır. Bazı yerlerde senenin 2 aylık dilimlere bölündüğü de görülmektedir. Bunlar Rebiülevvel, Sayf, Kayz, Rebiuussanii, Harif ve Şitadır.

 

Araplara göre Ay gece ile başlardı, Ay anlamında Güney Araplarında “Verah” kelimesinin kullanıldığı bilinmektedir. Daha sonraları bunun yerini “Şehr” almıştır. Şehr kelimesi gerçekte, Dünyanın uydusu Ay’ın belli hareketleri için kullanılan bir kelimedir. Bir dönem ifade etmekle birlikte Takvimsel olarak “ay” anlamında değildi. Daha sonraları bu kelime Islam’ın etkisiyle terminolojiye “ay” olarak girmiş ve böyle kullanılmaya başlamıştır.

 

Islam’ın ortaya çıktığı zamanlarda (Cahiliye dönemi) kullanıldığı düşünülen Ay isimleri ise şunlardır: Muharrem (Saferülevvel), Safer (saferüssani),  Rebiülevvel, Rebiulahir, Cemaziyeelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade, Zilhicce.  Bu isimlerin Kureyş zamanında kullanılmaya başlandığı rivayet edilmektedir. (Ka’b b.Lu’eyy b.Galib b.) Ancak başka bir rivayette cahiliye döneminde ay isimlerinin farklı olduğu mesela Muharrem yerine Safer isminin kullanıldığı da bir vakıadır. Ancak bu ay isimlerinin Islam ile birlikte sonradan şekillendirildiği de unutulmamalıdır.

 

Cahiliye Arapları, ayların isimlerini bu aylarda ortaya çıkan önemli olaylara ve havanın şartlarına göre koymuşlar idi. Ayların isimlerinin mevsimlere ve hava şartlarına işaret etmesi, bu ayların sabit kaldığını da göstermektedir.

 

Araplar bu isimlerden önce Aylar için şu isimleri kullanmakta idiler: Muharrem için Matik, Safer için Sakil, ardından sırasıyla Talik, Nacir, Eslah, Emyeh, Ahlek, Kesi’, Zahir, Berk, Harf, Ni’sa.

 

Burada dikkat edilmesi gereken şey, “Ramazan” isminin Arapların kullandıkları takvimde bir Ay ismi olarak yer almıyor oluşudur. Bu Islam ile birlikte şekillenmiş olan bir isimdir. Eski Araplarda Ramazan, sadece gündönümünden sonraki yaz aylarında ortaya çıkan kavurucu sıcaklıklar için kullanılan bir isimdi.

 

Bununla birlikte Cahiliye dönemi Arapları Ay’ı 3’er günlük dilimlere ayırarak isimlendiriyorlardı. Bunlar, Gürer, Semer, Zuher, Durer, Kamer (veya Biz) Dura’, Zulem, Hanadis, Devari ve Mihak’tır. Bu isimlerin her biri kamerin şekillerine göre isimlendirilmiştir.

 

Cahiliye Araplarının hafta mefhumu kullanıp kullanmadıkları bilinmemekle birlikte, kullandıkları gün isimleri şöyledir: Evvel (Pazar), Ehven (Pazartesi), Cubar (Salı), Dubar (Çarşamba), Mu’nis (Perşembe), Arube (Cuma), Şiyar (Cumartesi).

 

Araplar Ayları iki kısma ayırıyorlardı, Haram aylar ve olağan aylar. Haram Aylar, Muharrem, Recep, Zilkade ve Zilhicce’dir. Bu ayların bu şekilde isimlendirilmesinin sebebi savaşın yasak oluşundan ileri gelmekte idi.

 

Yarımadada yaşayan Arapların belli bir tarih başlangıcı yoktu. Kendileri için önemli gördükleri olayları tarih başlangıcı olarak kabul ediyorlardı. Mesela Fil vakası İslam öncesi Bölgede tarih başlangıcı olarak kullanılıyordu. Göçebe olanlar da kendilerine başka olayları tarih başlangıcı kabul ediyorlardı. Arap şiirinden anlaşıldığına göre, genel olarak senenin başlangıcının Muharrem (Seferülevvel) ayı olduğu anlaşılmaktadır.

