Sam Adian
YARATILIŞ KURAMI VE EVRIM
1.05.2012
5398 Okunma, 0 Yorum

 

Yaratılış Kuramı ve Evrim Teorisi

 

Lamarck evrimin canlıların vücutlarını yeni yaşam koşullarına  uyum istediğinden ve çabasından olduğunu iddia eder .

 

Canlılar çevrelerine uyum yapmaya çalışırken  bazı organlarını kullanacaklar bazılarını da kullanmayacaklardır. Kullanılan organ  gelişirken  kullanılmayan organ  körelecektir  bu da yeni karakterlerin dölden döle geçip yeni türler oluşturacaklardır.

 

Darwin bütün canlıların uzun zaman sürecinde  ortak  bir kökenden  evrim yoluyla ortaya çıktığını savunur

 

Darwin görüşünü  adaptasyon ve doğal Seleksiyon la açıklar.  Değişen çevre koşullarına  ayak uyduran  canlılar yaşar , uyduramayanlar ölür . doğal Seleksiyon  sonucunda  ortamda kalan canlılar adaptasyon yeteneği  olan canlılardır .

 

Mutasyonlar  sonucunda  yeni karakterler  kazanan  canlılardan çevre  şartlarına uyum sağlayanlar  yaşamını sürdürür diğerleri yok olur .

 

Evrime göre canlılar  birden bire değişikliğe uğramazlar bu çok uzun bir süreçtir. Bir türden başka bir türün  oluşum sürecinde  ara form canlıların  olması gerekir. (Fakat ara form canlıya rastlanamadı) . Yapılan paleontolojik çalışmalarda yüzlerce  milyon yıl önce yaşamış canlıların bugünkü ile aynı yapıda olduğu görülmüştür .

 

Elde edilen canlı fosilleri canlıların dünyada belli bir dönemden sonra görülmeye başlandığını göstermiştir .

 

Mendelin kalıtım teorisini ve sonrasındaki gelişmeleri hepimiz biliyoruz. Burada bu gelişmeleri tartışmak yerine, Kur’an  ile olan bağlantısına bakmak istiyoruz.

 

Organizmanın oluşumu:

Kurama göre organizma ilk olarak suda gelişti ve karaya çıktı. Karada da evrimleşerek canlı türleri oluştu. Böyle algılanması aslında çok normal görünüyor. Evrim teorisi genel olarak anlaşılabilir olmakla birlikte bazı eksikliklerinin olduğunu göz ardı etmemek gerekiyor.

 

Yaratılış kuramına baktığımız zaman, ilk olarak tek hücreli bir organizmanın oluştuğunu anlıyoruz. Görünüşe göre bu tek hücreli organizma akışkan ve korunaklı bir ortamda, bir çeşit laboratuarda geliştirildi ve çoğaltıldı. “Ve lekad halaknal insâne min sulâletin min tîn” demektedir Devamında ise  “Summe cealnâhu nutfeten fî karârin mekîn” denmektedir.  

 

Tek bir hücre olarak geliştirilen bu organizmanın laboratuar koşullarında, kararlı bir şekilde üretildiğini söyleyebiliriz. Bu hücre akışkan bir ortamda kontrollü olarak çoğaltıldı. Bugün DNA’nın yapısından biliyoruz ki, canlıyı oluşturan da cansızlardır. Demek ki organizmayı oluşturan şey de ayetin anlattığı gibi cansız maddelerdir. Bu açıdan Evrim teorisinin ortaya attığı “organizmanın suda geliştiği” ifadesi çok yanlış değildir.

 

Organizmanın geliştirilmesinin bir “yetenek” köntrolü ile olduğunu da biliyoruz. Bir “Prosesör” kontrolü altında organizma çoğaltıldı. Ancak her tür için ayrı ayrı processör tahsis edildiğini de yine Kur’an dan anlıyoruz. Şöyle düşünelim:

 

Processor = INSAN

Cell = Organizma, biyolojik varlık veya Adem’i varlık

 

Biz biliyoruz ki, varlık yani organizma veya canlı oluşumlar, tek bir processör ve tek bir hücreden geliştirildiler.

