Sam Adian
YARATILIŞ
29.04.2012
6799 Okunma, 2 Yorum

INSANIN OLUŞTURULMASI

 

 

انسان / INSAN : Erkek bir kelimedir. Erkek bir varlığı ifade eder. Ancak bu bir cinsiyet olarak değil, nitelik olarak böyledir. Kelimenin yapısı itibariyle erkek olarak atfedilmiştir. Bir cinsiyeti değil, temel bir varlığı anlatır.

 

“Ve lekad halaknal insâne min sulâletin min tîn” (mü’minun 12)

 

وَلَقَدْ (Ve Lekad) : Have, We have (Ben)

خَلَق (Halaka) : Hazırlamak, oluşturmak, (create)

سل (SL) : Hücre, Hücreli, (Cell)

سلَالَة  من  (Min Sulaletin) : Gerinme, Gerinim, Hanedan, Torunları

سلَالَة (Sulaletin) : Zorlanma, Gerinim, Süzün, Süzgeçten, Cins, Tür

طِينٍ : (Tin) : Kil, Toprak, Çamur, Kerpiç

 

Biz insanı gerinmiş hücreli topraktan oluşturduk.

 

Ayette geçen “Sulaletin” kelimesine dikkat edilmesi gerekir.  Bu kelimenin çok ilginç manası vardır. Bu kelime bir gerinim, direnç, (veya yarı iletken) ifade ederken aynı zamanda hücreselliği de ifade eder. Bununla da yetinmez bir sürekliliği de ifade eder. Aynı zamada bir cinsi veya türü de ifade etmektedir. Yani, “hücresel gerinimli, süreğen bir tür” ifade edilmektedir. Bunun da yapıldığı madde topraktır.

 

Demek ki, İnsan, bir beden varlığı değil, bir processor olarak oluşturuldu. Nerden? Topraktan, gerinmiş bir topraktan.

 

Bugün mikroprocessorlerin işlevini bilmeyen yoktur. Ancak bu processorlerin yapılışını kimse merak etmez sanırım. Bu aygıtlar kumdan (topraktan) saf hale getirilmiş silikondan üretilir.  Kum, %25'i oranında silikon içerir. Silikon oksijenden sonra yerkürenin kabuğunda en çok bulunan elementtir. Kum, özellikle de kuvars (quartz) içeriğinde silikon dioksit (SiO2) halinde bol miktarda silikon içerir ve yarı iletken üretimi için vazgeçilmez bir malzemedir. Silikon ayrıştırılarak yeterli saflığa ulaştırılır. Öyle ki her bir milyon silikon atomu içerisinde bir tane yabancı atom bulunur. Yani % 99.99 saflığa ulaşmış bir kütle elde edilir. Bu kütle daha sonra plakalar halinde kesilir. Yine karmaşık işlemlerle yüzeyi kaplanarak iyon bombardımanına tabi tutulur ve bakırsülfat ile birleştirilerek hücresel trasistörler oluşturulur.  Bu yonga levhalar yarı iletken katmanlı bir tarsistör haline dönüşmüş olur.  Aslında dünya üzerinde üretilmekte olan en karmaşık şeydir mikroişlemciler.

 

Böylece kum, bilgi işleyebilen, daha açık bir ifade ile “sanal akıl” haline dönüştürülmüş olur. Üzerine yüklü bulunan program ve yararlandığı programlar sayesinde enerji kaynağına bağlı olduğu sürece akleder ve görevini yapar. Bu insanın yaptığı bir insandır aslında. Daha açık bir ifade ile, ayetin ifade ettiği “insan” bir mikroişlemci gibidir.

 

“Summe cealnâhu nutfeten fî karârin mekîn” (mü’minun 13)

 

جَعَل (Caele) : Dönüştürmek, yapmak

نطف (nutfe) : Sperm, organizma

قرار (karar) : kararlı, yerleşik

مكِين (mekin) : sağlam, güçlü, Can, (enable, allowed – etkinleştirilmiş, izin verilmiş)

 

Sonra kararlı bir organizmaya (hücreye) dönüştürerek etkinleştirdik

 

Yarı iletken mikroprocessor oluştuktan sonra bunun çalışmasını sağlayan sisteme ihtiyaç vardır. Besleneceği bir enerji kaynağına ve daha da önemlisi bir yazılıma ihtiyaç vardır. Mikroprocessörler o kadar küçüktür ki, bir hücre gibidir, ve aslında yonga levhalar üretilirken bir plaka olarak birden çok processor olarak üretilir ve sonra bölünerek ayrı ayrı kullanılır. Bir hücre düşünebiliyor, akledebiliyor olması yeterli değildir.