 

Hicri takvim  Hz. Omer döneminde kabul edilmiş ve süreç içerisinde sistematik hale getirilmiştir. Ancak ay isimlerinin sonradan şekillendiği ve Islam’ın ilk dönemlerinde Arapların kullandıkları Ay isimlerinin farklı olduğu da açıktır. Bu isimlerin Cahiliye döneminden sonra şekillenmeye başladığı anlaşılmaktadır.

 

Arapların takvim için kullandıkları ilave bir yöntem de Nesi dir. Bu kimilerine göre haram ayları geciktirmek maksadıyla olduğu düşünülse de genel olarak Kameri ayların güneş takvimine göre sabitlenmesi için yapılan bir uygulama idi. Zamanı ertelemek manasında olan Nesi Arap takviminde uygulanmakta idi. Bu konuda iki önemli tanım yapılmaktadır: Araya sokuşturulmuş, ilave edilmiş ay (Intercalary) ve Kameri yılı şemsi yıla eşitlemek için eklenen gün sayısı. Görüldüğü gibi, Arapların Islam öncesi kullandıkları takvim Kamerin hareketlerine göre olmakla birlikte, Güneş’e sabitlenmiş bir takvim idi. Dolayısıyla mevsimler ve aylar yer değiştirmiyordu.

 

Fakat bütün tartışmalar bir yana, temelde Araplar Nesi’yi, kameri ayları sabitleyerek mevsimler arasında yer değişmeyi önlemek ve haram ayları arasına fasıla koymak amacıyla kullanıyorlardı. Bunun senenin sonunda yapılıyor olması hem seneyi şemsi seneye eşitlemiş hem de haram ayları arasına fasıla koymuş oluyordu.

 

Öte yandan, Ramazan ayının Şubat ayına denk geldiği de tartışmalıdır. Bunun için tarihi bir delil yoktur. Matematiksel hesaplamalar ile böyle bir sonuca ulaşılmakla birlikte, aradan geçen uzun zaman dikkate alındığında meydana gelmesi muhtemel kaymaların bu ayın dönemini de değiştirmiş ve yıl içinde kaydırmış olabileceği de göz ardı edilmemelidir.

 

Eski Arapların kullandıkları takvim ve kelimenin etimolojik anlamları da birbiri ile örtüşmektedir. Ayrıca Kur’an da “Ramazan” kelimesi dışında hiçbir “takvimsel Ay” adı kullanılmaz. Ramazan kelimesinin de etimolojik olarak bakıldığında Bir “ay” anlamında değil, yılın belli bir dönemini anlatmak için kullanıldığı da görülecektir. Ayetler dikkatle incelendiğinde, öncelikli olarak Güneş’e atıf olduğu açıkça görülebilir. (A’raf 54, Yunus 5, Rad 2, Ibrahim 33, Nahl 12, Embiya 33, Lokman 29, Fatır 13, Yasin 39, 40, Zumer 5, Fussilet 37, Rahman 5, Nuh 16)

 

Bütün bunlarla birlikte, Oruç yani Sawm emrinden sonra, bu emrin mahiyetini sorgulamak daha büyük önem taşımaktadır. Şöyle ki: Kur’an da “ketebe” edildiği söylenen bu eylemin mahiyeti itibariyle, yine Kur’an ın bilgilerine göre farklı bir amaca yönelik olduğu, Sosyolojik olayların bertaraf edilebilmesi için bir alışkanlık kazanımı şeklinde öngörüldüğü açıkça anlaşılmaktadır. Gerek mana ve gerekse nitelik olarak atıf yapılan uygulamalar bunun dışında herhangi bir sonuca işaret etmemektedir.