 

 

Başlangıçta oluşan bu processor ve hücre önce bölünerek “Eş processor” ve “Eş Hücre”’ler elde edildi.  Çünkü her processor bir hücreyi kontrol etmek üzere tasarlanmıştı.

 

Burada şöyle bir soru sorulabilir: Organizmayı oluşturan tek bir hücre nereden geldi?

 

Bunun cevabı basittir. Aslında hiçbir yerden gelmedi, processor üretildiği gibi, organizmayı oluşturan hücre de yine cansız maddelerden üretildi. Kendiliğinden mi oldu? Hayır kendiliğinden olmadı, müdahale edilerek oluşturuldu. Laboratuar koşullarında programa bağlı kalınarak oluşturuldu.

 

Processor ve hucreler eşleştirildikten sonra ise çoğaltma işlemi devam etti. Her gurup ayrı ayrı çoğaltıldı. Yani:

 

 

 

Böylece her gurup kendi içerisinde “eşleşmiş” olarak çoğaltıldı. Bu çoğaltma sonsuza kadar devam edebilir. Böylece türlerin içerisindeki farklılıklar da oluşturulmuş oldu. Ancak her gurubun üretim şekli aynı olmakla birlikte, üretildikten sonra kullandıkları kodlar, yani işledikleri bilgi farklıdır.

 

Özetlemek gerekirse, İşlemci varlık oluştu, eşleştirildi ve ikişerli guruplar halinde çoğaltıldı. Her ikişerli gurup farklı alt kodları işleyecek şekilde programlandı. Böylece aynı tür içerisinde farklı organizmaların gelişmesi sağlandı.

 

Hücre gelişimi de bu şekide oldu. Başlangıçtaki tek hücre eşleştirildikten sonra çoğaltıldı. Her ikişerli gurup farklı kodlarla dizayn edildi. Böylece farklı hücreler oluşmuş oldu. Çünkü işledikleri bilgi farklıydı.

 

Adem’i varlık, “Adem” yani “matematiksel işlemciye sahip olan organizma” da bu şekilde gelişti. Önce laboratuar ortamında hücreler geliştirildi, sonra bu hücreler eşleştirildi ve her biri ayrı ayrı guruplar halinde çoğaltılarak biyolojik varlık elde edildi. Biyolojik varlığı oluşturan da cansız maddeler idi. Hücreler çoğaldıkça birbirine bağlandı ve başlangıçta tasarlanmış olan, resmedilmiş olan şekilde biçimlenmeye başladı. Belli bir aşamaya geldikten sonra biyolojik varlığa da onu harekete geçirecek program yüklendi.  Yani Ruh/Modem aracılığıyla biyolojik varlığın ihtiyacı bulunan işletim sistemi de aktarılarak fonksiyonel hale getirilmiş oldu.

 

Bu her gurup için ayrı ayrı bu şekilde cereyan etti ve böylece “canlı varlıklar” ortaya çıktı ve bu canlı varlıklar da kendi içerisinde çeşitlenmiş oldu.

 

Evrim teorisinin ortaya attığı gibi, “insan” yani “Adem’i Varlık”ın maymundan veya başka bir organizmadan mutasyon sonucu geliştiğini düşünmek muhayyeldir. Organizma gelişirken her biri arasında belli benzerlikler de vardı. Mesela “Adem’i Varlık” da belli bir aşamaya kadar “tüylü” idi. (A’raf 20-22-27, Taha 121) Anlaşılan o ki, Darwin bu kuramı kopyalarken, sürecin  bütününü kavrayamamıştı. Oluşumu sistematize edebilmek için ihtiyacı olan şey bir benzerlikti ve o da maymunda vardı. Böylece hata yapmış oldu.

