-Rusya Devlet Başkanı Putin’e Sunulur-
Bu mektup sizlerden bir şey talep etmemekte, sadece Kur’an’dan sizin için anladıklarını onun emrine uyularak size sunmayı amaçlamaktadır.
Yakın geçmişte haberler sizin Müslüman olduğunuzu duyurmuştu. Siz buna sükût ederek cevap verdiniz. ‘Müslüman oldum’ deseydiniz Hıristiyanları darıltırdınız, ‘olmadım’ deseydiniz Müslümanları darıltacaktınız. Susarak ikisinin de bağlılığını korumayı hedeflediniz. Bir gün bu sükûtunuzu Sermaye istismar edecek, Hıristiyanlara ‘bu irtidat etti’ diyecek ve onları size karşı çıkaracaktır, Müslümanlara da ‘sizi istismar etti, Müslümanlıkla ilgisi olmadığı halde münafıklık yaptı’ diyecek, onları kışkırtacaktır.
Sükûtunuzu bozmalısınız.
Bu hususta yeni bir hamle yapıp yarın büyük inkılapçı bir lider olabilirsiniz. Bunun için başka yerde bulamayacağınız bazı bilgileri sizlere sunma görevini yapıyorum:
Kur’an Hıristiyanlara “Müslüman olun” demiyor, tam tersine;
“İncil’de Allah’ın inzal ettiğine uyun” diyor, “gelin bir kelimede birleşelim” diyor.
“Bir Yahudi dönmesinin fitnesine uyup Hazreti İsa’yı tanrılaştırmayın” diyor.
“Gelin hepimiz bir kelimede birleşelim” de diyor, bize.
Demek ki Hazreti İsa ile münzel İncil’le hiçbir ilgisi bulunmayan, ilkel, gayri ilmi inanışları bırakın diyor. Kur’an’ın sizden istediği, İznik’te toplanan konsülün aldığı hatalı karar yerine konsül toplayarak Hıristiyanları gerçek İsa’nın dinine götürmenizdir.
Tevrat ilahi kitaptır. Tüm insanlığa hidayettir. Bununla beraber o kitap o devrin ve İsrail oğullarının sorunlarını çözmüştür. İçindekiler doğrudur ama eksiktir. Çağımızın bütün insanlara ait sorunlarını çözememektedir. İncil şeriat kitabı değildir. Kur’an gelinceye kadar ayriyeten Tevrat’ın şeriatı Hıristiyanların şeriatı olmuştur. Bugün ise Avrupa şeriatla kendisini yönetmediğinden ateistlik safsatalarını kendine şeriat yapma durumuna gelmiştir.
Kur’an’ın sizden istediği ikinci konu ise şeriat olarak, tüm dünyada ilahi kitapların hepsini esas alarak üçüncü binyıl düzeninin oluşmasında yeni hamle yapmanızdır. İnsanlığı komünizm yanılmasından kurtardığınız gibi kapitalizm sömürüsünden de kurtarmalısınız. İkinci Hıristiyanlık konsülünde bu husus da dünyaya ilan edilmelidir.
Hazreti İsa, Hazreti Musa değildir. Hazreti Musa ile arkadaşlık yapan ledün ilmine sahip birisi gibidir. O adaletle değil ihsan ile görevlidir. Bir yanağına tokat atana ikinci yanağını çevirmeni söylüyor. Hazreti Musa’nın görevi ise adalettir. Sizin göreviniz de Hazreti Musa’nın görevidir, Hazreti Muhammed’in görevidir. Kur’an sizden, bir Hıristiyan devlet adamı olarak tüm dünyaya barış götürmek üzere önce Katolik olmayan Hıristiyanları birleştirmenizi istiyor. Protestanlar katılır veya katılmaz ama diğer bütün kiliseler bu konsülde yer almalıdırlar ve Hazreti İsa’nın Tanrı’nın oğlu varsayımını reddetmelidirler. Şeriat olarak da Kur’an şeriatını kabul ettiklerini dünyaya duyurmalıdırlar. Tüm dinleri ve mezhepleri, bütün insanlığı, Katolik ve Ortodoksların katılacağı büyük konsülü oluşturmaya çağırmalıdırlar.
O halde Putin’in Müslüman olduğu sorusuna karşılık âleme cevap verme durumuna gelmiş bulunuyorsunuz. “Ben ahlakta Hıristiyanım ve İncil’in yüklediği bütün vecibeleri yerine getiriyorum. Şeriatta ise Tevrat ve Kur’an’ın getirdiğine tabiyim yani bir şeriatçı olarak da Müslümanım. Çünkü Müslümanlar Tevrat’a da inanıyorlar. Dolayısıyla Tevrat’ı bırakıyor değilim ama çok daha mükemmel olan Kur’an şeriatını benimsiyorum.” demelisiniz.
Evet, Putin dünyaya diyecek ki; ahlakta Hıristiyanım ve düzende yani şeriatta Müslümanım.
Bunu bugün değil, akdedilecek konsülde söyleyecektir.
Konsül nerede toplanacak?
Konsül İstanbul’da toplanacak. İncil Dünyanın merkezi olarak İstanbul’u göstermektedir ve Kur’an geldiği zaman İstanbul da fethedilecektir. Kur’an da bu fethe ikinci fetih adını vermektedir. Mağlup olan Rumların yeniden galip geleceklerini bildirmektedir. Yine Kur’an Hıristiyanlarla Müslümanların birleşip dünyaya hâkim olacaklarını bildirmektedir. Bu Hıristiyanların, Sermaye’nin sömürü jandarması olan bugünkü Avrupa’nın olması ihtimali çok azdır. Tarih boyunca iç içe yaşayan ve halkları hep barış içinde olan Slavlarla Türklerin birliği sağlama ihtimali çok fazladır.
Tarihte bu bölgedeki yöneticiler hep savaşmışlardır. Bunlardan her kim galip gelmişse, Doğu Avrupa, Orta Asya ve Ortadoğu’yu onlar yönetmişlerdir. Halk ise daima tarafsız olmuş, galip gelene vergisini ödemiş ve ister Türk ister Slav olsun hep birlikte kardeşçe yaşamışlardır, birbirlerini soykırıma asla girişmemişlerdir.
İstanbul dünyanın merkezidir, Hıristiyan ve Müslüman birliğinin merkezi İstanbul olacaktır. Kur’an’ın siyasi merkezi Medine olmuştur ama dini merkezi hala Mekke’dir. Yeni uygarlığın belki siyasi merkezi Moskova olacaktır ama dini merkezi İstanbul olacaktır. Bu konsülün istenilen gayeye ulaşabilmesi için Adil Düzen hazırlayıcısı Akevler hiçbir karşılık istemeden ve beklemeden katkıda bulunacağını da arkadaşlarıma güvenerek söz veriyorum.
Bugünkü dünyayı çıkmazdan ancak bu konsey çözüme götürebilir. Bu durum Mekkeliler ile Medinelilerin birleşmesi benzeri olacaktır.
Bu mektupta yer alan doğrular Kur’an’a aittir, yanlışlar benimdir. Ben kötü bir tercüman olabilirim, hatalarım olabilir ama Allah size de ilim vermiş, hatalarımı ayıklar eksikliklerimi tamamlarsınız.
Konsüllerde kararlar alınmaz. Daha önce hazırlanmış kararları konsüller onaylar. Karar metni hazırlanacak ve dünyaya duyurulacak. Bu kararı kabul edenler konseye katılsın denecek. Gelenleri İstanbul otelleri değil İstanbul halkı konuk edecek, Hıristiyanı ve Müslümanı konuk edecek. Bu konuda da Akevler size yardımcı olur.