Rejim Suriye İdlip’te dört askerimizi şehit etmiştir.
Önce, ölmeyi göze almadan savaş olmaz. Öldüreceksiniz ve öleceksiniz diyor Kur’an. Savaşıyoruz demek şehitlerimiz olur demektir. 4 değil, 40 değil, 400 değil, 4000 şehit gelse de karar verdiğimiz savaşa devam ederiz.
Mustafa Kemal ne diyor; “Ya istiklal ya ölüm.”
M. Akif Ersoy ne diyor; “Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, sönmeden yurdumun üstünde en son ocak.”
Bu İstiklal Savaşı’na başladığımızda yazılmış olan marşımızdır.
*
Dünya bize saldırır. Ölürüz ve öldürürüz. Ama sonunda tek kişi kalıncaya kadar savaşa devam ederiz. Allah bizleri üçüncü binyıl kahramanı böylece yapmış olur.
İstiklal Savaşı ile Türkiye kurtulmuştur. Yeni savaşlarla da cihan kurtulabilir.
Bu savaşın galibi üçüncü binyılın hadimi olur.
Şimdilik buna aday olan tek ülke vardır, o da Türkiye’dir.
Adil Düzen’i olan Türkiye’den başka devlet yoktur veya biz göremiyoruz.
*
Bu durumu tespit ettikten sonra, siyasetin öğrenilmesi ve yapılması gerekir.
İdlip’teki askerlerimizi rejim öldürmemiş, Rusya öldürmemiş, İran öldürmemiş, ABD öldürmemiştir.
Rus savaş uçağı düştüğü zaman yazdığım yazıda bundan Ankara’nın ve Moskova’nın haberi yoktur demiş Putin’den veya Rusya’dan özür dilenilmesini istemiştim.
Şimdi de İdlip’teki verdiğimiz şehidin sorumlusu Sermaye’dir, rejim değildir.
Devlet refleksler ile yönetilmez. Olayın arkasından olayı çıkaranların istediği beyanlarda bulunulmaz. Askerimiz ne yapıyor? Onu bilemiyorum. Bilsem de eleştirmem. Çünkü orası savaş cephesidir. Savaşta haklı haksız olmaz. Savaşı kim kazanırsa haklı odur. Türkiye’de olanlar bu sebeple Türk ordusunun her hareketini desteklerler, desteklemelidirler.
*
Üçüncü binyıl savaşı soğuk veya sıcak savaş şeklinde devam edip durur, duracaktır. Sonunda ortaklık düzeni olan Kur’an düzeni galip gelir, gelecektir.
O halde Türkiye’nin, özellikle sivil yönetimin yapacağı bir iş vardır, tek iş vardır; Türkiye’ye ortaklık sistemini acilen zaman kaybetmeden getirmesi gerekir.
Taşıma su ile değirmen dönmez. Borçla borç ödenmez. Ondan aldığın silahla o vurulamaz.
Türkiye’nin ‘Altın Bono’ sistemine bir günü bile kaybetmeden geçmesi gerekir.
Türkiye savunma silahlarını tüfekleri ile birlikte kendisinin üretmesi gerekir.
Ekonominin ana kaynağı emektir. Marks bunu uzun uzun anlatır. Kur’an da açıkça sa’y/emek ayetinde bu faktörü ifade eder. ‘Altın Bono emeğe dayanır. Sahte veya başka bir deyişle karşılıksız parayı gerçek para olan ‘Altın Bono’ ortadan kaldırır. Bu paranın sistemi ve formülü sadece Akevler’de vardır.
Türkiye kurtulmak isterse Kur’an’a kulak verir, Akevler’i dinler.
*
Türkiye önce İran, Irak ve Suriye ile anlaşarak birlikte topraklarını korurlar. Gümrükler ile vizeleri kaldırırlar. Tüm Ortadoğu ülkelerine Ortadoğu’da faaliyet imkânı verirler. Yeryüzü insanlığındır.
Türkiye’de akan Fırat sadece bizim değildir. Akdeniz’de çıkacak bizim değildir. Tüm insanlığın onlardan yararlanma hakkı vardır.
Biz buranın güvenliğini sağlarız, karşılığında beşte bir güvenlik payımızı alırız. Kalan insanlığın malıdır. Yerli olsun yabancı olsun, beşte dördünü hiçbir engelle karşılaşmadan istedikleri yerlere götürürler.
AB, ABD, Rusya, Çin, Hindistan, kim olursa olsun, Ortadoğu’nun imkânlarından paylarını alma hakkına sahiptirler. Biz de oralardaki imkânlardan yararlanırız. Mala-mal market sistemimiz bunu doğal olarak sağlar. Irak’tan petrol alanlar elbette bir karşılık verirler. Dolar değil, bir değerli mal veya emek verirler.
O halde biz onlara yararlandırıyoruz demek onlar da bize yararlandırıyorlar demektir.
*
Savaşırsak tam savaşalım.
Suriye’yi barışa davet edelim, hakem kararlarına davet edelim. Kabul etmezse girelim ve yeni iktidar oluşturalım.
İsrail’i barışa davet edelim, hakem kararlarına uymasını sağlayalım. Uymazlarsa Kudüs’ü işgal edip Sermaye fitnesine son verelim.
Parça parça savaş bizi yıpratır ve zayıflatır, sonunda sermaye başarıya ulaşır.
İki ülke ya savaşta ya barışta olur. İkisi arası siyasi münasebetleri kesip saldırılmadıkça saldırılmamalıdır. Şeriat ne diyorsa onu yapmalıyız.
Günümüze uygun içtihada dayalı Şeriat da yalnız Akevler’de çalışılmakta ve bilinmektedir.