 

Öte yandan, Evrim teorisinin ortaya koyduğu iddiaların büyük bir kısmı doğrudur. Evrimin bir gerçeklik olduğu, bunun süreç içerisinde geliştiği ve gelişmenin devam etmesi gerektiği zaten kaçınılmazdır. Çünkü eşyanın tabiatı böyledir. Evrim teorisinin yaptığı ikinci hata ise, “organizmanın suda gelişerek karaya çıkması” varsayımıdır. Kur’an a göre, organizma laboratuar koşullarında korunaklı akışkan bir ortamda (rahme benzer) kararlı hücrelerin çoğaltılması ile oluşturuldu. (Yorumcuların Ayetlere dikkatsiz bakmaları nedeniyle, başlangıçaki oluşum ile rahim içerisindeki oluşumun birbirine benzerliğini ama önemli farklılıkların olduğunu farkedememektedirler. Mesela başlangıçtaki hücre kararlı bir hücredir ama rahim içerisindeki hücre saldırgandır. Başlangıçtaki hücre yönetilerek çoğaltılmıştır, rahim içerisinde ise çarpışarak çoğalma tetiklenmektedir. Bu konuyu uzmanlar çok daha iyi açıklayabilirler.)

 

“ve cealnâ minel mâi kulle şey’in hayy” (Enbiya 30)

Bu ayetteki ifade öteden beri tartışma konusu haline gelmiş, Evrim teorisini reddedenlerin açıklayamadıkları veya üzerinde türlü yorumlar geliştirdikleri bir nokta olmuştur. Oysa mesele çok basittir. Bir kere ayette yaratmaktan söz edilmez, bir dönüşümden, evrimden söz edilmektedir. Hücrenin gelişimini ve organizmanın bir varlık olarak şekillenme sürecini anladıktan sonra, bu ayetin ne anlam taşıdığını da anlamak son derece kolaylaşmış olur. Demek ki, organizma su ile yoğrulmuş, geliştirilmiştir. Hayatı daha doğrusu akışkanlığını su ile kazanmıştır. Kaldı ki, ayetteki “minbağz içindir. Yani kastedilen şey suyun tamamı değil, suyun sahip olduğu özelliktir. Kısmıdır. Meselenin teknik detaylarını uzman olanlar çok daha iyi açıklayabilirler, onlar bizden daha iyi bileceklerdir.

 

Netice itibariyle, Yaratılış ve Evrim içerisinde hiçbir çelişki yoktur. Insan aklı ile ulaşabildiği yer hatalı bile olsa, nihayetinde Allah’ın yarattığı bilgi çerçevesindedir ve mutlaka büyük oranda doğruluk payı vadır.

 

Bir başka açıklanamayan nokta ise, israiliyat gereği “Adem-Havva” ikileminde yatmaktadır. Buna göre Havva, Adem’in kaburga kemiğinden yaratılmıştır. (Tevrat kaynakarı) Ancak bu Kur’an a aykırı bir durumdur. Kimileri, bölünerek eşleşmeyi, farklı kutuplara itilmiş cins olarak algılamaktadır ki bu tamamen yanlıştır.

 

“Ve min kulli şey’in halaknâ zevceynî leallekum tezekkerûn” (Zariyat 49)

Mesela bu ayeti yorumlarken, “HLK” kelimesi varetmek manasında kullanılmaktadır. Oysa bu bir şeyi oluşturmak demektir. ”ZEVC” ise "eş" demektir. Bu bir zıtlık değildir. Genelde “zevc” kelimesi “artı” ve “eksi” şekilnde algılanmış ve iki kutup olarak değerlendirilmiştir. Oysa Bir şeyin eşi demektir. Aynıdır. Aynısıdır. Kaldı ki Kur’an bunun nasıl oluşturulduğunu da açıklamaktadır. Hücresel bölünme ile oluşturulduğunu açıkça ifade etmektedir. Peki fark nerededir?

 

Fark, programda yapılan basit bir değişiklikten başka bir şey değildir. Organizma oluşurken onlara aktarılan bilgide yapılan küçük bir değişikliktir sadece. Böylece organizma bu bilgiye göre şekillenmiş ve eşler oluşmuştur. Cinsiyet ise eşleşmenin bir gereğidir ve tali bir durumdur. Çünkü Adem'i varlık başka bir organizmadan doğmamıştır. Zaten buna göre programlanmış bir organizmanın gelişmesinden başka bir şey değildir. Böyle olunca bir cinsiyetin varlığı da bu aşamada manasızdır. Cinsiyet meydana gelen varlığın sürekliliğini sağlamak ve başlangıçtaki laboratuar koşullarına uygun bir ortam oluşturmak için gereklidir. Başka bir manası ve amacı da yoktur. Bu durum bütün türler için aynıdır.