 

“Ellezî ahsene kulle şey’in halakahu ve bedee halkal insâni min tîn” (Secde 7)

 

…….İnsanı oluşturmaya topraktan başladı

 

“Summe ceale neslehu min sulâletin min mâin mehîn” (secde 8)

 

نَسْلَهُ (neslehu) : Onun soyundan (sonra gelenler)

سلَالَة  من  (Min Sulaletin) : Gerinme, Gerinim, Hanedan, Torunları

مهِينٍ (Mehin) Saldırgan, taarruz, hücum

 

Sonra onu soyunu (ondan sonra gelenleri)  akışkan hücresel gerinimli süregen bir türe dönüştürdük.

 

“İnnâ halaknel insâne min nutfetin emşâcin nebtelîhi fe cealnâhu semîan basîrâ” (insan 2)

 

أَمْشَاجٍ (Emşacin) : Gametes, üreme hücreleri,

نبتلي (nebteli) : plagued, musallat, çiğnenmiş, boğulmuş

سَمِيعًا (Semian) : İşiten, işitebilen, işitme cihazı

بَصِيرًا (basira) : Falcı, kahin, gören kimse

 

İnsanı bölünebilen üreme hücrelelerinden bir organizma olarak oluşturduk, ve işiten öngörebilen hale dönüştürdük.

 

Demek ki insan, topraktan oluşturulmaya başlandı, bir hücre olarak ve bu hücre bir tür haline dönüştürüldü, sonra bu tür bir yazılıma, programa, komuta merkezine bağlandı. Görebilen, düşünebilen ve duyabilen bir varlık oluşabilmesi için.

 

Özetlemek gerekirse, önce tek bir processör oluşturuldu, bu processör bölündü ve çoğaltıldı, sonra bu processörler  etkinleştirilerek bir programa bağlandı. (musallat edildi) Aslında biz bunu biliyoruz. Ve bunun adına da INSAN dendi. Fakat bu bir “Bedensel varlık değildir” bir sperm veya rahimde oluşma da değildir. Bir mikroprocessör ve bu mikroprocessörün bağlı olduğu/yönetildiği  bir yazılımdan ibarettir.

 

Dolayısıyla standart bir tür create edilmiş olur.  Bundan sonra detaylar oluşmaya başlar. Ne olur, türün varlık olarak şekillenmesi gerekir. Bu varlık da programlanmıştır.

 

Yâ eyyuhân nâsuttekû rabbekumullezî halakakum min nefsin vâhidetin ve halaka minhâ zevcehâ ve besse minhumâ ricâlen kesîran ve nisââ, vettekûllâhellezî tesâelûne bihî vel erhâm. İnnallâhe kâne aleykum rakîbâ” (Nisa 1)

 

نَّفْسٍ (Nefsin) : Aynı, benlik, aynı şey, kaynak

زَوْجَهَا مِنْهَا (Minha Zevceha) ondan eş, onun eşi

 

Demekki, temel varlık yani temel kaynak oluştuktan sonra o temel kaynağın dalları da oluştu. O dallar da aynı kaynaktan oluştu. ZEVC kelimesi genellikle “dişi” olarak algılanmaktadır. Ancak bu kelime erkek veya kadın ifade etmez. Bir şeyin eşi manasındadır.  Zaten bir processor olarak oluşturulan ve programlanan insan için erkek veya dişi (kadın) tanımlaması yapmak mantıklı değildir.  Cinsiyet belirtebilmek veya cinsiyete ayırabilmek için bedensel bir varlığın oluşması gerekir ki bu daha sonradır.

 

Demek ki, birinden birini oluşturmuş ve tek bir varlık olarak programlamıştır. Ayetin devamında, bu süreçten sonra erkek ve kadınların oluşturulduğunu da görebilmekteyiz. Yani oluşturulan bu türden daha sonra çok sayıda erkekler ve kadınlar türettiğini anlayabiliyoruz. Ve tabii bu oluşum sürecini kontrol edenin de Allah olduğunu anlıyoruz. Demek ki, bu oluşturma süreci doğrudan Allah’ın elleriyle yaptığı bir iş değil.

 

Buraya kadar özetlemek gerekirse, Yaratıcı önce bir program var etti (yazdı) sonra bu programın yorumlanabilmesi ve işlevsel hale gelebilmesi için Yaratıcının yetkisiyle birileri bir processor üretti. Ve ana programa bağlandı. Sonra  Bu processör çoğaltılarak bir tür oluşturuldu. Ve bu processör tarafından kontrol edilen varlıklar, erkekler ve kadınlar var edildi. Bütün bunlar bir çeşit yazılım gibi, asli kontrolör veya nitelik belirleyen varlıklar olarak oluşturuldu. Çünkü daha sonra var edilmesi planlanmış olan Ademi varlığın işlevsel hale getirilmesi ancak buna bağlı olacaktı.

