Kur’an’a göre yeni düzen ve yeni medeniyet-49
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam…
“Ve taamu / Ve taamları” (Maide 5)
Canlıların besinleri farklı olduğu gibi toplulukların besinleri de farklıdır. Her topluluğun kendi yaptıkları besinleri vardır. Bununla beraber yeryüzü tüm insanlığındır. Kahve Brezilya’da yetişir, onlardan çok biz kullanırız. Şimdi bugün geliştirilen sistem vardır, etiket sistemi. Laboratuvarlar maddeleri tahlil eder, içinde ne varsa hepsinin yüzdeleri yazılır. Ölçülemiyorsa eser miktarı ile gösterilir. Üretim semtlerde yapılır. Çuvallara konur. İlçeye gönderilir. İlçede çuvallardakiler tahlil edilir, tahlil etiketleri yapıştırılır. Sahiplerine belge verilir, sahipleri belgeleri tüccarlara satarlar. Tüccarlar da fabrikalara satar. Böylece üretilenler “standart gıda mamulü” hâline getirilir.
Bir yerde üretilen besin dünyanın her tarafına ulaştırılır, insanlar onu yerler. Üretilen ürünün üzerinde adı olduğu gibi üretenin de adı vardır. Kişinin mezhebi de yazılıdır. Böylece biz Ehli Kitap mezheplerinin yiyeceğini de yiyebiliriz.
İşte, hayvanın üzerinde Allah’ın isminin anılması da hangi firmanın ürettiği ve kimin kontrol ettiği de yazılı olacaktır demektir.
“Elleziyne üytû el-kitabe / Kendilerine kitap ita edilenler.” (Maide 5)
“El-Kitab” burada marifedir. Kitap yazılı yasa demektir.
Kur’an gibi ilahi kitaplar Hazreti Nuh peygamberden sonra inzal olunmuştur. Kur’an’dan önce kitap verilenler söz konusudur. Bugün yeryüzünde dört büyük din vardır. Bunlar kendilerine kitap verilenlerdir yani Allah bunlara kitap göndermiştir. Bunlar Hıristiyanlar, Müslümanlar, Hindular ve Budistlerdir. Uzun yılların etkisiyle bunlar yani bu kitaplar değişmiş ve bozulmuştur. Kur’an ise kitap olarak bugün bütün gücüyle yerindedir. Ayrıca müsbet ilimler o kadar çok gelişmiştir ki artık bâtıl inançlara yer yoktur.
Dünyadaki bütün dinlerde bir de gevşeme olmuştur, yani hiçbir din mensubu taassupla kendi dinine bağlanmamaktadır. Bunun sonucu olarak gelecekte ortaya çıkan yeni yorumlarla tüm dünya dinleri Hak dine doğru adımlar atacaklardır.
“Ehli Kitap” ile “kendilerine kitap verilenler” farklıdır. Ehli Kitap; kanunları olan her topluluk ehli kitaptır. Bugün ehli kitap yani kanunları olmayan topluluk kalmamıştır. Kendilerine kitap verilenler ise ilahi kitapları olan topluluklardır. Bugün yer altında kazılar yapılmakta, orada bulunan taş parçalarına mana aranmaktadır. Oysa bugün yeryüzünde ilahi dinlere ait pek çok yazılı eserler vardır. Bir ilâhiyat enstitüsü kurulmalıdır; kurulacaktır. Bu enstitüde iş bölümü yapılacak ve bu kitaplar ayrı ayrı incelenecektir. Sonra hepsi Kur’an’la ve müsbet ilimle karşılaştırılacak ve ona göre ilişkiler bulunacaktır.
Dünyadaki bütün diller benzerdirler. Her dilde isim var fiil var, fail var, meful var, izafet var, tekil var, çoğul var. Bunun dışında birçok kelimeler birbirine benzer. Bunun gibi dinlerde de benzerlik vardır. Her dinde namaz vardır. Her dinde oruç vardır. Her dinde hac vardır. Dinlerde oluşan bu beraberlik rastlantı mıdır, yoksa belli bir amaç mı vardır?
“Kendilerine kitap verilenlerin tamamı” deyince, değişik dinler değişik şeyleri helal yapmışlar, haram yapmışlar. Ama insanlık olarak sonunda sağlık bakımından birleşme durumuna gelecektir. Bu ayetlerden şu anlaşılmaktadır. Bazı şeyler vardır ki insanların yiyeceğidir. Mesela tahıl böyledir. Dolayısıyla bunlar insanlık piyasasına ve bütün mezheplere göre helal olacaktır. Bazı yiyecekler ise kavimlerden kavimlere göre değişecektir. Mesela biz salyangoz yemeyiz ama yiyenler için zararlı olduğu sabit olmamışsa haram olmayacaktır.
Bazı yiyecekler ise mezheplerden mezheplere göre değişecektir. Etiketlerde mezheplerin damgaları olacaktır. Türkiye’deki yiyecekler var, bir de Hanefilerin yiyecekleri vardır. Yahut Avrupa uygarlığının yiyecekleri var, bir de insanlığın yiyecekleri vardır. Burada “taam/yiyecek” dediğimiz zaman mesela bisküviler, çikolatalar onların taamıdır. Arı kovanından sağılan bal da onların taamıdır. İnekten sağılan süt de onların taamıdır. Onların kestiği hayvanlar da onların taamıdır. (Devamı var)