Batı hukukta çok ilkel durumdadır.
Roma hukukunu anlayamamış, İslam hukuku ile ilgilenmemiş, kendisi bir hukuk üretememiş, bundan dolayı bugün zavallı bir durumdadır.
Sanayi ve teknolojide güçlü olmasına rağmen hukukta çok çok geridir.
Sosyalizm ile kapitalizm karma hukuktan ziyade güç/kuvvet ile yönetme sistemleridir.
*
Batı’nın başaramadığı ikinci husus ise tarım sektörüdür.
Merkezi yönetim tarımda uygulanamadığı için tarım Batı’da hala ilkel durumdadır.
Hatta ilkel bile değildir, iflas etmiş durumdadır.
İnsanları ölüme götüren besinlerle boğuşuluyor.
Akevler bu hususta da planlar yapmayı düşünmektedir Ne var ki henüz bunları ele alamamıştır. Sağlıklı besin üretmek Yalova Ar-Ge’sinin bir numaralı işidir. Şimdilik arıcılık ve bal üretimi ile işe başlamıştır.
*
Batı dünyası eğitimde de başarılı olamamıştır.
İnsanlara yüksek yüksek diplomalar vermesine rağmen öğrettikleri ile yaptıkları arasında bir ilişki bulunmamaktadır.
Uzun yıllar okul ve üniversitelerde eğitim görenler otuzlu yaşlarında zavallı birer işçi ya da işsiz olmaktan başka bir şeye yaramamaktadırlar.
Batı’da ilim ancak seçkin kimselerin yararlandıkları bir şeydir ya da Sermaye’nin sömürü aracı olarak kullanılmaktadır.
*
Batı ilaç sanayiini de geliştirmemiştir.
İlaç yerine zehir üretmekte, insanları hasta ettikten sonra o ilaçlar insanları hasta hasta yaşatma aracı olarak kullanılmaktadır.
Batı’nın bu durumuna çare bulmak son derece zordur.
Biyoloji ilmi bir hastalığa çare bulmak için bir ilacı keşfetmekte ama o ilaç insanın başka tarafını çökertmekte, yeni ilaçla hastanın ömrünü uzatıp sömürme imkânını bulmakta, böylece sömürü çarkı sürdürülmektedir.
*
Ahlakta hiç başarılı olamamıştır.
İnsanları inandırarak değil de korkutarak veya aç bırakarak yola getirmektedir.
İnsanlık tarihi savaşlarla doludur.
Türkler de savaşmışlardır.
Ama Türkler girdikleri yere barış götürmüşler ve Anadolu örneğinde görüldüğü üzere ikinci binyılda onlarla kaynaşarak huzur içinde bin yıl yaşamışlardır.
*
Batı’dan bizim öğreneceklerimiz vardır ama Batı’nın bizden öğreneceği daha çok şey bulunmaktadır.
Batı dünyası yukarıda sayılan işte bu başarısızlıklardan dolayı gerek iç savaşlar gerekse evlilik dışı ilişkilerden dolayı nüfusu azalan bir topluluk olmuştur.
Batılılar savaşlar kazanmış, ülkeler fethetmiştir. Ne var ki o ülkelere gönderecek insanı bulunmamaktadır. Avrupalının dünyaya yayılması bir asırdan fazladır durmuştur. Şimdi bilhassa Müslümanlar Avrupa’ya göçmen olarak gidiyorlar.
*
Batı’da aile müessesesi çökmüştür.
Mabetler bomboş ama kumarhaneler ve birahaneler dolu.
Türkiye’de de bunlar kahvehaneler olarak gelmiş bulunmaktadır.
Batı’nın bütün bu müesseseleri ülkeye getirildiği takdirde, Doğu’nun meziyetlerini kaybedeceği bellidir ve Batı’nın müspet ilmini de almaması sebebiyle o ülke çöküp gider.
*
Batı’nın sanayide dolayısıyla ekonomide ulaştığı seviyeye biz ulaşamayız ama biz tarımda onu her zaman geçebiliriz. Hala tarım ürünlerinin bir kısmını ihraç ediyoruz.
Hukukta ve ahlakta da onları kat kat geçebiliriz.
Biz buğday üretelim onlar bilgisayar üretsinler, biz onlara satalım onlar bize satsınlar; bu iki tarafın da lehine bir şey değil midir?
*
Onların başarılı oldukları alanlarda değil, onların başarılı olmadıkları alanlarda onlarla yarışmalıyız. Onlar anonim şirketlerde başarılıdır, kooperatifçilikte başarısızdırlar; sözde kooperatifçilik yapıyorlar ama aslında o kooperatifler birer şirket gibi faizli işçilik sistemiyle yönetiliyorlar.
O halde bizim yapacağımız iş tarımda kooperatifçilik yani faizsiz ortaklık sistemini uygulamaktır. Bütün mesele çağın geldiği ortaklık döneminin hakkını vermek ve bu aşamada kooperatifçiliği geliştirmektir.
Bunlar benim Kur’an’dan çıkardıklarım ve anladıklarımdır.
Duyurmak Sizlere aittir.