Sermaye, Türkiye ve yeni dönem-2
Kaldığımız yerden genel durum değerlendirmemizi yapmaya devam ediyoruz…
Evet, sermayenin istediği gibi askerler geldiler ama demokrasiyi getirdiler, böylece Türkiye’de İslâmiyet’in yeniden neşvünema bulup yayılmasını sağladılar...
Bu durum karşısında sömürü sermayesi şu gerçeği anladı; dünyayı dinsizleştirip yeryüzünde tek bir sermaye devleti kurmak mümkün değildir...
Sermayenin artık yapabileceği tek bir şey kalmıştı; “dine” evet ama “şeriata” asla!..
Türkiye ve dünyadaki layt İslâm veya sahte İslâm çalışmalarını asıl amacı budur…
Sömürü sermayesi bu projesi ve bu iş için Süleyman Demirel’i görevlendirdi... CHP Komünistti!.. CHP dinsizdi!.. Onun yani dinsiz veya komünist CHP’nin gelmesi yerine, “şeriatsız İslâm dinine” müsamaha eden Süleyman Demirel gelebilirdi…
Süleyman Demirel varlık felsefesini işte bu CHP’nin gelmemesi üzerine oluşturdu... Mekanizma çok açıktı... Demokrat Parti dosyaları hazırlar... Askerlere darbe yaptırılır… CHP iktidara getirilir... Gelenler Demokrat Parti’nin hazırladığı dosyaları uygulamaya koyar… DP zihniyeti yeniden ortaya çıkar ve memleketi CHP ve ordunun zulmünden kurtarır… Böylece sermaye kendi sömürü dengesini ve çarkını sürdürmeye devam eder...
***
Millî Görüşçüler olarak biz işte bu oyunları bozduk...
Önce devlet düşmanlığını ve ordu düşmanlığın kaldırdık... O dönemde Ege Bölgesi ve diğer yerlerde konferanslar veriyor, halkımızı devlet düşmanı olmama konusunda uyarıyorduk... Karşımıza o zamanki MİT ve dışa bağımlı sermaye medyası çıkıyordu...
Sonra…
Önce CHP’lilerle, bilahare MHP’lilerle koalisyonlarda beraber olmayı hedefledik...
Milletvekillerimizin çoğu Doğu’lu idi, halkın PKK tuzağına düşmesini onlar önledi...
Cumhuriyet Halk Partisi ile koalisyon yaptık, böylece Türkiye’deki bölünmüşlüğe ve sağ-sol çatışmasına son verdik; bu yaptığımızın etkisi zamanla bütün dünyaya yayıldı…
Milliyetçi Hareket Partisi ile de seçim ittifakı yaptık, daha öncesinde de zaten aynı koalisyon hükümetlerinde birlikte görev aldık...
Risale-i Nur cemaatlerinin devlet düşmanlığına son verdik... Bizi dinleyen İzmir Nurcuları bu sayede önemli merhaleler kat ettiler… Bu çalışmalarla Risale-i Nurların gizliliğini ve suçluluğunu ortadan kaldırdık... Görünüşte var olan Cemaat’in bize karşı muhalefetini hoş karşıladık... Liderimiz Erbakan; ‘biz günde beş defa görüşüyoruz’ dedi…
Aslında biz gördük ve gösterdik ki; Türk Ordusu din düşmanı değildir...
Aslında biz gördük ve de gösterdik ki; CHP dinsiz değildir...
CHP ile MHP arasında bir görüş ayrılığı yoktur...
***
Sonunda sömürü sermayesi büyük oyununu oynayamadı ve bize karşı yani dine yani bir dindara teslim oldu; Ekmeleddin İhsanoğlu gibi birini aday göstermek zorunda kaldı!!!
Ekmeleddin İhsanoğlu CHP’nin ancak üçte ikisinin oyunu alabilirdi...
Diyelim ki MHP’lilerin de yarısının oyunu almış olsun…
Alabileceği toplam oy yüzde 30 civarındadır...
***
Bu vesileyle hatırlatalım…
Türkiye’nin ciddi bir şekilde birleşmiş bir muhalefete ihtiyacı vardır...
Bu arada “din düşmanı sömürü sermayesi” de yenilmiştir...
Ülkemizde ve dünyada “yeni bir dönem” başlıyor…
En önemli uyarımız şöyle olacaktır, bugünlük bu uyarıyla bitirelim:
Ekmeleddin İhsanoğlu ve “BENZERİ DÜŞÜNCEDE OLANLAR” artık gerçekten dindar birer müslim olmalı, “ŞERİATSIZ BİR İSLÂMİYET” anlayışının artık tarih olduğunu görmeli ve TECDİD-İ İMAN etmelidirler... Ve’s-selâm mea’d-dua, dua, dua…