İslam düzenİnde ekonomİ
İslam düzeni ortaklık düzenidir. İşçilik sisteminde paranın kaynağı faizdir, ortaklık sisteminde ise paranın kaynağı emektir. Devlet istediği kadar para basar, piyasaya sürer ve ekonomiyi düzenler. Fiyatlara ve ücretlere hâkim olması için krediyi halka değil tüccara verir, tüccar peşin öder sipariş verir, veresiye satar, arada fahiş kâr koyar. Ortaklık ekonomisinde kredi çalışana verilir. İşçi işverenlerden herhangi birisinin işinde çalışır. İşçi işverenden peşin para almaz, üretimden pay alır, onu satar ve üretim ortağı olarak kredisini kapatır.
Ürünleri elde edinceye kadar yaşayabilmesi için çalışana kredi açar, çalışandan bir şey istemez. Çalıştıran ona kefildir. Mallar üretildiği zaman ona payını verir. O da payını alıp sattığı zaman kredisini kapatır. Bu neyi sağlar? Hiçbir kimse iş bulamadığı için çalışamaz durumda değildir. İşverenler de sermayemiz yok iş yapamıyoruz diyemezler. Çünkü işçinin parasını devlet ödediği gibi malzeme parasını da devlet öder. Üretilen mallar satıldığı zaman ödeme yapılır.
Ekonomi ilmi bilinmezse bu söylenenler anlaşılamaz. Ekonomi ilminde fiyat paranın mala bölümüdür. Eğer piyasada artan para kadar mal da artıyorsa enflasyon olmaz, çünkü fiyatlar aynı kalır. Bu çok basit bir kanundur. O halde biz üreticiye her zaman kredi açabiliriz. Mal çoğalırsa para da çoğalır. Fiyatlar değişmediği gibi işsizlik de olmaz.
Fazla üretimin olması için de krediyi üretime ve yatırıma yönlendiririz. Ama ambarlarda yeter mal olduğu için enflasyon olmaz. İnşaatta doyma olmadığı için sonuna kadar devam ederiz. Yapıların hisse senetlerini çıkarıp halka satarız, dolayısıyla denge oluşmuş olur.
Batıda dengenin kurulamamış olması yapıların tekellerde kalmasından dolayıdır. Halka para ödenir ama halk bu parayla ürettiğini alamaz, üretmediği malları almaya kalkışır. Para iki misli, mal yarı yarıya olunca enflasyon olur.
Demek ki İslam ekonomisinde devlet var, vergi alır ve altyapı yapar, vergi alır ve güvenliği sağlar. İslam ekonomisinde tüccar vardır ancak ona kredi verilmez. Halk aldığı kredi ile mağazalara sipariş verir, mağazalar peşin para ile tüccarlara sipariş verir. Tüccarlar peşin vererek siparişleri yaparlar. Halka yani çalışanlara kredi verilmekle herkese kredi verilmiş olur.
Ortaklık ekonomisinin başka bir özelliği aracılar kârı para üzerinden yapmazlar, mal üzerinden yaparlar. Para piyasada kalır ve hep döner durur. Bu sayede mal üretilir ve tüketilir.
Para ekonomisinde ise para kâr olarak piyasadan çekilir, dolayısıyla döngü durur.
Şimdi dünya henüz banka ekonomisine geçememiştir. Batıda bile banka dışı üretim tüketim başlamıştır. Onlarda da kayıt dışı ekonomi başladığı için Batı ekonomici cahildir.
Ortaklık ekonomisi ise yalnız bizde var, Akevler’de var.
Bizler sizlerden daha fazla ekonomi ilmini biliyoruz diyenler ile tartışmaya hazırız.
Ak Parti Batı sokaklarında dolanıp duruyor adeta dileniyor. Oysa Allah’ın nuru Türkiye’de parlıyor. Bizler istiyoruz ki Ak Parti bunları uygulasın ve varlığını sürdürsün, bunları onun için yazıyoruz. O bizi dinlememek suretiyle diraniyor. Ama biz yine de onu destekliyor ve koruyoruz.
Benim dışımdaki Akevler mensupları ya sandığa gitmediler ya da Ak Parti’ye oy verdiler. Süleyman Akdemir Ak Parti’ye oy verdi. M. Lütfi Hocaoğlu sandığa gitmedi. Sadece ben İmamoğlu’na oy verdim.
Devlet Bahçeli Ak Parti’ye önerilerde bulunuyor, hapishaneleri biraz daha doldurman gerekir diyor. Ne yapıyorsa Erdoğan direniyor, çabasına devam ediyor.
Biz ise Allah’a dua ediyoruz, aklı başına gelir de 1973 yılında bizim önerilerimizle yapıldığı gibi CHP ile ittifak eder. Beka sorunu ancak böyle çözülebilir.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE