BUGÜN YAPILMASI GEREKENLER…
Haçlı Seferleri sonunda İstanbul Türkler tarafından fethedilmiş ve Amerika keşfedilmiş, Avrupa uygarlaşmaya başlamıştır. Ticareti ellerinde tutan İsrail oğulları Osmanlılara iltica etmişler ve Osmanlı Devleti’nin himayesinde dünyanın ekonomisine hâkim olmaya başlamışlar, bu arada Müslümanlarla Hıristiyanları çatıştırmış, kendileri gelişmişlerdir. 1900’larda Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında denge kurulamayacağını görünce dinler arası çatışma yerine rejimler arası çatışmaya geçmişler, imparatorlukları yıkmış ve Doğu-Batı veya sosyalizm-kapitalizm olmak üzere iki blok oluşturmuşlardır.
Birinci Cihan Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nu da yıkmışlar, Türkiye’de ise ateist bir devletin kurulmasına destek vermişlerdir. Türkiye’ye rahatlıkla hâkim olsunlar diye mübadele yoluyla Türkiye’den Hıristiyanları sürdürmüşler, Mustafa Kemal ve arkadaşlarına dinsiz bir devlet oluşturma projesini uygulatmışlardır. Projedeki hedefe göre Türkiye ateist bir devlet olacak ve Sermaye’ye tetikçilik yapacaktı.
Bu anlayışın gerçekleşmesi için saltanat sona erdirilmiş, hilafet bitirilmiş, medreseler ve tarikatlar kaldırılmıştır. Yazı değiştirilmiş, haftalık tatil cumadan pazara geçirilerek aydınların mabetlere gitmesi önlenmiştir. İçki ve dans partileri ile de halkın ahlaki yapısı üzerinde oynanmış, çıplaklık moda haline getirilmeye çalışılmıştır. Çok evlilik yasaklanmış, buna karşılık evlilik dışı ilişkiler kurumsallaştırılmaya başlanmıştır.
Askerler bir taraftan bu uygulamaları yaparken zaman kazanmışlar, diğer taraftan Türkiye devlet yapısının kurulup gelişmesini sağlamışlardır. Bizzat Mustafa Kemal onuncu yıl konuşmasında milletine ve Batılılara gerekli mesajı göndermiştir. Size vadettiğim bütün inkılapları yaptım, Türkiye’yi muasır medeniyet seviyesine yani istediğiniz inkılapları yapmış olma durumuna getirdim. Artık devletimiz özgürlük içinde muasır medeniyetin fevkine çıkacaktır. Elimizde tuttuğumuz meşale müspet ilimdir demiştir.
Mustafa Kemal’in bu beyanı Sermayeyi rahatsız emiş ve onun etkisini yok etmek için İsmet İnönü ile arasını açmış, İnönü başbakanlıktan uzaklaştırılmış, onun yerine Celal Bayar başbakan yapılmıştır. Mustafa Kemal içki sofralarında adım adım ölüme sürüklenmiştir. İsmet İnönü inkılapları durdurmuşsa da ülkeyi demokrasiye götürmüştür. Türkiye Mareşal Fevzi Çakmak ile Kazım Karabekir’in birlikte çalışmaları sonunda İkinci Cihan Savaşı’na girmemiş ve Türkiye çok partili sisteme geçmiştir.
Celal Bayar Türkiye’yi demokrasiyle değil de dinsiz iki partiyle yaşatmaya çalışmıştır. Adnan Menderes’in muhalefeti ile bu dönemde de Batı hedefine ulaşamamıştır. 1960’tan sonra Sermeye Aydemir’in baskısı ile saldırmışsa da İnönü bunları asmış ve çok partili anayasayı askerler getirmiştir. Sermaye 1971’de Süleyman Demirel’i devirmek istemiş, ordu Sermaye’yi etkisiz hale getirmiştir. 1980’deki ikinci darbeyi ise Kenan Evren inkılap yaparak önlemiştir. 28 Şubat darbesini askerler tankları yürüterek önlemişler, Süleyman Demirel’in Necmettin Erbakan’ı başbakanlıktan uzaklaştırması ile yetinilmiştir.
2000’li yıllarda askerler Ak Parti’yi iktidar etmişlerdir. Bugünkü durum budur. Bugün Sermaye ile yönetimler arasındaki çatışma sadece Türkiye’de değil bütün dünyada devam ediyor. Türkiye’de de Erdoğan’a karşı çatışma sürüp gitmektedir. Ordu ile beraber olan Ak Parti’yi halk desteklemektedir.
15 Temmuz 2016 bu sayede etkisiz hale gelmiştir. Millî Görüş ve Adil Düzen çalışmaları sonunda Dünya uyanmış ve İslam-Hıristiyan çatışması son bulmuş, Şii-Sünni çatışması ortadan kalkmıştır. Bugün Gülen-Erdoğan çatışması görünürde devam etmekte ise de sabırlı milletimiz bu çatışmanın arkasında olanların farkına vardığından bunu da etkisiz hale getirmek üzeredir.
Artık Sermaye’nin Türkiye’ye yapacağı bir şey yoktur. Türkiye’yi dinsizleştirmek amacıyla yapılmış olan inkılaplardan vazgeçilmelidir. Elbette hilafet gelmeyecektir. Elbette yaşlanmış medreseler sistemi yine faaliyete geçmeyecektir. Eski tarikatlara vakıflar iade edilmeyecektir. Hatta hafta tatili bile Cuma yapılmayacaktır. İnkılaplar yeniden ele alınacak ve Mustafa Kemal’in ortaya koyduğu hedefe doğru gidilecek, muasır medeniyetin fevkine çıkılması hedeflenecektir.
Elimizde tuttuğumuz müspet ilim meşalesi ile yeni medreseler ve yeni tarikatlar ele alınacak. Yeni medreseler muasır medeniyetin üstünde müspet ilim üretecek, yeni tarikatlar ve tekkeler de bu müspet ilmi Türk halkına götürecekler. Biz bunlara yeni ad veriyoruz; medreselere ‘ilmi dayanışma ortaklıları’, tarikatlara ve tekkelere de ‘ahlaki (dini) dayanışma ortaklıkları’ diyoruz.
Kazım Karabekir’in başlattığı, Mustafa Kemal’in yönettiği, Mareşal Fevzi Çakmak’ın desteklediği, İsmet İnönü’nün yükünü taşıdığı Cumhuriyetimizi, Kenan Evren’in halen yürürlükte olan anayasasının insanlık anayasası ilkelerine uyarak devam etme yolunda olmalıyız. Bir bina yıkılmadan temeli değiştirilmez. Cumhuriyet onlar tarafından kuruldu ve onların yolundan yücelecektir. Sivillerden Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan, hatta Tansu Çiller de hizmetlerinden dolayı saygıyla anılacaklardır.