Hayatımda zorluklar içinde kaldığımda hep Kur’an’a başvurdum, bana hep imdat etti. Ümitsizliğe kapıldığım zaman Allah teselli eden birini gönderdi, hep O’na uydum.
Milletimiz bugün peş peşe kanlı olaylarla kan ağlıyor. Size Kur’an’la gelmek istiyorum. Âli İmrân Suresi’nin 162 ve 166. ayetlerini okuyunuz. Bakara 155-157, Şura 30 ayetleri okunabilir. İki hususa dikkat ediniz, gelen musibet kendinizdendir. Sabretmek sevapları katlamaktadır. Kur’an’ın bu ayetlerini ve herhangi bir yerini okuyun, size bunları söyleyecektir.
Bir hasta acı duyar, dayanamaz ve inler. Hasta yakınınız ise siz de üzülürsünüz. Bunlar doğaldır. Ama hastayı tedavi etmek için bu üzüntünün hiçbir yararı yoktur. Milletimiz acılar içindedir, acı sesler çıkarıyor, biz de üzülüyoruz. Ne var ki bunu dillendirmenin fazla değil hiç faydası yoktur. Çözüm müsbet ilimdedir. Resulümüz diyor ki; Allah hastalığı gönderdi ise tedaviyi de indirdi. Terör var ama tedavisi de var. Bağırmak yerine tedavisini aramamız gerekir.
Ben bunları yazarken herkes okusun diye yazmıyorum. İlimde rusuhu olanlar anlasın diyorum. Şüphesiz onlardan yazımı okuma tenezzülünde bulunanlar için yazıyorum. Ben tam anlatamamış olabilirim. Siz kendiniz anlamaya çalışırsanız, Allah sizi doğruları anlamadan mahrum etmez.
Terörle iki şekilde mücadele edilir. Birini silahlı güç yapar, diğerini ise devlet ve halk yapar, sivil güç yapar. Silahlı güç terörü önlemeye çalışmaz. O suç işleyenleri yakalar ve cezalandırır. Onun terörü önlemesi caydırıcılıktır, yargıdır. Yargının caydırıcı olması için önce hemen olmalıdır. Suç işleyeni yakalayacaksın ve zaman kaybetmeden onun cezasını infaz edeceksiniz. Zaman kaybedince cezalarla kimse ilgilenmez ve cezanın caydırıcılığı kalkar.
Cezanın caydırıcı olması için suçun işlendiği yerde ceza verilmelidir. Halk suçu işleyenlere verilen cezayı görmelidir. Bunun ülke çapında olabilmesi için fiilin işlendiği zaman haber yapılmaması, emniyet tarafından fiiller tespit edildikten sonra yargı önünde ceza verilirken olaylar anlatılmalı ve cezası hemen infaz edilmelidir. Şimdi tersi yapılıyor. Fiiller daha sabit olmadan, kimin yaptığı bilinmeden deklere ediliyor. Bunun caydırıcılıkta hiçbir etkisi yoktur. Aksine bu fiilleri işleyenler bu ah vahlar olsun, silahlı güç zavallı durumda olsun diye yapılıyor ve bu bağırışlar, bu olaylar başlıca sebeptir.
Cezaların caydırıcı olması için halk dört şeye inanmalıdır. Bunun böyle olmasından çok, halkın böyle olduğuna inanması gerekir. Yargı tarafsızdır, yargı bağımsızdır, adil davranır, saygındır. Yargı kararları eksiksiz yerine getirilir, etkindir. Herkes suç işlemekten korkar.
Cezaların caydırıcı olması için yargılama usulleri öyle olmalıdır ki, öyle anlatılmalıdır ki; verilen cezanın yerinde olduğu, ne eksik ne de fazla olduğuna kani olunmalıdır.
Bugün bu şartlar yerine gelmediği için cezanın caydırıcılık özelliği kalmamıştır.
Demek ki caydırıcılık ceza ile olmakta, fiilden sonra ceza verilerek yapılmakta, bu da silahlı güce ait olmaktadır. Suçun önlenmesi, terörün önüne geçilmesi, silahlı güce ve yargıya ait değildir. Kaynakları kurutmak düzene aittir. Devlette öyle düzen olmalıdır ki, yürütme onu uygulayarak terörün kökünü kurutmalıdır. Bu da ancak müsbet ilimle mümkündür.
Bu sebeple bir caydırıcılık akademisinin yanında -ki bu jandarma harp akademisidir- bir de terörü önleme araştırması merkezi kurulur. Bu merkez önce terör olaylarının sebeplerini araştırır. İşsizlik, aşsızlık, eşsizlik ve avarelik bu işin temelidir. Sonra buna çareler aranır. Bu çalışma ilmî çalışmadır. Kendi usulleri içinde yapılır. Müsbet ilim metotları içinde yapılır.
1) Veriler toplanır. Bu merkeze bilgi vermek isteyen herkesin bilgisi alınır. Hiçbir bilgi reddedilmez. Bugünün haberleşme imkânları içinde bu kolaydır.
2) Bunlar tasnif edilir. Merkezin işi budur. Birleştirilerek tüm iddialar bir metin hâline getirilir. Tasnif edilir. Kimin söylediğine bakılmaz. Çok söylediğine bakılmaz. Ne söylediğine bakılır. Farklı sözler ne kadar saçma olursa olsun yer alır. Bunun metodu vardır.
3) Sonra ayıklamalar yapılır ve özel usullerle uygun olanlar bulunur, değişik uygulama projeleri yapılır.
4) Değişik bucaklar bunlardan istediklerini seçer ve kendileri uygularlar. Merkezden dayatılmaz. Merkez bu projeleri uygulayacak kadroların yetişmesini finanse eder. Başarılı olanlar diğerleri tarafından örnek alınarak terör olayı ilmî ve demokratik metotlarla çözülmüş olur.
Sözlerimi anlamanız için üzerinde düşünüp çalışmanız gerekmektedir.
Birkaç defa düşünerek okursanız sonunda anlarsınız.