 

Sawm, ne sadece “mü’min” olanlara yüklenebilecek bir eylemdir, ne de terminolojik olarak tarif edilen (müesses manada) bir eylemdir. Bu herkesi kapsayan bir davranış alışkanlığının geliştirilmesinden başka bir şey değildir. Zorunlu olmamakla birlikte önemlidir. Yine ayetlerden Sawm’ın toplumsal bir hareket veya eğitim biçimi olmadığını, bunun bireysel bir davranış biçimi olduğunu da görüyoruz. (Meryem’in Sawmı)

 

Öte yandan, sünnet ve hadislerde zikredilen oruç ile, bugün uygulanan oruç anlayışının farklı olduğu da bir vakıadır. Müesses fıkhın bu konudaki görüşlerinin dikkate alınmadığı ve uygulamanın sadece gelenekselleşmiş haliyle sürdürülme çabası olduğu kanaatindeyim.

 

Sawm, gerçekte “iyi insan” yani “amel-i Salih” insan projesinin bir parçasıdır ve bir davranış biçimini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu elbette benim görüşümdür. Başkaları başka türlü düşünebilir eğer Kur’an dan delilleri varsa. Ancak araştırmacıların da bu konuda söyleyecek "objektif" sözleri olmalı diye düşünüyorum.

 

Vesselam

 

(Diğer Alıntılar: Musa carullah, Cansazani, A.Moberg, İbn Manzur ve diğer kaynaklar)

 

 