 

Burda önemli bir nokta var: Casiye 4. Ayette başka varlıkların, canlıların da türetildiği anlatılmaktadır. Yani diğer varlıklar da “insan” adı verilen processör ve onun programı gibi bir programa bağlı varlıklardır. Necm 45 ve 46. Ayetlerde de bütün türlere ait erkek ve dişinin de aynı yöntemle varedildiği ifade edilmektedir.

 

Mü’min 67 de varoluş süreci daha net bir şekilde ifade edilmektedir.

“Huvellezî halakakum min turâbin summe min nutfetin summe min alakatin summe yuhricukum tıflen summe li teblugû eşuddekum summe li tekûnû şuyûhâ(şuyûhan), ve minkum men yuteveffâ min kablu ve li teblugû ecelen musemmen ve leallekum ta’kılûn” (Mü’min 67)

 

عَلَقَ (Alak) : Yorum, açıklama

 

Demek ki, önce gerinimli topraktan, sonra dönüştürülmüş bir organizmadan, sonra bir yorumdan, Sonra çocuklar olarak çıkaran….. şeklinde ifade edilmektedir. Yani Ayetlerin ifade ettiği varoluş ana rahminde değil, başlangıçataki program ve bu programın tekrarlanması , veya sanal varlık olarak varoluş ile bu varoluşun sürekliliğini anlatmaktadır.  Yani hepsi ayrı ayrıdır. Bir çocuk varlık olarak oluşmaya başladığı anda, onun processörü de oluşmaktadır. Oluşum süreci içerisinde processör işlem görmeye ve varlık ile iletişim kurmaya başlamakta, ve biyolojik varlığın yönetilmesini sağlamaktadır. Bununla ilgili olarak SLT kavramını anlatırken, Varlık olarak INSAN neslinin nasıl bir bütünlüğe sahip olduğunu da açıklamıştık.

 

      VARLIK OLARAK INSAN

 

  1. İnsan yaratıldı (Asli Varlık)

“Ve lekad halaknel insâne…” (Kaf 17, Mü’minun 12 vd.)

  1. İşlevsel varlık üretildi (Fiziksel Varlık için kontrolör, processör)

“Huvellezî halakakum min turâbin….” (Mu’min 67)

  1. Ruh verildi (Asli varlık ile biyolojik  varlık arasındaki bağlantı-modem)

“Fe izâ sevveytuhu ve nefahtu fîhi min rûhî fekaû lehu sâcidîn” (Hicr 29)

 

(“Ve lekad halaknâkum summe savvernâkum summe kulnâ lil melâiketiscudû li âdeme fe secedû illâ iblîs,  lem yekun mines sâcidîn” (A’raf 11)

Biyolojik varlık  oluşturuldu, şekil verildi, Fonksiyonları –yaratıcının verdiği yetenekler- sebebiyle secde emredildi)

 

Main Asset: İnsanın bir bilinç/program olarak yaratılması

Tangible Asset: Geçici fiziksel varlığını teşkil eden fonksiyonel bedenin yaratılması

Soul: Ruh veya fonksiyon/Asli varlık ile Fiziksel Varlık arasındaki bağlantı/modem. -

 

Yani insan bir processör/yazılım, bir beden ve bu yazılım ile bedeni birbirine bağlayan modemden (ruh) oluşmaktadır.

 

Bu çerçevede, varlık olarak insan, ile programlanmış varlık olan “Ademi”  varlık arasındaki ilişkiyi de iyi değerlendirmek gerekmektedir. Buna göre Adem’i varlık “insan türü” içerisinde bir parçadan ibarettir. Ancak araştırmacıların önemli bir hata yaptıklarını düşünüyorum. Çünkü, insan varlığı fiziksel bir varlık olarak yaratılmadı. Ve elbette içinde yaşadığımız dünyada da yaratılmadı. Bizim şimdi üzerinde yaşadığımız dünyada bizlerden önce yani “Adem’i” varlıktan önce yaşamış veya varlık göstermiş başka insanların olması muhtemeldir. Ancak yine Kur’an ın ifadelerine baktığımız zaman bu pek mümkün görünmüyor. Yani dünyamızda yaşam “Adem’i” varlığın buraya gönderilmesi ile birlikte başladı.  