 

Burada bir noktayı daha hatırlatmak istiyorum, çünkü bundan sonraki yazılarımızda bu konuya ihtiyacımız olacak.

 

Soru şudur: “Niçin Kur’an da hastalıkların tedavisine ilişkin herhangi bir açıklama yoktur?”

 

Hastalık” olarak yorumlanan kelimeler olmakla birlikte Kur’an da doğrudan “Hastalık” manasına gelen hiçbir kelime kullanılmaz. Kısaca incelemek gerekirse:

 

مرض MRZ = Maraz, Tatmin edici, Yeterli, Arıza, Bulantı, Birtakım değişikliklerin ortaya çıkması, Eskimiş, Sabır gerektiren şey,  (Bakara 10-184-185-196, Nisa 43-102, Maide 6-52, Enfal 49, Tevbe 91-125, Hac 53, Nur 50-61, Ahzab 12-32-60, Muhammed 20, Fetih 17, Müzzemil 20, Müddessir 31)

 

Bu kelimenin genellikle kullanılış şekli de şöyledir:

 

في قلوبهم مرض  (Fi kulubihim maradun) : Kalplerinde MRZ olanlar.

 

Başka “Hastalık” olarak yorumlanan kelimeler  de şöyledir:

 

Be’sai : Belirsizlik, Karmaşa, Sıkıntı, Kötü durum

Darrai: İnce, Zayıf, Kötü zaman

Be’s : Yiğit, Cesur, Yürekli, Kahramanca

(Bakara 177, Enbiya 83)

 

Ubriu: Teizlemek, Beraat ettirmek, Temize çıkarmak, Muaf tutmak, Aklamak

ubriul ekmehe : Kör bahisi temizlemek, Körlüğü kaldırmak

ebrasa : Cüzzamlı, Dışlanan kimse

(Al-i İmran 149)

 

Harada : Kışkırtıcı, Kışırtılan, Teşvik, Sabit yırtıcı bir şey

Hâlikîn : Çürümek, Yok olmak

(Yusuf 85)

 

Sakim: Cılız, Zayıf (Saffat 89-145)

 

sûin : Kötü, Kusurlu (Taha 22)

 

Ayetlere genel olarak baktığımız zaman, birtakım arızaların, kusurların oluşabileceğini görüyoruz. Özellikle MRZ kelimesi ile Kalbe atıf yapılırken, bu arızanın “münafık” atfı ile veya inanmayanlar ile ilgili kullanılması dikkat çekicidir. Demek ki, bu kelime bir hastalık ifade etmiyor. Bir arızayı işaret ediyor. Ancak hiçbir kullanım şeklinde bu kusurların veya arızaların nasıl giderileceğine dair herhangi bir ipucuna rastlayamıyoruz. Cüzzamlı ise nasıl tedavi olacak? Hasta ise nasıl iyileşecek? Bugün bir çok hastalık türü var, bu gerçeği Kur’an ın ifade etmemiş olması düşünülemez. Eğer bir çözüm önermiyorsa başka bir sebebi olmalı.

 

Aslında bu “başka sebep” de kur’an da var:

Ve izâ maridtu fe huve yeşfîn”  (Şuara 80)

Şifa’yı veren kimdir veya nedir? “huve” kelimesi ile “Alemlerin Rabbi” ne (Şuara 77) atıf yapıldığına göre “şifa” kelimesinden kastedilen şey de “ilaç yapmak veya ilaç kullanmak” olmamalıdır.

 

Acaba şöyle midir :  Organizma da arıza yapabilir ve kusurlar oluşabilir. Ancak bu kusurların ve arızaların giderilmesi için yapılaması gereken şey, tıpkı başlangıçta processorlerin hücreleri yöneterek onların belli bir şekil ve bütünlük içerisinde çoğalmasını sağladığı gibi, bugün akledebilen bilgiyi yorumlayabilen varlık olan bizler, yani Adem’i varlık olan bizler de aynı şekilde geri dönerek kendi processorlerimizden bu arızanın giderilmesini mi istememiz gerekiyor? Şuara 80 böyle bir yönteme işaret ediyor olabilir mi? Gerçekte, yaratılış süreci içerisindeki gelişmeleri ve oluşum şekillerini dikkate aldığımız zaman, tam olarak ifade edilen şey budur.

