http://www.milligazete.com.tr/koseyazisi/KURAN_VE_ILIM_807_hafta_seminer_notlarindan-2/24165#.VSDXzvmsU3k
KUR’AN VE İLİM 807. hafta seminer notlarından-2
Çağımızda siyaset bürokrasiyi yenmektedir. Oy denizinde sömürücülerin sömürüsüne bilerek veya bilmeyerek hizmet eden bürokratlar boğulup gideceklerdir. Firavun ile başlayan bürokratik düzen, “Adil Düzen”in oyları ve sistemi içinde boğulup gidecektir.
Maaşlı memur sistemi ortadan kalkacak, “ortak memurluk sistemi” olacak; işletmelerden gelen verginin yarısı o işletmelere hizmet veren görevlilerin olacak, diğer yarısı halka hizmet verenlere ait olacaktır. Her görevli işletmeye ortak olacağı için işletmeye zorluk çıkarma yerine ona yardımcı olacaktır. Bu sayede bürokratik düzen yok olup gidecektir. (s.6)
İnsanlık tarihinde yeni dönemler ortaya çıkar, yeni uygarlıklar doğar. Tarihte “toplayıcılık, avcılık, çobanlık, çiftçilik dönemleri”nden sonra, bin yılda bir yazılı uygarlık gelmiştir: Doğu’da Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Musa, Hz. İsa ve Kur’an uygarlıkları hukukta sıçramalar yapmışlar; Batı’da Mısır, Yunan, Roma ve Avrupa uygarlıkları gelmiştir.
Firavun uygarlığı zirvede iken Hazreti Musa gelmiş ve İbrani uygarlığını kurmuştur.
Peygamberler davetler yaparlar, uzun dönem karşılıklı çatışmalar devam eder ve sonunda hazırlık tamamlanınca uygarlığa karşı çıkanlar mağlup olur.
Bugün de Batı dünyası, kendi faizli karşılıksız parayı ilâh ittihaz edinen düzenini savunmaktadır. Adil Düzen Çalışanları da bunlarla cihad hâlindedir...
Bugün sermayenin yanında olanlar iki gruptur. Bazı kişiler korkularından dolayı oradadırlar. Kimileri de gerçekten onlar tarafıdırlar. Bir gün gelecek bu korkak Ak Partililer (gömlek çıkaran Millî Görüşçüler) ve korkak Risaleciler (F. G. Cemaati mensupları) cesaretlenecekler ve tekrar bizim yanımıza geleceklerdir... (s.7)
Biz ne diyoruz? / Biz diyoruz ki; bu “zalim düzen” yürümez, bu “zalim düzen” devam etmez. Karşılıksız para, zina serbestliği, merkezi yönetim, on yılarca süren davalar ile bu dünya yaşamaz diyoruz. / Daha başka ne diyoruz? / Bu bürokratik engellerle insanlık yaşayamaz diyoruz... Boşalan köylerle insanlar karnını doyuramaz diyoruz... Gelin, “ADİL DÜZEN”e gelin diyoruz... Para karşılıksız değil de, emek ve mal karşılığı çıksın diyoruz... Zina olmasın, evlilik ve nikâh sözleşmesi yapılsın diyoruz... Dengeli yönetim olsun diyoruz… Hakemlik sistemi olsun diyoruz… Yüz lojmanlı işyeri apartmanları olsun diyoruz...
Kimse kulak vermiyor! / Ama bir gün oy denizinde boğulacakları zaman ‘evet’ diyecekler, ‘Adil Düzen Çalışanları doğru söylüyor, “ADİL DÜZEN” olmaksızın bu olmuyor’ diyecekler. / Buradaki iman bir fikri benimseyip onun için canını dahi verebilme imanıdır. Yaşarsam ben de “ADİL DÜZEN” için çalışacağım diyecekler. “ADİL DÜZEN”e karşı olduklarını beyan edenler pişman olacaklardır.
Evet, artık itiraf edecekler, “dolar” tanrı değilmiş diyecekler; “karşılıksız para” ve o paraya dayanan tüm müesseseler artık gerçek değildir diyecekler. Karşılıksız para, para değildir diyecekler. “ADİL DÜZEN”in, “ADİL EKONOMİK DÜZEN”in emeğe ve mala dayanan parası gerçek paradır diyecekler... (s.8)
Bugün de biz bugünkü yönetime diyoruz ki: Bakınız, biz sizin makamınıza talip değiliz. Sizden hiçbir şey istemiyoruz. Ama birlikte seyahat etmekte olduğumuz gemi su alıyor, bu gidişle bir gün batacak. Gelin şu delikleri kapatalım diyoruz. / Hayır diyorlar; bu gemi batmaz, sular bir şey yapmaz diyorlar! / Su alsın, ne zararı var diyorlar! / Mahkemelerde kırk sene süren davalarla devlet yaşamaz diyoruz… / Hayır, yaşar diyorlar! / Bu bürokratik engelleri halk ancak kayıt dışılıkla aşıyor, bu da topluluğu ileri seviyeye gitmekten alıkoyar diyoruz; hayır diyorlar. / Bir gün gemi batmaya gittiği zaman artık “Adil Düzen” kadrosu duruma el koymak zorunda kalır… (s.9-10)
Gelecek yazı “Elektrik Kesintisi Ve Çözümü” konusunda olacak, inşaallah…