Son Yorumlanan Makaleler
Sam Adian
SOSYAL KAPITALIZM.
21.03.2012 14452 Okunma
24 Yorum 28.05.2024 14:39
Sam Adian
EKIMUS SALAT - Namaz bir Ritüel midir?
1.02.2012 19561 Okunma
16 Yorum 28.05.2024 14:30
Sam Adian
EN IYI ANAYASA YAZILI OLMAYANDIR.....
7.07.2012 13502 Okunma
35 Yorum 28.05.2024 14:26
Sam Adian
IŞLEVSIZ TANRI...!
9.09.2012 15271 Okunma
43 Yorum 28.05.2024 14:10
Sam Adian
FINANSMAN MESELESI VE ZEKAT
8.11.2012 27160 Okunma
46 Yorum 28.05.2024 13:53
Sam Adian
HAMR ve HUMR
25.02.2012 53014 Okunma
19 Yorum 28.05.2024 13:50
Sam Adian
BIR EYLEM OLARAK ZINA
14.07.2012 34559 Okunma
25 Yorum 28.05.2024 13:42
Sam Adian
... VE NIHAYET RAB
12.10.2012 5530 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 01:06
Sam Adian
KIYAMET GÜNÜ.....
21.12.2012 7017 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 00:43
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE DOĞAL KAYNAKLAR, 18
4.06.2017 5421 Okunma
1 Yorum 05.06.2017 09:35
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI FAKTORLER - 15
2.06.2017 12307 Okunma
3 Yorum 03.06.2017 14:51
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 3
25.05.2017 4989 Okunma
1 Yorum 26.05.2017 00:55
Sam Adian
BIRKAÇ NOT
15.01.2014 7809 Okunma
4 Yorum 25.07.2014 16:22
Sam Adian
DÜZEN MESELESI ve AKEVLER
3.02.2013 6469 Okunma
1 Yorum 06.02.2013 22:28
Sam Adian
YUNUS-NUH : Mitolojiden Vahye
13.12.2012 12185 Okunma
4 Yorum 14.12.2012 14:59
Sam Adian
El-Lehu, Lehu ve Mülkiyet
9.12.2012 7500 Okunma
1 Yorum 12.12.2012 11:42
Sam Adian
MÜLKIYET MESELESI ve DÜZEN
6.11.2012 7762 Okunma
7 Yorum 21.11.2012 17:28
Sam Adian
SLT NEDIR?
3.11.2012 9564 Okunma
2 Yorum 04.11.2012 00:19
Sam Adian
KARAGÜLLE FELSEFESİ.....
13.10.2012 7662 Okunma
8 Yorum 23.10.2012 03:34
Sam Adian
RUBUBIYET....
6.09.2012 6708 Okunma
2 Yorum 12.10.2012 11:34
Sam Adian
Varlığın Rabbi....
28.08.2012 12250 Okunma
24 Yorum 05.09.2012 10:43
Sam Adian
.... VE TANRI! - 3
15.08.2012 6439 Okunma
1 Yorum 15.08.2012 21:16
Sam Adian
.... VE TANRI! - 1
12.08.2012 6958 Okunma
10 Yorum 14.08.2012 07:50
Sam Adian
.... VE TANRI! - 2
13.08.2012 7001 Okunma
6 Yorum 14.08.2012 03:44
Sam Adian
ORUCUN FAZILETLERI....
9.08.2012 7098 Okunma
4 Yorum 13.08.2012 13:58
Sam Adian
TANRI'NIN BEDENI....
2.08.2012 7604 Okunma
13 Yorum 08.08.2012 18:26
Sam Adian
CINSELLIK VE AKIT
19.07.2012 8100 Okunma
11 Yorum 30.07.2012 06:11
Sam Adian
MATERYALIST NIKAH
22.07.2012 5616 Okunma
2 Yorum 24.07.2012 03:40
Sam Adian
UTANMAZLIK ZINA MIDIR?
13.07.2012 14311 Okunma
16 Yorum 14.07.2012 21:14
Sam Adian
HADIM'DAN ZINAYA
12.07.2012 11417 Okunma
18 Yorum 13.07.2012 10:00
Sam Adian
ORTAK REFERANSLAR ve BIR ÖNERI
11.04.2012 8606 Okunma
9 Yorum 21.06.2012 16:27
Sam Adian
ADEM VE TOPLUMU - 1
4.05.2012 6997 Okunma
3 Yorum 04.05.2012 15:03
Sam Adian
YARATILIŞ VE SÜREÇ
2.05.2012 5592 Okunma
1 Yorum 03.05.2012 07:38
Sam Adian
BAZI ELEŞTIRILER
29.04.2012 5603 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 20:51
Sam Adian
YARATILIŞ
29.04.2012 7138 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 13:07
Sam Adian
KUR'AN'DA CEZA KAVRAMI
14.04.2012 16953 Okunma
3 Yorum 19.04.2012 20:21
Sam Adian
ANLAMADA YÖNTEM
12.04.2012 6017 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 16:04
Sam Adian
KAT'A ve NEFY
31.03.2012 14007 Okunma
22 Yorum 11.04.2012 01:44
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DIN FAKTÖRÜ
1.04.2012 6901 Okunma
11 Yorum 09.04.2012 23:53
Sam Adian
KAT'a ve NEFY - KAVRAMLAR
7.04.2012 12869 Okunma
32 Yorum 09.04.2012 18:02
Sam Adian
ŞURA
6.04.2012 9281 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 20:27
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DEVLET ve IKTIDAR
4.04.2012 9681 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 09:59
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KARAR MEKANIZMALARI
29.03.2012 11477 Okunma
15 Yorum 31.03.2012 20:26
Sam Adian
CRITICS
27.03.2012 5584 Okunma
2 Yorum 28.03.2012 22:17
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KURUMSALLIK
26.03.2012 6441 Okunma
3 Yorum 27.03.2012 20:01
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - INSAN VE DEVLET
26.03.2012 9438 Okunma
9 Yorum 27.03.2012 16:28
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 2
25.03.2012 4419 Okunma
1 Yorum 25.03.2012 05:43
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 1
24.03.2012 5276 Okunma
