Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-26
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
Bundan sonra ne olacaktır?
Türkiye dinsizleşmeyi terk etmiş ancak henüz din/düzen tamamlanmamış, “Adil Düzen” gelmemiştir. Bundan sonra olacak olan “Adil Düzen”in gelmesidir.
“Adil Düzen” iktidara nasıl gelecektir?
Kesin kanaatimle ifade etmek istiyorum ki: Örnek çalışma olarak mesela mobilya imalatı ve satışı “Adil Düzen”e göre sağlanacaktır. Bakkal işletmesi “Adil Düzen”e göre gerçekleşecektir. Bir semt bakkalı ve mobilya imalatı örnek olarak gösterilecektir.
Burada elde edilen başarı İstanbulluları uyandıracak ve İstanbul’da bir “Bakkallar Kooperatifi” kurulacak, artık İstanbul’da halk süper (üç harfli) marketlerden değil, kooperatifleşerek organize olan bakkallardan alışveriş yapacaktır. Süper marketler bakkallara mallarını satacaklardır. Halk sadece teşhir yeri olarak oraları ziyaret edecektir.
Bu arada din adamları ve siyasiler de “Adil Düzen”i öğrenme ve öğretme çabasına gireceklerdir. Bakkal işletmelerinin “Bakkallar Kooperatifi” sayesinde organize edilmesi ile kurulan televizyon ve çıkarılan dergi halkı yeter derecede aydınlatacaktır. Tarikatlar ve siyasiler ister istemez “Adil Düzen Çalışmaları” ile ilgileneceklerdir.
İşte, ondan sonra siyasi partileri “Adil Düzen Anayasası”nda (Adil Düzen’e Göre İnsanlık Anayasası) anlaştıran bir faaliyet olacak ve partiler anlaşarak “Adil Düzen Anayasası”nı Meclis’ten geçireceklerdir. İşte bu ayet bize o zaman hitap edecektir.
Yani birinci “el-yevme(bugün)”yi geçmiş, ikinci “el-yevme”nin eşiğine gelmiş bulunuyoruz. Şimdi de “el-yevme”nin tarihî mânâsını ele alalım.
Hazreti Muhammed aleyhisselam Mekke’de doğdu, doğmadan babasından yetim kaldı. Sonra küçük yaşta annesini kaybetti. Önce dedesinin yanında, sonra amcasının yanında büyüdü. 25 yaşında iken kendisinden yaşlı zengin bir Mekke dulu olan kadın (Hazreti Hatice) ile evlendi. Bundan sonra maddi sıkıntısı kalmadı. Kendisi kırk yaşına geldiği zaman Mekke’nin sakinlerinden biri idi. Hiçbir fevkaladelik belirtisi yoktu. Kendisi Allah’tan vahiyle aldığı Kur’an’ı okumaya başladı. Kur’an’ın tesiriyle Hz. Ebubekir gibi Mekke ileri gelenlerinden biri onun dinini kabul etti. Çile bundan sonra başladı. On üç sene son derece sıkıntılı günler yaşadılar. Habeşistan’a hicret edenler oldu. Sonunda Medinelilerden davet aldılar ve oraya hicret ederek inançlarını kurtardılar. Kendisi Allah’tan vahiyle aldığı Kur’an’ı okumaya başladı. Kur’an’ın tesiriyle Hz. Ebubekir gibi Mekke ileri gelenlerinden biri onun dinini kabul etti. Çile bundan sonra başladı. On üç sene son derece sıkıntılı günler yaşadılar. Habeşistan’a hicret edenler oldu. Sonunda Medinelilerden davet aldılar ve oraya hicret ederek inançlarını kurtardılar. Mekkeliler Medine’de de onları rahat bırakmadılar. Peş peşe yaptıkları saldırılarda çok tehlikeli günler yaşattılar. Hele Hendek Harbi’nde Yahudilerin cephe değiştirmesi ve ihanetleri sonucunda artık Mekkeliler son zaferi elde ettiklerini sandılar ama sonunda mağlup oldular. Bundan sonra Mekke fethedildi ve Mekkeliler ümitlerini kestiler. İşte bundan önce de bu anlatılmıştır. Medine’ye gidildiği zaman Kur’an nazil olmaya devam etmiş, Medine’de tamamlanmış ve bir kent devletinin tüm kuruluşu sağlanmıştır. Ayrıca tüm Arabistan fethedilerek bir ulusal devlet kurulmuştur. Medine Devleti o günkü devlet anlayışının üstünde bir devlettir. Bugün dahi ancak o modeli örnek alarak “Adil Düzen”i kurmaya çalışıyoruz. Bu Medine Devleti’nin özellikleri nelerdir? Günümüzdeki ifadesiyle demokratik bir devlettir. Halkın inançlarına, dinlerine, düşüncelerine karışmamaktadır. İslâm devlet anlayışında devlet halkın kendiliğinden benimsediği düzeni korumaktadır. Onlara dayatmak değildir. Bundan dolayı halk siyasi gruplara ayrılmış, her grup kendi yaşayışını kendisi düzenlemiştir. Devletin görevi sadece savunma yapma ve adaleti dağıtmadır. İşte bu devlet anlayışı geleceğin devlet anlayışıdır. İslâm devletinde yerinden yönetim vardır. Bin haneden oluşacak kent devletleri kurulur. Kendi hayatlarını kendileri düzenlerler. Her kent bağımsızdır. Sadece savunma ve güvenlik noktasında birleşmiştirler. Böylece bir taraftan güvenlik sağlanmış, diğer taraftan halkın özgürlüğü korunmuştur. (Devamı var)