Yüzeyde ya da biçimde hiyerarşik etkiyi oluşturan kuvvetler, her zaman zıddıyladır. Bireyler arası, devlet- toplum, birey- toplum ilişkilerindeki karşıtlıklar, matruşka bebekleri gibi türer. Karşıtlıklar “toleranslı” ise denge oluşur; bu denge, içeriye nazaran yüzeyde kararlıdır. Yüzeydeki oluşan denge, özün daha verimli ve bereketli olmasına katkı sağlar. Karşıtlıkların toleransı/esnekliği bozulursa kırılmalar, dolayısıyla akamet kaçınılmaz olur. (1)

Karşıtlıklar, oluşumların temelinden başlar; yani yüzeyde meydana gelmez. Fakat yüzeyde belirginleşir.
Karşıt etkiler, birbirine yakınsa dengelenir. Fakat böyle durumlar, kısa sürelidir. Denge bozulduğunda, karşıtlığın biri, diğerine baskın çıkar; ardından denge ve biçim bozulur.
Her türlü koşul süreli ve değişkendir. Oluşum ve karşıtlığı koşullar kuşatır. Bu koşullar, kuşattıklarını değişime zorlar. Böylece oluşumların biçim ve yüzleri de değişir. “Yeni” yüzey ve karşıtlık ortaya çıkar.
Değişim dengesizlikten beslenir. Dengenin bozulması oluşumun içindeki potansiyel aktiviteyi harekete geçirir; aktivite, merkezden kabuğa doğru artar. Sonunda oluşumun yüzeyi ,karşıtlığı, biçimi değişir.
Yukarıdaki analiz biyoloji, botanik, kimya, sosyal- idari bilimler için tanımlayıcıdır. Bu tanımlama, devlet insan ilişkileri bağlamında, devlet odağından insan aleyhine tesir eden yaygın istismarların önlenmesinde yol gösterici olacaktır.
“Devletler, toplumlarının kabuğudur,” demiştik.
Botanik ve biyolojide kabuğun işlevi, özün potansiyeli doğrultusunda gelişmesidir. Bu yüzden “kabuğun” asıl işlevi, “öze hizmettir”; öz kabuğa hizmet etmez. Ne yazık ki güçlü devletler, bu doğal işlevi tersine çevirdi. “Özlerini” kabuğa hizmete zorladılar. Bu yaradılışa aykırı yöneliştir. Mazruf/mektup, zarf; su testiye kap olmaz. Böyle devletler, varoluş cevheri olan insanı, boyunduruğa sokarak, kendileri de yok ediyor.
Bu gün ABD, Rusya, İngiltere, Fransa “boş kabuk”; Çin özünü geliştirmeye çalışan kabuk devlettir. “Geri kalmış” veya “gelişmekte olan ülkeler” henüz kabuk devlet düzeyinde değiller. Onların gelişmesi tamamlan-madığından ve henüz “otsu, genç bitki” düzeyinde olduklarından, büyümeleri emperyalistlerin her türlü entrikasıyla sürekli engelleniyor, “kabuk-devlet” aşamasına ulaşamıyorlar.(2)
Modern demokrasiyle yönetilen devletler, yasama, yürütme, yargı ve şeffaf iletişimin oluşturduğu Dörtlü Kudret’i adil- vicdani Anayasa çatısı altında dengelemeye çalışıyor. Bu çaba, dış etkilerin meydana getireceği alabora ve erkler arası uyumun bozulmasını önleyecek, jiroskopik denge ve süspansiyon (asıltı) esneklik oluşturduğu kadar sağlıklıdır. Aksi takdirde, açık denizde “güçlü dalgaların” hışmından kurtulmazlar.(3)
Bu aşamada sınırları tanımlanmış coğrafyada, birinci değer ülkedir. İkinci değer, insan varlığı ve üçüncü değer, insanın ortak iradi organizasyonu olan devletler bağlamında; yasama, yürütme, yargı ve şeffaf iletişim unsurlarının yeri ve görevleri nedir, diye sormamız yerindedir.
Öncelikle bu değerlerin insan, vicdan, akıl bağlamında işlevselliği esastır. Böylelikle insan, ülke ve devlet gelişiminde eş verim sağlanabilir. Bu şu demektir; eşitler arasında sıralamada insanlık, önde olacak.
Sıralamalı birliğin görevleri ise, (i) ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliği, doğa dostu planlamayla, ekolojik yaşamı zenginleştirecek şekilde üretime dahil edilmesi; gelecek nesillerin bu zenginlikteki haklarını gözetilmesi. (ii) insan unsurunu; akıl, vicdan, bilim yolunda geliştirmek ve özgürleştirmek. (iii) devlet bağlamında, başta güvenlik olmak üzere, sayılan değerlerin gerçekleşmesine hizmet etmek. (4)
Açıklamalar:
(1)”Akamet”, Arapça “km” kökünden (kısır, verimsiz) demektir.
”Verim” ve “bereket” kelimeleri benzeşse de mevcut ve gelecek anlamları içeriyor. “Verim”, Eski Türkçe “berim”,”veriy” (verilen şey,borç verme, ödeme); koşulların, emeğin, işlevin oluşturduğu mahsulün niceliği
Bereket ise Arapça kökenli Allah’ın verdiği bol nimet. Aramice, Süryanice “baraka” (diz çökülerek edilen dua); İbranice, “berek” (diz). Tevazu ile paylaşmanın mahsulü sürekli kılması.
(2) Kabuk, sadece odunsu bitkilerde bulunur. Otsu, genç bitkilerin gövdelerinde kabuk bulunmaz. Odunsu bitkiler gelişmiş ülkeler, otsu, genç bitkiler ise diğer devletler için örneklemedir.(wikipedia botanik maddesi)
(3)Jiroskobik etki ya da sabitleyici; gemilerin dalgalar halinde yuvarlanmasını azaltmak için kullanılan cihaz. Aksi takdirde dış etkiler “devletleri” alabora eder.
Süspansiyon, mekanikte titreşim, stres kesicidir. Tıpta, “bir katının sıvı içerisinde çözülmeden dağılmasıyla oluşan heterojen karışımlar” için kullanılır.
Tanımlama ve benzetmeler, titreşim/stres kesiciler için , Anayasal ilkelere bağlılığa; “çözülmeden dağılma” ibaresi ise erklerin, yasal ödev ve sorumluluğa uymalarını karşılıyor.
(4)Bu sıralama hiyerarşik değil, sıralıdır. ‘Sıralı” ve “hiyerarşi” farklıdır. Sıralı olana örnek: bir sıralamanın ilkidir; üç ise sonra gelir. Üçle başlayan sayımlarda bir, üçün içindedir. Kısaca, İlk olan işlevsel kapsama haizdir.
Hiyerarşi/ Fr.hierarchie: 1.ruhban sınıfı, dini mezheple; 2.emir-komuta zinciri, rütbe düzeyi. Yun. “hierarxes” baş rahip; “ iepos”, kutsal aziz.