 

Demek ki, organizma belli bir olgunluğa ulaşmış olsa bile, sistemden bağımsız değildir ve her türlü arıza bu yolla giderilebilir. Önemli olan sistem içerisindeki iletişimi sürdürebilmektir. İletişim koptuğu zaman evrim de durur gelişme de durur. Münafıklar için kullanılan “fi kulubihim maradun” ifadesi de bunu açıklamaktadır.

 

Eğer başka bir yöntem olsa idi, Kur’an ın bunu mutlaka açıklamış olması gerekmiyor muydu?

 

Vesselam

 

 

 

 

 

 

 

 

 






Son Yorumlanan Makaleler
Sam Adian
EKIMUS SALAT - Namaz bir Ritüel midir?
1.02.2012 18484 Okunma
15 Yorum 03.05.2020 12:00
Sam Adian
HAMR ve HUMR
25.02.2012 51337 Okunma
18 Yorum 10.01.2020 12:34
Sam Adian
... VE NIHAYET RAB
12.10.2012 5208 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 01:06
Sam Adian
KIYAMET GÜNÜ.....
21.12.2012 6690 Okunma
1 Yorum 19.06.2019 00:43
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE DOĞAL KAYNAKLAR, 18
4.06.2017 5084 Okunma
1 Yorum 05.06.2017 09:35
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI FAKTORLER - 15
2.06.2017 11976 Okunma
3 Yorum 03.06.2017 14:51
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 3
25.05.2017 4631 Okunma
1 Yorum 26.05.2017 00:55
Sam Adian
BIRKAÇ NOT
15.01.2014 7458 Okunma
4 Yorum 25.07.2014 16:22
Sam Adian
DÜZEN MESELESI ve AKEVLER
3.02.2013 6152 Okunma
1 Yorum 06.02.2013 22:28
Sam Adian
YUNUS-NUH : Mitolojiden Vahye
13.12.2012 11668 Okunma
4 Yorum 14.12.2012 14:59
Sam Adian
El-Lehu, Lehu ve Mülkiyet
9.12.2012 7155 Okunma
1 Yorum 12.12.2012 11:42
Sam Adian
MÜLKIYET MESELESI ve DÜZEN
6.11.2012 7442 Okunma
7 Yorum 21.11.2012 17:28
Sam Adian
FINANSMAN MESELESI VE ZEKAT
8.11.2012 26601 Okunma
45 Yorum 18.11.2012 00:41
Sam Adian
SLT NEDIR?
3.11.2012 9168 Okunma
2 Yorum 04.11.2012 00:19
Sam Adian
KARAGÜLLE FELSEFESİ.....
13.10.2012 7327 Okunma
8 Yorum 23.10.2012 03:34
Sam Adian
RUBUBIYET....
6.09.2012 6401 Okunma
2 Yorum 12.10.2012 11:34
Sam Adian
IŞLEVSIZ TANRI...!
9.09.2012 14753 Okunma
42 Yorum 18.09.2012 01:06
Sam Adian
Varlığın Rabbi....
28.08.2012 11804 Okunma
24 Yorum 05.09.2012 10:43
Sam Adian
.... VE TANRI! - 3
15.08.2012 6142 Okunma
1 Yorum 15.08.2012 21:16
Sam Adian
.... VE TANRI! - 1
12.08.2012 6621 Okunma
10 Yorum 14.08.2012 07:50
Sam Adian
.... VE TANRI! - 2
13.08.2012 6624 Okunma
6 Yorum 14.08.2012 03:44
Sam Adian
ORUCUN FAZILETLERI....
9.08.2012 6778 Okunma
4 Yorum 13.08.2012 13:58
Sam Adian
TANRI'NIN BEDENI....
2.08.2012 7260 Okunma
13 Yorum 08.08.2012 18:26
Sam Adian
CINSELLIK VE AKIT
19.07.2012 7757 Okunma
11 Yorum 30.07.2012 06:11
Sam Adian
BIR EYLEM OLARAK ZINA
14.07.2012 33753 Okunma
24 Yorum 24.07.2012 09:50
Sam Adian
MATERYALIST NIKAH
22.07.2012 5270 Okunma
2 Yorum 24.07.2012 03:40
Sam Adian
UTANMAZLIK ZINA MIDIR?
13.07.2012 13777 Okunma
16 Yorum 14.07.2012 21:14
Sam Adian
HADIM'DAN ZINAYA
12.07.2012 10976 Okunma
18 Yorum 13.07.2012 10:00
Sam Adian
EN IYI ANAYASA YAZILI OLMAYANDIR.....
7.07.2012 12988 Okunma
34 Yorum 10.07.2012 22:30
Sam Adian
ORTAK REFERANSLAR ve BIR ÖNERI
