Biz çalışalım, davet edelim ve sabırla bekleyelim
Her insan dünyaya bir görevli olarak gelmiştir. Yapacaklarını yapacak, kendisini yetiştirecek ve gidecektir. Bizim ‘niye böyle oluyor’ diye düşünmemize ve sıkılmamıza gerek yoktur. Biz bize düşeni yapıyor muyuz yapmıyor muyuz; onu düşünmeliyiz. Sonuçlar bizi ilgilendirmez; sonuçlar Allah’a aittir, O ne isterse onu yapar. Beni benim işlerim ilgilendirir, ben ondan sorumluyum. Başkalarının ne yaptıkları ise beni ilgilendirmez. Ne var ki Allah görev vermiştir; ‘birbirinize hakkı tavsiye edin’ diyor, ‘birbirinize sabrı tavsiye edin’ diyor. Biz onu yapıyoruz. Yoksa bizim kimsenin işine karıştığımız yoktur.
Biz, 1960’larda yola çıktığımızda aldığımız karar şu idi: Biz yaşadığımız ülkenin yönetimine karşı olmayız; biz onların yetkilerini ortadan kaldırmak için çalışmayız; biz düzeni bozmayız; bize zulmetseler bile biz sabrederiz; hukuk dışı illegal işler yapmayız...
Bir müddet bu şekilde çalıştıktan sonra, Millî Görüş Lideri Necmettin Erbakan ile de aynı anlayış içinde birleştik ve çalışmalar yaptık, “Adil Düzen” projesini birlikte ürettik...
Sömürü sermayesi bizi devletimizle çatıştırarak, bizi ezdirmek ve zayıflatmak istiyordu. Biz ise devletimizle bir olmak istiyorduk. Bu sebeple CHP ile koalisyon yaptık...
Necmettin Erbakan bu anlayış ve uygulamanın lideri oldu, tüm dünyaya “savaşı” değil “barışı” önerdi. Necmettin Erbakan bu barışın Kur’an’la geleceğini dünyaya anlattı. İnsanlık da bu önerilere göre bazı adımlar attı, mesela İran ve Sovyetlerde bile inkılâplar gerçekleşti...
Sömürü sermayesi Necmettin Erbakan’ı bertaraf edebilmek için önce S. Demirel’i ortaya çıkardı; “din” olarak İslâmiyet’e evet ama “şeriat” yani “düzen” âyetleri olmayacaktı! Sermaye ve o zamanki askerler birleşti ve bize savaş açtı ama yenemedi. Sömürü sermayesi daha sonra başka bir yol denedi, Gülen Cemaati’ni Erbakan’a karşı büyüttü. Sadece Cemaat ile bu işin olmayacağını görünce, bu sefer “Millî Görüş”ü içten bölmeye başladı, R. T. Erdoğan’ı öne çıkararak içten bir muhalefet oluşturdu. Sonunda iki muhalefet de hormonlu olarak büyüdüler ve etkin oldular. Böylece Necmettin Erbakan tehlikesini bitiren sömürü sermayesi, en sonunda AK Parti ile Cemaat’i birbirine düşürdü; onları bertaraf ederek İslâmiyet’ten kurtulacağını zannediyor. Sömürü sermayesi bu ikisini çatıştırıp bunları eritince İslâmiyet’in de eriyeceğini sanıyor ama yanılıyor. Tam tersine, İslâmiyet daha da gelişiyor…
Gelişmelerle ilgili olarak sadece bizim çalışmalarımızdan birkaç örnek verelim. “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” projesi daha da gelişmiş olarak hazırlanmakta. “Adil Düzen’e Göre İNSANLIK ANAYASASI” üzerinde çalışmalar devam ediyor; iki bölümden ibaret olan bu anayasanın birinci bölümü Kur’an âyetleri ile delillendiriliyor; bitmek üzeredir. “Anayasaya Geçiş Çalışmaları” kitap olarak yayımlandı. Anayasanın ikinci bölümü olan “Adil Düzen’e Göre GENEL HİZMETLER” kitabımız da yayımlandı. Anayasanın Kamu Görevleri ile ilgili olan birinci bölüm delilleri de inşaallah yakında yayımlanacak...
AK Parti ve Cemaat ya “Adil Düzen”i, “Adil Ekonomik Düzen”i benimseyecek ve ayakta kalacaklar yahut birbirlerini yiyip yok edecek ve sahneden çekileceklerdir...
“Adil Düzen” gelecektir, her halükârda gelecektir, tav’an veya kerhen gelecektir…
Cemaat’in ve AK Parti’nin günahları vardır. Her ikisi de başlangıçta bizlerle aynı anlayışta işe koyuldukları halde; sonra iki taraf da şeriatı bırakarak cari faizli sistemle iş yapmaya koyuldular. Allah da onlar dünyalık verdi ama âhirette payları yoktur. Bu yetmedi, her ikisi de Erbakan’a saldırdılar, böylece sömürü sermayesinin yanındaki kendi yerlerini sağlamlaştırdılar. Şimdi de işte o sermaye onları birbirlerine düşürüyor ve yediriyor…
Geçmişte hep üzüldük ama sonunda olanların hepsi hayırlı olmuştur. Şimdi de üzülüyoruz ama bu da hayırdır, bunda da hayır vardır. Bu iki grup da ya günahlarından tevbe edip “Adil Düzen”e gelecekler ve kurtulacaklar yahut yok olup gideceklerdir…
İnanıyoruz, iman ediyoruz, sabrediyoruz, kazanacağız; zafer daima inananlarındır... Bize karşı olanlar mağlup olacaklardır... Biz tebliğ görevimizi yerine getirerek “Sosyal Tufan”ın biricik alternatifi olan “Adil Düzen”e, “Adil Ekonomik Düzen”e, “Adil Düzen Medeniyeti”ne davet etmeye devam edelim ve sabırla bekleyelim… Allah bizimledir…