Adil Düzen’de önce ocak yönetimi vardır. Kendi başkanlarını kendileri seçerler ve ona itaat ederler. Başkan istişare ederek kararlar alır. Diğerleri hakemlere giderek uygun görmedikleri kararları iptal ettirebilirler. Başkanla geçinemeyen o ocağı terk eder. Lojmanlı işyeri apartmanlarında kiracı oldukları için bu terk kimseyi rahatsız etmez.
Bucak kooperatiflerinde sosyal guruplar vardır; ilmi, mesleki, ahlaki ve siyasi dayanışma ortaklıkları kendi aralarında yarışan sosyal gruplar oluşturur. Şura bunların temsilcilerinden oluşur. Tüm bucak halkı bir bakıma milletvekilidir. Oylarını doğrudan kullanırlar, kararlar öyle alınır. Bucak içinde temsili demokrasi yerine doğrudan demokrasi vardır.
İlde yüze yakın bucak vardır, bunların temsilcileri ile il merkez bucağı oluşturulur. Bunlar arasından olmak üzere her ilmi dayanışma sorumlularından on tanesi bir il dayanışma sorumlusunu gönderir, bunlar ile taşınırlar ve ilde merkez bucağını oluştururlar. Bunlar sadece kendi bucakları ile ilçe merkez bucaklarını yönetirler, taşra bucaklarının iç işlerine karışmazlar. Onların kamu ve özel hukukları kendilerine aittir.
Yani il yönetimi yoktur, il merkez bucağı yönetimi vardır. Merkez bucak hâkim değil hadimdir. Benzer şekilde ildeki ilmi sorumlulardan on tanesi bir temsilci gönderir ve böylece devlet merkez bucağı oluşturulur. Devlet merkez bucağı kendi bucağının kanunlarını yapar. Ayrıca bölge merkez bucağının kanunları da onun kanunlarıdır.
İnsanlık adına da dünyadaki tüm üniversite rektörlerinin gönderdikleri ilim adamlarından oluşan bir insanlık merkez bucağı oluşur. Onlar kendi bucaklarının kanunlarını yaparlar. Bu bucak kanunları aynı zamanda kıta merkez bucaklarının da kanunlarıdır.
Demek ki İslamiyet’teki seçim biat usulü ile olur. Bucakta herkes kendi partisinin sorumlusuna biat eder. Bunların iki görevi vardır. Birincisi; bucağı bunlar yönetirler, bucağın şuraları bunlar olur. İkinci görevleri de, ildeki merkez bucağını oluşturacak temsilcileri seçerler, böylece il merkez bucağı oluşur.
İl merkez bucağı meclisinin iki görevi vardır. Biri il merkez bucağını yönetmek, diğeri ülke merkez bucağını oluşturan temsilcileri göndermek. Devlet merkez bucağındaki temsilciler de hem devlet merkez bucağını yönetirler hem de insanlık merkez bucağını oluştururlar.
Merkez ise yöneticileri seçer. Semtlere semt yöneticileri bucak merkezinden atanır. İlçe yöneticileri il merkezinden atanır. Bölge yöneticileri ülke merkezinden atanır. Kıta yöneticileri insanlık merkezinden atanır.
Başkanlar bakanları atar. Hükümetleri ise meclis şuraları oluşturur. Yani Cumhuriyet kurulurken uygulanan sistem İslami sistemdir. Her bakan Meclis’e karşı doğrudan sorumludur. Başkan ve başbakanlar sadece bakanlar arasında çıkacak ihtilafları çözerler, yönetime doğrudan katılmazlar.
Bakanlar hakemlerden oluşan yüce divan tarafından denetlenir. Meclisteki şura sorumluları dava açabilirler. Ekseriyet kararı ile yargıya gönderme söz konusu değildir. Adil yargı sistemi vardır. Hakemlerden oluşmuştur. Karar kesindir. Ancak yine yargı tarafından taraflar değil karar denetlenir.
Davalarla bakanların işgal edilmemesi için dava açabilme yetkisi sayı ile sınırlanmıştır, senede ancak diyelim ki yirmi dava açılabilir. Her partiye bir kontenjan tanınır.
Gönül isterdi ki ne başkanlık sistemi ne de parlamenter sistem için Türkiye oyalansın, Türkiye kendi yasalarını biat sistemi içinde oluştursun.
Bunu benimseyen bir tek parti yoktur. Yani bu aşamada Adil Düzen’e sahip çıkan hiçbir parti bulunmamaktadır. Bütün partiler batılıların havuzunda yüzmektedirler. “Bırak onlar kendi havuzlarında oynasınlar.” demektir. Biz bugün bunu yapacağız ama gelecekte iktidarı eleştirme hakkı kazanabilmek için şimdi onlara oy vermem lazım, vermezsem onları eleştirme hakkım olmaz. Onlara oy vermezsek “Biz senin vekilin değiliz, bizi eleştirme hakkın yoktur.” derler.
Türk halkının seçeceği ve Türk Ordusu’nun ‘Evet’ diyeceği partiyi ben de kabul edeceğim ama onu eleştirme hakkım olacaktır. Kendi çıkarım için değil, yine kendi çıkarları için eleştiri. O halde bize oy vermeyenlerin bizi eleştirme hakları yoktur. Bizi indirmekle değil düzeltmekle uğraşmalıdırlar. Ekseriyet iktidarı İslami iktidar değildir. İstishab olan bir iktidardır.