11.04.2012 8310 Okunma
9 Yorum 21.06.2012 16:27
Sam Adian
ADEM VE TOPLUMU - 1
4.05.2012 6647 Okunma
3 Yorum 04.05.2012 15:03
Sam Adian
YARATILIŞ VE SÜREÇ
2.05.2012 5278 Okunma
1 Yorum 03.05.2012 07:38
Sam Adian
BAZI ELEŞTIRILER
29.04.2012 5257 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 20:51
Sam Adian
YARATILIŞ
29.04.2012 6798 Okunma
2 Yorum 02.05.2012 13:07
Sam Adian
KUR'AN'DA CEZA KAVRAMI
14.04.2012 16576 Okunma
3 Yorum 19.04.2012 20:21
Sam Adian
ANLAMADA YÖNTEM
12.04.2012 5716 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 16:04
Sam Adian
KAT'A ve NEFY
31.03.2012 13579 Okunma
22 Yorum 11.04.2012 01:44
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DIN FAKTÖRÜ
1.04.2012 6557 Okunma
11 Yorum 09.04.2012 23:53
Sam Adian
KAT'a ve NEFY - KAVRAMLAR
7.04.2012 12447 Okunma
32 Yorum 09.04.2012 18:02
Sam Adian
ŞURA
6.04.2012 8967 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 20:27
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - DEVLET ve IKTIDAR
4.04.2012 9333 Okunma
7 Yorum 06.04.2012 09:59
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KARAR MEKANIZMALARI
29.03.2012 11140 Okunma
15 Yorum 31.03.2012 20:26
Sam Adian
CRITICS
27.03.2012 5287 Okunma
2 Yorum 28.03.2012 22:17
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - KURUMSALLIK
26.03.2012 6120 Okunma
3 Yorum 27.03.2012 20:01
Sam Adian
YAPISAL ILKELER - INSAN VE DEVLET
26.03.2012 9076 Okunma
9 Yorum 27.03.2012 16:28
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 2
25.03.2012 4170 Okunma
1 Yorum 25.03.2012 05:43
Sam Adian
EKONOMIDEKI ENSTRUMANLAR - 1
24.03.2012 4973 Okunma
2 Yorum 24.03.2012 23:10
Sam Adian
"ADIL DÜZEN"IN ÇAĞRIŞTIRDIKLARI
20.03.2012 5081 Okunma
7 Yorum 23.03.2012 18:49
Sam Adian
SOSYAL KAPITALIZM.
21.03.2012 13953 Okunma
23 Yorum 23.03.2012 04:25
Sam Adian
Metod ve uygulama
18.03.2012 5289 Okunma
9 Yorum 21.03.2012 10:01
Sam Adian
ANLAMAK.....
15.03.2012 6187 Okunma
5 Yorum 16.03.2012 18:21
Sam Adian
HMR ve SONUÇ
16.03.2012 11903 Okunma
18 Yorum 16.03.2012 18:08
Sam Adian
RIBA'nın UNSURLARI
11.03.2012 12395 Okunma
12 Yorum 15.03.2012 16:14
Sam Adian
HMR HAKKINDA - 2
14.03.2012 6828 Okunma
7 Yorum 15.03.2012 08:14
Sam Adian
INSANLIK ANAYASASI HAKKINDA-1
12.03.2012 3790 Okunma
2 Yorum 12.03.2012 17:32
Sam Adian
DARB-I MESEL VE YETKI GASPI
8.03.2012 10112 Okunma
22 Yorum 11.03.2012 16:10
Sam Adian
RIBA ve EKONOMI-1
9.03.2012 6660 Okunma
7 Yorum 10.03.2012 19:31
Sam Adian
SÖYLEYECEKLERIMIZ VAR
1.03.2012 4422 Okunma
5 Yorum 10.03.2012 08:24
Sam Adian
RIBA VE EKONOMI
7.03.2012 12151 Okunma
15 Yorum 09.03.2012 06:04
Sam Adian
DÖRT DELIL
22.02.2012 5067 Okunma
4 Yorum 02.03.2012 07:45
Sam Adian
INSAN VE DÜZEN
1.03.2012 4493 Okunma
6 Yorum 01.03.2012 19:11
Sam Adian
SLT ve SISTEM Toplu değerlendirme ve cevaplar
19.02.2012 10880 Okunma
16 Yorum 24.02.2012 01:08
Sam Adian
SLT-CEMAAT ŞERHI
15.02.2012 4051 Okunma
6 Yorum 16.02.2012 17:53
Sam Adian
SLT ve CEMAAT -
4.02.2012 4090 Okunma
1 Yorum 05.02.2012 08:58
