KUR’AN VE İLİM 783. seminer notlarından-1
KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızın 783. haftasına da ulaştık, elhamdülillah…
‘Yeryüzündeki insanlara baktığımızda önce iki gruba ayrılmaktadırlar. a) Öldükten sonraki hayata inanan insanlar vardır, bunlar dünya hayatlarını orası (âhiret) için harcarlar. b) İnsanların bir kısmı ise tersine âhireti hiç hesaba katmaz, bu dünya hayatını ayarlarlar, sadece dünya için çalışırlar. İnsanlar özgürdür. İsterlerse o tarafı (âhireti), isterlerse bu tarafı (sadece dünyayı) seçeceklerdir. Ama Kur’an muhatap olarak âhireti düşünenlere hitap eder. Onlar âhirete yakin getirmiş muttakilerdir...’ (s.2)
‘… Bir ev yapmayı murad ettiğiniz zaman gider bir tuğla ocağı kurar ve tuğla üretirsiniz. Bir ev yapacak tuğlanız olduktan sonra o tuğlalarla ev yaparsınız, artık o ev sizin yaşamanız için vardır. Uzun zaman orada kalırsınız... Allah âhiret hayatını murad etti... Cennet denen bir yer hazırladı... Orasını dolduracak varlıklara gerek gördü... Bunun için insanı seçti... Eğitilmiş insanı üreten bir fabrika daha kurdu, o da bu dünyadır... İşte burası tuğla üreten fabrikadır... Yeter sayıda insan üretildikten sonra, bunları cennete koyup orada yeni bir hayat kuracaktır...
Dünyadaki insanlara görev verdi, kendinizi anne ve babalarınız yetiştirecektir, onlar sayesinde yetişeceksiniz. Ondan sonra staj yapıp siz de size benzer çocukları büyüteceksiniz. Sonra hepinizi cennet saraylarına koyacağım, orada ölümsüz olarak yaşayacaksınız. Siz verimli çalışacaksınız ki, anne-babanız üç çocuk yetiştirmişse siz de üç çocuk yetiştireceksiniz. Böylece nüfusunuz artacaktır.
Nasıl bir fabrikayı kurduğunuz zaman yeter sayıda işçiniz olmadığında o fabrikayı çalıştıramazsınız; onun gibi, cennete yeter sayıda yetişmiş insan üretmeden cennet faaliyete geçmez. Bu bakımdan siz dünyaya gelip kendiniz gibi insanları yetiştirerek dünyadan ayrılacaksınız, orada atalarınız ve çocuklarınız ile birlikte olacaksınız.
İşte, insanların bir kısmı bu görevi yüklendi ve salih amel işledi, âhirete öyle gitti.
İnsanların bir kısmı ise görevini yapmıyor. Bunlar âhireti beklemiyorlar, istemiyorlar da; ‘bize dünya hayatı yeter’ diyorlar! İnsanların bir kısmı ise kâinata ve insanlığa bakarak aydınlanması gerekirken tam tersini yapıyorlar, onlar da zevk ve eğlence içindedirler.
Bundan sonraki “iman etmiş ve salih amel işlemişlerdir” âyetinden anlarız ki bunlar salih amel etmiyorlar. Salih amel etmek, uyumlu amel etmek demektir, insanlığı uygarlaştıran amel demektir. Topluluk içinde çıkar paralelliği içinde yapılan amel demektir. İşbölümü içinde yapılmış amel demektir.
Kur’an’ın insanlardan istediği iki şey vardır. Biri güvenliktir. Herkesin akrabalıktan, komşuluktan, emekten ve sözleşmelerden haiz olduğu hakların güvencede olmasıdır. İkincisi ize birlikte üretip bölüşerek ürünlerin ailece evde tüketilmesi mekanizmasıdır. Bugün artık kimse kendi ürettiğini tüketmiyor. Kerhen de olsa herkes salih amel işlemektedir.
Ben niçin salih amel işleyeceğim, çıkarım nedir?
Çıkarın âhiret hayatıdır, cennette kendime yer açmadır.
Kâfirlerin ise böyle bir dertleri yoktur, acili sever âhirden hoşlanmazlar...’ (s.3)
‘… Dünya hayatı var, âhiret hayatı vardır.
Dünya hayatı yakın hayattır. Âhiret hayatı ise ilerdeki hayattır.
Şimdi kazanayım da ileride ne olursa olsun diyen dünya hayatına razıdır.
Yatırım yapan ve biriktiren kimse ise âhiret hayatına inanıyor demektir. Bunun uzatılmışı öldükten sonraki hayattır. Allah âhiretteki köşklerine yerleşecek kimselerin yetişmesi için bu dünyayı halk etti. Burada yetiştireceği insanları orada yerleştirecektir.
Hayır, ben orasını istemiyorum, bu hayat iyidir diyen insanlar bu dünya hayatına razı olmuşlardır...’ (s.4; “KUR’AN VE İLİM” 783. hafta tefsir [Yunus Sûresi] seminerimizden aktarı-YORUM… Ve İLMÎ-AHLÂKÎ-İKTİSADÎ-SİYASÎ-SOSYAL olarak çağımızdaki hayatın her alanında var olan “SOSYAL TUFAN”a karşı gereğini yapmaya yani “ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN GEMİSİNİ” inşa etmeye davet ediyoruz… “BİZE DÜŞEN SADECE AÇIK TEBLİĞDİR.” (Yâsin; 36/17) Ve’s-SELÂM mea’d- DUA…)