 

Ancak bu şu anlama gelmemeli: Dünya izole edilmiş bir gezegen veya yaşam alanı değildir. Adem dünyaya nasıl gönderildi ise, başka varlıklar veya başka Ademi insanlar da muhtemelen buraya seyahat etmişlerdir.

 

INSAN adı verilen processör ile Adem’i varlık olan biyolojik insan arasındaki ilişki RUH yani MODEM aracılığıyla sağlanmaktadır. Kimileri aklı bu processör yerine koymaktadır ancak yine Kur’an dan anlayabilidğimize göre akıl ile “insan” arasında doğrusal bir ilişki kurmak kolay değildir.  Akıl sadece sinyalleri yorumlayan ve biyolojik varlığın algılayabileceği hale dönüştüren bir aygıttan başka bir şey değildir. Ancak sinyallerin veya komutların geldiği yer ise INSAN’ın processif varlığıdır ve bu varlık bedende değildir.

 

Bundan sonra Adem’i varlığın evrilmesi esnasında türlerin ortaya çıkması hususu vardır. Ancak türlerin oluşması da biyolojik evrimle değil, processif oluşumla ilgilidir. Çünkü ayetler bunu söylemektedir. Bu processörlerin erkek ve dişi olarak var edildiği ve biyolojik varlığın da buna göre şekillendiği açıkça ifade edilmiştir. Fiziksel varlığın yani biyolojik varlığın aslını ise, fiziksel processör yani programı işlevsel hale getiren, etkinleştiren processör oluşturmaktadır. Dolayısıyla evrilme  biyolojik olarak değil, programa bağlı olarak gerçekleşmektedir. Çünkü bedeni şekillendiren veya ona cinsiyet atfeden şey, biyolojik varlığı yöneten şeydir. Yani processördür ve bu processörün bağlı olduğu yazılımdır.

 

Burada dikkat edilmesi gereken önemli husus ise şudur: Processörler birden çoktur, erkek ve dişi olarak üretilmişlerdir, yani erkek biyolojik varlığı veya dişi biyolojik varlığı kontrol etmek üzere üretilmiştir. Ancak bu processörlerin bağlı olduğu yazılım ise tektir. Bütün biyolojik varlıklar bu yazılımdan beslenir ama yapıları gereği farklı niteliklerle ortaya çıkar.

 

(Devam edecek)

 

 


YorumcuYorum
hakansarilar
01.05.2012
22:13

Bir tür Avatar teorisi değil mi?... Sanırım biraz budist bilgilerden de yararlanılmış... Burada hayvan türlerinin ortaya çıkışı arasındaki zaman farklarını nasıl izah ediyorsunuz? Türler arasında geçiş olmadığına göre ve evrim her türün kendi içinde gerçekleştiğine göre, sözgelimi dinozorların 100 milyon yıldan daha fazla dünyada egemen canlı olarak yaşamasını nasıl izah ediyorsunuz? Bu soru burada farklı yaratılış teorilerini ortaya atan arkadaşlar için de geçerli... İnsan ya da ademoğlu daha doğrusu onun dişisi, ortalama ikiyüz bin yıldır var. Bahse değer bir canlı olması yani Adem ise 50-60 bin yıllık... şimdi halife(ademoğlu) dinozorlardan 1500 kat daha az yaşıyor... Dinozorlar sorumsuz egemen olarak yaşadılar. Buna neden ihtiyaç duyuldu? Peki bu teoriye göre (bu dünyada) daha önce ademizasyon programları olabilir mi? Yani eski medeniyetlerin bizden daha ileri olması fakat buna rağmen akibetlerinin bize örnek olması son 60 bin yıl içinde olan olaylar dolayısı ile midir? Yoksa Kuran daha önceki ademizasyonlara mı atıf yapıyor?

Sam Adian
02.05.2012
13:07

Sayın Sarılar Bir tür Avatar teorisi değil mi?... Sanırım biraz budist bilgilerden de yararlanılmış... “imaj dünyası” veya “yenilenen yaşam formu” (re-enkarnation) veya sanal evren gibi yaklaşımlar Kur’an da yoktur. Kur’an a göre, yaratılış ve varlık tamamen gerçektir. Bu algısal bir gerçeklik değil, fiziksel gerçekliktir. Yani madde ve form “fiziksel” olarak vardır. Ancak varlığın “programlanmış” olduğu da bir gerçektir. Bu tıpkı bilgisayarınız gibi bir sistemdir. Burada hayvan türlerinin ortaya çıkışı arasındaki zaman farklarını nasıl izah ediyorsunuz? Türler arasında geçiş olmadığına göre ve evrim her türün kendi içinde gerçekleştiğine göre, sözgelimi dinozorların 100 milyon yıldan daha fazla dünyada egemen canlı olarak yaşamasını nasıl izah ediyorsunuz? Varlık formları üzerinde yaşadığımız dünyada gelişmedi veya burada üretilmedi. Biz “arzlardan bir arz” üzerinde yaşıyoruz. Buraya gönderildik. Diğer türler de buraya gönderildi. Adem topluluğu buraya gelmeden önce başka yaşam formları var mıydı bunu bilemiyorum. Ancak Kur’an başka yaşam formlarının, en azından hayvanların ve eşyaların da başka bir “arz”dan Adem ile birlikte buraya gönderildiğini söylemektedir. Buraya gelen yaşam formlarının varoluş süreçlerini üretildikleri mekana göre değerlendirmek gerekir. Çünkü onlar ve zaten Adem topluluğu da başka bir yerde geliştirildiler. Yani zaten vardı. Bu manada dinozorların milyonlarca yıl yeryüzünün egemen canlıları olduğunu söylemek benim açımdan zordur. Ancak şunu söyleyebilirim, dinozorların yok olması basit bir durumdur. Başka bir mekanda ve koşullarda üretilmiş olan varlıklar dünyaya gönderildikten sonra buradaki yaşam koşullarına uyum sağlama süreci başlamıştır. Bu koşullara uyum sağlayabilenler varlıklarını devam ettirmişler, uyum sağlayamayanlar ise yok olup gitmişlerdir. Öte yandan zaman göreceli bir kavramdır. Özllikle bizim açımızdan “bin yıl” ile “x milyar yıl” arasında hiçbir fark yoktur. Bu soru burada farklı yaratılış teorilerini ortaya atan arkadaşlar için de geçerli... İnsan ya da ademoğlu daha doğrusu onun dişisi, ortalama ikiyüz bin yıldır var. Bahse değer bir canlı olması yani Adem ise 50-60 bin yıllık... şimdi halife(ademoğlu) dinozorlardan 1500 kat daha az yaşıyor... Dinozorlar sorumsuz egemen olarak yaşadılar. Buna neden ihtiyaç duyuldu? Kur’an ın yaratılış kuramına dikkat ederseniz eğer, Varoluşu takdir edenin Allah, üretenin veya uygulayanın ise başkaları olduğunu görebilirsiniz. Yani yaratıcı, programı var etmekte, teknik detaylarını ve projesini oluşturmaktadır. Bundan sonra sistem içerisinde bu proje veya program uygulanmaktadır. Ancak hiçbir yerde, varlığın “ne kadar yaşayacağı” nın takdir edildiğine dair herhangi bir işaret yoktur. Bu süre fiziksel koşullar ile ilgilidir. Kaldı ki, üretim süreçleri de farklıdır. Her varlık formu kendine mahsus bir süreç içerisinde üretildi. Bunun uzun zaman aldığını kolaylıkla tahmin edebiliriz. Adem’i Varlık formunun evrim sürecinin çok daha uzun olacağını söylemek mümkündür. Çünkü diğerlerinde çok daha karmaşıktır. İlave özellikleri vardır. Yani diyelim ki bir dinozorün üretim ve evrim süresi X zaman birimi kadar ise, Adem’i varlığın üretim ve evrim süresi Xn zaman birimi kadar olmalıdır. Dolayısıyla başka formların daha önce evrimlerini tamamlayıp fiziki koşullarda yaşam sürmeye başlamış olmaları son derece normal olur. Aralarında bir zaman farkı olması anlaşılabilirdir.

