Üçüncü cihan savaşı sorunları çözemez.
Birinci ve İkinci Cihan Savaşları sorunları çözmüştü, tıkanan faizli ekonomi savaşla açılmıştı, çünkü daha uygarlaşmamış ülkeler vardı. Faizin otlayacağı başka meralar vardı.
2000’li yıllarda ise tüm dünya ilkel ekonomiden ileri ekonomiye geçmiştir. Artık kimse ürettiğini tüketmiyor. Herkes bir işte çalışıyor. Maaşla geçiniyor. Rüşvetle, yolsuzlukla, hırsızlıkla geçiniyor ama geçiniyor.
O zaman okuyanların oranı %20 idi, şimdi %80’e çıkmıştır.
İnsanlık artık kendi başına yaşamayı öğrenmiş durumdadır.
Dün ordular Sermaye’ye dayanarak varlıklarını sürdürüyordu; şimdi ordular halka dayanarak varlıklarını sürdürüyor. Ordular devletlerine daha çok hâkim duruma geçmişlerdir.
Çin’i ele alalım.
Çin’de Li Ailesi tarafından desteklenen Sermaye Çin’i bugün ikinci güç yapmıştır. Ne var ki bunu Çin yönetiminin izniyle yapmıştır.
Çin yönetimine Li Ailesi hâkim değildir. Dolayısıyla Çin’de devlet dur dediği anda Çin iş insanları soluklarını nerede alacaklarını bilemezler.
Rusya’yı ele alalım.
Rusya’da Sovyetler yıkılmıştır. Artık Sermaye Rusya’ya eskisi kadar hâkim değildir. Rusya şimdi Sermaye ile değil Amerika Birleşik Devleti ile işbirliği içindedir.
Dün silah fabrikaları Sermaye’nin elinde idi, şimdi de silah fabrikalarına Pentagon yani ABD devleti hâkimdir. Dolayısıyla olacak bir üçüncü cihan savaşı ilk ikisi kadar basit değildir. Geçmiş savaşların sonunda Sermaye ne yapacağını biliyordu. Şimdilerde ise galip gelse bile sonra nasıl bir düzen kuracağını bilememektedir. Beş milyonluk İsrail beş milyarı yönetemez.
Savaştan kârlı çıkacak tek kurum İslam yani barıştır.
Önce Müslümanların ve Hıristiyanların Tevrat ve Kur’an düzeni ile ne yapacaklarını bilmeleri gerekir. Papalığın dünyanın nasıl yönetileceğini bilmesi gerekir. Adil Düzeni benimseyen Müslümanlar da bilmek durumundadırlar. Savaşı kim kazanırsa kazansın, kazanan halk olacaktır; yani Müslümanlar ve Hıristiyanlar olacaktır.
Doğu dinleri de yani Hindu ve Budizm de özgürlüğe kavuşmuş olacaktır.
Çin galip gelse bile dünyayı Budist yapamayacaktır. Tersine Budistler Müslüman olacaklardır.
Çin’de hala İslam etkisi devam etmektedir.
Evet, çıkacak bir savaşta birçoğumuz öleceğiz ama onlar da ölecekler ve yeni bir dünyayı yani yeni dünya düzenini Hıristiyanlarla Müslümanlar kuracaklardır.
Hindu dininde ve Budizm’de dünyayı yönetecek bir bilgi seviyesi yoktur.
Oysa Müslümanlarda şeriat vardır. Hıristiyanlarda ise teknoloji vardır. Devletler olarak değil, halk olarak biz zaten bin seneden fazladır kardeş kardeş yaşıyoruz. Halkımız arasında ne bir yabancılık ne de bir yadırgama var.
Kırgızistan’da bir Rus evi ile bir Kırgız evi arasında hiçbir fark yoktur, orada benim gibi yıllarca yaşasan sen de kendini Ruslara Kırgızlar kadar yakın bulursun. Almanya’ya git bak; orada da Türklerle Almanlar kardeş kardeş yaşıyorlar.
Hıristiyanların şeriat kitapları yoktur, geçici olarak Tevrat onların şeriat kitabı olmuştur. İsa Peygamber ölmeden önce vasiyet yapmış, ‘ben gidiyorum’, ‘size benden biri gelecek’, ‘onunla bir olun’ demiştir. Biz Hıristiyanlara Müslüman olun demiyoruz, şeriat kitabı olarak Tevrat’ın yanında Kur’an’ı da kabul edin yeni bir dünyayı ilahi kitaplara dayanarak kuralım diyoruz, Kur’an’ı ve Tevrat’ı birlikte yorumlayalım diyoruz.
Bugün Çin malları piyasada yaygındır. Bunlar Çin malı değildir. Batılıların Çinlilere ürettirdikleri mallardır. Ama Çin teknolojiyi öğrenmektedir. Yarın Çin mallarını da alacağız. Artık Çin malları AB/ABD malları olmayacaktır. Çin’deki Sermaye ile devletin arası açıldığında Rothshildlerin sesi çıkmaz olacaktır. Bugün İngiltere Kraliçesi tereddütte, Sermaye tarafında mı yoksa Pentagon tarafında mı kalsın!
SONUÇ olarak tüm dünyanın sorunlarını “Semt Kooperatifleri” çözecektir, “Ortaklık Sistemi” çözecektir. Allah bu kapıyı herkese açmıştır, isteyenler kollarını sallayarak girer ve kendilerini kurtarır; yalnız bu dünyada değil ahirette de kendilerini kurtarmış olurlar.
Biz de bu yolda bize düşeni yapıyoruz, ötesini biz değil O yani Allah yapacaktır.