2 Yorum 24.03.2012 23:10
Sam Adian
"ADIL DÜZEN"IN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI
20.03.2012 5405 Okunma
7 Yorum 23.03.2012 18:49
Sam Adian
Metod ve uygulama
18.03.2012 5606 Okunma
9 Yorum 21.03.2012 10:01
Sam Adian
ANLAMAK.....
15.03.2012 6505 Okunma
5 Yorum 16.03.2012 18:21
Sam Adian
HMR ve SONUÇ
16.03.2012 12324 Okunma
18 Yorum 16.03.2012 18:08
Sam Adian
RIBA'nın UNSURLARI
11.03.2012 12743 Okunma
12 Yorum 15.03.2012 16:14
Sam Adian
HMR HAKKINDA - 2
14.03.2012 7202 Okunma
7 Yorum 15.03.2012 08:14
Sam Adian
INSANLIK ANAYASASI HAKKINDA-1
12.03.2012 4092 Okunma
2 Yorum 12.03.2012 17:32
Sam Adian
DARB-I MESEL VE YETKI GASPI
8.03.2012 10522 Okunma
22 Yorum 11.03.2012 16:10
Sam Adian
RIBA ve EKONOMI-1
9.03.2012 6993 Okunma
7 Yorum 10.03.2012 19:31
Sam Adian
SÖYLEYECEKLERIMIZ VAR
1.03.2012 4687 Okunma
5 Yorum 10.03.2012 08:24
Sam Adian
RIBA VE EKONOMI
7.03.2012 12428 Okunma
15 Yorum 09.03.2012 06:04
Sam Adian
DÖRT DELIL
22.02.2012 5279 Okunma
4 Yorum 02.03.2012 07:45
Sam Adian
INSAN VE DÜZEN
1.03.2012 4801 Okunma
6 Yorum 01.03.2012 19:11
Sam Adian
SLT ve SISTEM Toplu değerlendirme ve cevaplar
19.02.2012 11354 Okunma
16 Yorum 24.02.2012 01:08
Sam Adian
SLT-CEMAAT ŞERHI
15.02.2012 4340 Okunma
6 Yorum 16.02.2012 17:53
Sam Adian
SLT ve CEMAAT -
4.02.2012 4358 Okunma
1 Yorum 05.02.2012 08:58
Sam Adian
Allah Nasıl SLT eder?
2.02.2012 4861 Okunma
5 Yorum 03.02.2012 19:11
Sam Adian
SLT ve MESCID
25.02.2012 4350 Okunma
Sam Adian
BAŞÖRTÜSÜ
23.03.2012 5584 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ - 2
30.04.2012 4345 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ KURAMI VE EVRIM
1.05.2012 5683 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ VE DÜZEN
3.06.2012 4965 Okunma
Sam Adian
RAMAZAN ve TARIH
11.08.2012 12122 Okunma
Sam Adian
Ve MUKADDERAT...
14.10.2012 6297 Okunma
Sam Adian
ARASAT'TAN BIR ARSA
18.12.2012 4800 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 1
7.02.2013 5472 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 2
7.02.2013 5068 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 3
8.02.2013 6569 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 4
8.02.2013 5492 Okunma
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 1
24.05.2017 4098 Okunma
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 2
24.05.2017 3531 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI YONETIM SISTEMI - BANKA - 16
3.06.2017 3794 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KAYNAK VE YATIRIM YONETIMI - 17
3.06.2017 3163 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TARIHSEL YANILGILAR - 4
27.05.2017 4150 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - RIBA - BIR OZGURLUK DOLANDIRICILIGI 5
27.05.2017 4566 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE MULKIYET - 6
27.05.2017 4355 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SADAKA : KAMU MALIYESI - 7
27.05.2017 4715 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / A - 8
29.05.2017 6369 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / B- KOORDINASYON 9
29.05.2017 4615 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE/C - MEKANIZMALAR 10
29.05.2017 6565 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - ZEKAT - IKTISADI YONETIM SISTEMI - 11
30.05.2017 6746 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - INFAQ - TASARRUF MEVDUATI - 12
31.05.2017 4084 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KARZ-I HASEN / YATIRIM FONU - 13
31.05.2017 4407 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI PARAMETRELER - 14
2.06.2017 4614 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - URETIM VE ISHLETME - 19
5.06.2017 4224 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - FIYAT ANALIZI / Ucret, Fiyat, Para 20
6.06.2017 6921 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TUKETIM - 21
7.06.2017 3752 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SERBEST TICARET ve PIYASALAR - 22
8.06.2017 3709 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - YAPISAL ANALIZ - MAKRO/MIKRO - 23
9.06.2017 4227 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - BUYUME VE ETKILER - 24
10.06.2017 5892 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI DENGELER/REFAH TOPLUMU 25
11.06.2017 3803 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI EVRIM - 26
12.06.2017 4239 Okunma


© 2024 - Akevler