Sam Adian
Allah Nasıl SLT eder?
2.02.2012 4588 Okunma
5 Yorum 03.02.2012 19:11
Sam Adian
SLT ve MESCID
25.02.2012 4030 Okunma
Sam Adian
BAŞÖRTÜSÜ
23.03.2012 5267 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ - 2
30.04.2012 4027 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ KURAMI VE EVRIM
1.05.2012 5398 Okunma
Sam Adian
YARATILIŞ VE DÜZEN
3.06.2012 4657 Okunma
Sam Adian
RAMAZAN ve TARIH
11.08.2012 11749 Okunma
Sam Adian
Ve MUKADDERAT...
14.10.2012 6046 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 1
7.02.2013 5152 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 2
7.02.2013 4745 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 3
8.02.2013 6310 Okunma
Sam Adian
AKEVLER - 4
8.02.2013 5255 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI YONETIM SISTEMI - BANKA - 16
3.06.2017 3465 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KAYNAK VE YATIRIM YONETIMI - 17
3.06.2017 2920 Okunma
Sam Adian
ARASAT'TAN BIR ARSA
18.12.2012 4566 Okunma
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 1
24.05.2017 3848 Okunma
Sam Adian
THE THEORY OF ISLAMIC ECONOMIC SYSTEM - 2
24.05.2017 3301 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TARIHSEL YANILGILAR - 4
27.05.2017 3856 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - RIBA - BIR OZGURLUK DOLANDIRICILIGI 5
27.05.2017 4245 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TOPRAK VE MULKIYET - 6
27.05.2017 4082 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SADAKA : KAMU MALIYESI - 7
27.05.2017 4402 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / A - 8
29.05.2017 6055 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE / B- KOORDINASYON 9
29.05.2017 4304 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KURUMSAL CERCEVE/C - MEKANIZMALAR 10
29.05.2017 6251 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - ZEKAT - IKTISADI YONETIM SISTEMI - 11
30.05.2017 6373 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - INFAQ - TASARRUF MEVDUATI - 12
31.05.2017 3776 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - KARZ-I HASEN / YATIRIM FONU - 13
31.05.2017 4075 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI PARAMETRELER - 14
2.06.2017 4262 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - URETIM VE ISHLETME - 19
5.06.2017 3905 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - FIYAT ANALIZI / Ucret, Fiyat, Para 20
6.06.2017 6577 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - TUKETIM - 21
7.06.2017 3450 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - SERBEST TICARET ve PIYASALAR - 22
8.06.2017 3401 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - YAPISAL ANALIZ - MAKRO/MIKRO - 23
9.06.2017 3917 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - BUYUME VE ETKILER - 24
10.06.2017 5478 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI DENGELER/REFAH TOPLUMU 25
11.06.2017 3485 Okunma
Sam Adian
IKTISAT TEORISI - IKTISADI EVRIM - 26
12.06.2017 3934 Okunma


© 2024 - Akevler