Bu açıdan varlık yaşının tespiti de zordur ve çelişkili olacaktır. Zaten öyle de olmaktadır. İlk üreti yeri üzerinde yaşadığımız dünya olmayan bir varlığın yaşını tespit edebilmek için onun geliştirildiği koşulları bilmek gerekir. Bunu bilmediğimize göre yapacağımız tahminlerin hemen hepsi yanlış olacaktır. Peki bu teoriye göre (bu dünyada) daha önce ademizasyon programları olabilir mi? Yani eski medeniyetlerin bizden daha ileri olması fakat buna rağmen akibetlerinin bize örnek olması son 60 bin yıl içinde olan olaylar dolayısı ile midir? Yoksa Kuran daha önceki ademizasyonlara mı atıf yapıyor? Üzerinde yaşadığımız gezegende başka “Adem’i Varlık” olduğuna dair veya daha önce böyle bir formun burada yaşadığına dair Kur’an da herhangi bir açıklama yoktur. Tam aksine, Adem ve topluluğu ile birlikte başka yaşam formalrının da buraya gönderildiği anlatılır. Buradan şu sonuca varabiliriz: Üzerinde yaşadığımız arz, arzlardan bir arzdır ve burada yaşam “Adem ve Topluluğu” ile birlikte başlamıştır. Fakat “Adem ve topluluğu” Adem’i varlığın bir parçasıdır sadece. Demek ki, başka “Ademi topluluklar” da vardır. Böyle olduğunu meleklerin itirazlarından da anlayabiliyoruz. Ancak meleklerin itirazı iki şekilde anlaşılabilir: Birincisi, “INSAN” Varlığı içerisinde diğer formların da aynı koşullarda üretildiklerini biliyoruz. Yani hayvanlar ve sorumsuz varlıklar da aynı koşullarda üretildiler. Sadece programları farklı idi. Bu açıdan bakıldığı zaman dinozorların üzerinde yaşadığımız gezegene daha önce gönderilmiş olmaları veya başka arzlarda buna benzer yaşam formlarının daha önce gelişip varlık göstermiş olmaları normal olur. Onar da belli ölçüde “meleki” yeteneklere sahiptiler. Varlıklarını sürdürebilmeleri için öldürmelerinin gerekli olduğu da açıktır. Dünyamızda da böyledir, vahşi hayatın koşullarına baktığımız zaman, meleklerin itirazlarını büyük ölçüde görebiliyoruz. Fakat böyle kabul etmememizin de bir nedeni vardır, Akli yeteneklere sahip ve bağımsız hareket edebilen varlığa ait bir özellik olan “bozgunculuk” diğer formların yapabilecekleri bir şey değildir. Dolayısıyla başka “Adem toplulukları”nın olması kaçınılmaz oluyor. Anlaşılan o ki, meleklerin itirazı, “INSAN” varlığı içerisindeki bütün formları kapsamaktadır. Ancak kesin olan şey şudur ki, bu dünyada, başka Ademizasyon programının olduğunu söyleyebilmek için elimizde bir veri yoktur. Tam aksine Kur’an olmadığına işaret etmektedir. Ancak başka “arz”larda başka ademizasyon programları vardır. Daha önce de vardı, bugün de var. Kur’an dikkatle incelendiğinde, “Nihai üretim” (evrimin tamamlanması) süreci içerisinde Dünyadaki Adem topluluğunun başka dünyalardaki Adem toplulukları ile ilişki kuracağı ve onlarla bir araya geleceği de anlaşılabilir. Dolayısıyla Kur’an ın yaptığı atıf, başka dünyalardaki başka Ademizasyon programlarınadır. Bizi dünyamızdaki varlık değildir.

Vesselam





Son Yorumlanan Makaleler
Sam Adian
EKIMUS SALAT - Namaz bir Ritüel midir?
1.02.2012 18484 Okunma
15 Yorum 03.05.2020 12:00
Sam Adian
HAMR ve HUMR
25.02.2012 51338 Okunma
18 Yorum 10.01.2020 12:34
Sam Adian
... VE NIHAYET RAB
12.10.2012 5210 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 01:06
Sam Adian
KIYAMET GÜNÜ.....
21.12.2012 6692 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 00:43
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE DOĞAL KAYNAKLAR, 18
4.06.2017 5084 Okunma
1 Yorum 05.06.2017 09:35
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI FAKTORLER - 15
2.06.2017 11976 Okunma
3 Yorum 03.06.2017 14:51
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 3
25.05.2017 4631 Okunma
1 Yorum 26.05.2017 00:55
Sam Adian
BIRKAÇ NOT
15.01.2014 7458 Okunma
4 Yorum 25.07.2014 16:22
Sam Adian
DÜZEN MESELESI ve AKEVLER
3.02.2013 6152 Okunma
1 Yorum 06.02.2013 22:28
Sam Adian
YUNUS-NUH : Mitolojiden Vahye
13.12.2012 11669 Okunma
4 Yorum 14.12.2012 14:59
Sam Adian
El-Lehu, Lehu ve Mülkiyet
9.12.2012 7158 Okunma
1 Yorum 12.12.2012 11:42
Sam Adian
MÜLKIYET MESELESI ve DÜZEN
6.11.2012 7442 Okunma
7 Yorum 21.11.2012 17:28
Sam Adian
FINANSMAN MESELESI VE ZEKAT
8.11.2012 26602 Okunma
45 Yorum 18.11.2012 00:41
Sam Adian
SLT NEDIR?
3.11.2012 9168 Okunma
2 Yorum 04.11.2012 00:19
Sam Adian
KARAGÜLLE FELSEFESİ.....
13.10.2012 7330 Okunma
8 Yorum 23.10.2012 03:34
Sam Adian
RUBUBIYET....
6.09.2012 6402 Okunma
2 Yorum 12.10.2012 11:34
Sam Adian
IŞLEVSIZ TANRI...!
9.09.2012 14755 Okunma
42 Yorum 18.09.2012 01:06
Sam Adian
Varlığın Rabbi....
28.08.2012 11804 Okunma
24 Yorum 05.09.2012 10:43
Sam Adian
.... VE TANRI! - 3
15.08.2012 6143 Okunma
1 Yorum 15.08.2012 21:16
Sam Adian
.... VE TANRI! - 1
12.08.2012 6621 Okunma
10 Yorum 14.08.2012 07:50
Sam Adian
.... VE TANRI! - 2
13.08.2012 6624 Okunma
6 Yorum 14.08.2012 03:44
Sam Adian
ORUCUN FAZILETLERI....
9.08.2012 6778 Okunma
4 Yorum 13.08.2012 13:58
Sam Adian
TANRI'NIN BEDENI....
2.08.2012 7261 Okunma
13 Yorum 08.08.2012 18:26
Sam Adian
CINSELLIK VE AKIT
19.07.2012 7759 Okunma
11 Yorum 30.07.2012 06:11
Sam Adian
BIR EYLEM OLARAK ZINA
14.07.2012 33753 Okunma
24 Yorum 24.07.2012 09:50
Sam Adian
MATERYALIST NIKAH
22.07.2012 5271 Okunma
2 Yorum 24.07.2012 03:40
Sam Adian
UTANMAZLIK ZINA MIDIR?
13.07.2012 13779 Okunma
16 Yorum 14.07.2012 21:14
Sam Adian
HADIM'DAN ZINAYA
12.07.2012 10977 Okunma
18 Yorum 13.07.2012 10:00
Sam Adian
EN IYI ANAYASA YAZILI OLMAYANDIR.....
7.07.2012 12989 Okunma
34 Yorum 10.07.2012 22:30
Sam Adian
ORTAK REFERANSLAR ve BIR ÖNERI
11.04.2012 8310 Okunma
9 Yorum 21.06.2012 16:27
Sam Adian
ADEM VE TOPLUMU - 1
4.05.2012 6648 Okunma
3 Yorum 04.05.2012 15:03
Sam Adian
YARATILIŞ VE SÜREÇ
2.05.2012 5280 Okunma
1 Yorum 03.05.2012 07:38
Sam Adian
BAZI ELEŞTIRILER
29.04.2012 5259 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 20:51
Sam Adian
YARATILIŞ
29.04.2012 6799 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 13:07
Sam Adian
KUR'AN'DA CEZA KAVRAMI
14.04.2012 16577 Okunma
3 Yorum 19.04.2012 20:21
Sam Adian
ANLAMADA YÖNTEM
12.04.2012 5717 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 16:04
Sam Adian
KAT'A ve NEFY
31.03.2012 13580 Okunma
22 Yorum 11.04.2012 01:44
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DIN FAKTÖRÜ
1.04.2012 6559 Okunma
11 Yorum 09.04.2012 23:53
Sam Adian
KAT'a ve NEFY - KAVRAMLAR
7.04.2012 12447 Okunma
32 Yorum 09.04.2012 18:02
Sam Adian
ŞURA
6.04.2012 8967 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 20:27
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DEVLET ve IKTIDAR
4.04.2012 9334 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 09:59
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KARAR MEKANIZMALARI
29.03.2012 11141 Okunma
15 Yorum 31.03.2012 20:26
Sam Adian
CRITICS
27.03.2012 5288 Okunma
2 Yorum 28.03.2012 22:17
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KURUMSALLIK
26.03.2012 6122 Okunma
3 Yorum 27.03.2012 20:01
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - INSAN VE DEVLET
26.03.2012 9077 Okunma
9 Yorum 27.03.2012 16:28
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 2
25.03.2012 4170 Okunma
1 Yorum 25.03.2012 05:43
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 1
24.03.2012 4973 Okunma
2 Yorum 24.03.2012 23:10
Sam Adian
"ADIL DÜZEN"IN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI
20.03.2012 5082 Okunma
7 Yorum 23.03.2012 18:49
Sam Adian
SOSYAL KAPITALIZM.
21.03.2012 13958 Okunma
23 Yorum 23.03.2012 04:25
Sam Adian
Metod ve uygulama
18.03.2012 5289 Okunma
9 Yorum 21.03.2012 10:01
Sam Adian
ANLAMAK.....
15.03.2012 6190 Okunma
5 Yorum 16.03.2012 18:21
Sam Adian
HMR ve SONUÇ
16.03.2012 11905 Okunma
18 Yorum 16.03.2012 18:08
Sam Adian
RIBA'nın UNSURLARI
11.03.2012 12395 Okunma
12 Yorum 15.03.2012 16:14
Sam Adian
HMR HAKKINDA - 2
14.03.2012 6829 Okunma
7 Yorum 15.03.2012 08:14
Sam Adian
INSANLIK ANAYASASI HAKKINDA-1
12.03.2012 3792 Okunma
2 Yorum 12.03.2012 17:32
Sam Adian
DARB-I MESEL VE YETKI GASPI
8.03.2012 10112 Okunma
22 Yorum 11.03.2012 16:10
Sam Adian
RIBA ve EKONOMI-1
9.03.2012 6661 Okunma
7 Yorum 10.03.2012 19:31
Sam Adian
SÖYLEYECEKLERIMIZ VAR
1.03.2012 4422 Okunma
5 Yorum 10.03.2012 08:24
Sam Adian
RIBA VE EKONOMI
7.03.2012 12152 Okunma
15 Yorum 09.03.2012 06:04
Sam Adian
DÖRT DELIL
22.02.2012 5068 Okunma
4 Yorum 02.03.2012 07:45
Sam Adian
INSAN VE DÜZEN
1.03.2012 4493 Okunma
6 Yorum 01.03.2012 19:11
Sam Adian
SLT ve SISTEM Toplu değerlendirme ve cevaplar
19.02.2012 10881 Okunma
16 Yorum 24.02.2012 01:08
Sam Adian
SLT-CEMAAT ŞERHI
15.02.2012 4051 Okunma
6 Yorum 16.02.2012 17:53
Sam Adian
SLT ve CEMAAT -
4.02.2012 4091 Okunma
1 Yorum 05.02.2012 08:58
Sam Adian
Allah Nasıl SLT eder?
2.02.2012 4589 Okunma
5 Yorum 03.02.2012 19:11
Sam Adian
SLT ve MESCID
25.02.2012 4030 Okunma
Sam Adian
BAŞÖRTÜSÜ
23.03.2012 5268 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ - 2
30.04.2012 4027 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ KURAMI VE EVRIM
1.05.2012 5398 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ VE DÜZEN
3.06.2012 4659 Okunma
Sam Adian
RAMAZAN ve TARIH
11.08.2012 11749 Okunma
Sam Adian
Ve MUKADDERAT...
14.10.2012 6048 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 1
7.02.2013 5152 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 2
7.02.2013 4745 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 3
8.02.2013 6311 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 4
8.02.2013 5256 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI YONETIM SISTEMI - BANKA - 16
3.06.2017 3465 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KAYNAK VE YATIRIM YONETIMI - 17
3.06.2017 2920 Okunma
Sam Adian
ARASAT'TAN BIR ARSA
18.12.2012 4566 Okunma
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 1
24.05.2017 3849 Okunma
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 2
24.05.2017 3301 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TARIHSEL YANILGILAR - 4
27.05.2017 3856 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - RIBA - BIR OZGURLUK DOLANDIRICILIGI 5
27.05.2017 4246 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE MULKIYET - 6
27.05.2017 4082 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SADAKA : KAMU MALIYESI - 7
27.05.2017 4404 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / A - 8
29.05.2017 6056 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / B- KOORDINASYON 9
29.05.2017 4305 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE/C - MEKANIZMALAR 10
29.05.2017 6251 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - ZEKAT - IKTISADI YONETIM SISTEMI - 11
30.05.2017 6373 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - INFAQ - TASARRUF MEVDUATI - 12
31.05.2017 3776 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KARZ-I HASEN / YATIRIM FONU - 13
31.05.2017 4075 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI PARAMETRELER - 14
2.06.2017 4262 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - URETIM VE ISHLETME - 19
5.06.2017 3905 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - FIYAT ANALIZI / Ucret, Fiyat, Para 20
6.06.2017 6577 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TUKETIM - 21
7.06.2017 3451 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SERBEST TICARET ve PIYASALAR - 22
8.06.2017 3403 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - YAPISAL ANALIZ - MAKRO/MIKRO - 23
9.06.2017 3918 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - BUYUME VE ETKILER - 24
10.06.2017 5480 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI DENGELER/REFAH TOPLUMU 25
11.06.2017 3485 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI EVRIM - 26
12.06.2017 3934 Okunma


© 2024 - Akevler