Bozulan dünya dengesi, Türkiye ve ‘Adil Düzen’
Dünyada, bizi de yakından ilgilendiren önemli gelişmeler oluyor... Ukrayna’daki olayların geçmişle değerlendirilmesi gerekir. 1950’ten sonra iki grup oluştu; ABD ile NATO ve Sovyetler ile Varşova Paktı. Bunlar görünürde çatışıp dünyanın barış dengesini korudular. Oysa sömürü sermayesi dünya çapında iki güç oluşturur, bunları çatıştırır, kendisi dünyayı yönetir. Daha önce Hıristiyanlar ile Müslümanların çatışması ile bu dengeyi kuruyordu. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra dengeyi rejimlere dayandırarak kurdu. Türkiye’deki CHP-MSP koalisyonu, İran inkılâbı ve Sovyetlerdeki Gorbaçov inkılâbı, sömürü sermayesinin bu tezgâhını bozmuştur; sömürü sermayesi şimdi günümüzde işine yarayacak yeni dengeler aramaktadır...
Çin elindeki dolarları ABD’deki sermayeye verdi. ABD’de birileri bundan rahatsız oldu, Rusya ile anlaşma yoluna gitti. Çin de ABD’ye yaklaşıyor. Sömürü sermayesi ile devletler çatışıyor. Devlet/ler/in gücü “sermayesiz bir düzen” ortaya koyabilir (mi?). Sömürü sermayesinin gücü “karşılıksız para”dır. Bu gücüne dayanarak savaşlar çıkarır, mafyalar kurar ve devletlere istediğini yaptırır. Bunu kavrayan Putin ile Obama, ABD’deki “üretici sermaye” ile anlaşarak “sömürücü faizci banker sermayeye” savaş açtılar. “Faize dayanan para” yerine “emeğe dayanan para” ile sömürü sermayesi yenilecektir. Putin ile Obama (ve Erdoğan dâhil diğerleri) bu çözüme başvurmazlarsa yenilirler; onların yerine gelecek başka liderler bu işi yaparlar.
Rusya görevini yapamadı, kutup olamadı; bundan dolayı Rusya etkisiz hâle getirilmek isteniyor... Türkiye AB’de yer arıyor... Ukrayna Rusya’ya karşı harekete geçiyor... ABD Ukrayna’yı desteklese Rusya ile arası açılıyor, desteklemese gücünü kaybediyor... Ukrayna olayı, Ukrayna meselesi tamamen budur. Bunu yapan ABD’deki sömürü sermayesidir. AB’nin bir ilgisi yoktur. AB de ABD’nin durumundadır.
Yapılacak iş sermayenin elinden dolar gücünü almaktır. Bu da “Altın Bono” ile başarılır... Türkiye İstanbul’da bir “Kuyumcular Kooperatifi” kurarak bunu başarabilir... Dünya dengesini Rusya ve ABD müsbet yönde ve insanlığın yararına kurabilir, Türkiye de bu dengede önemli rol oynayabilir düşüncesi var... Türkiye ancak “Adil Düzen”i müttefiklerine sunarak yani çözüm üretmekle etkili olabilir; bunun için Türkiye’nin “Adil Düzen”i benimsemesi ve benimseyen partiyi iktidar etmesi gerekmektedir... Arabanız var ama şoförünüz yoksa o arabayı kullanamazsınız. Bugün Rusya, ABD ve Türkiye birlikteliğinin arabası vardır ama şoförleri veya şoförlük okulları yoktur. Allah’ın son dönemde yeryüzüne gönderdiği tek şoför olan Necmettin Erbakan “ADİL DÜZEN”i insanlığa sunarak görevini yaptı; insanlığa sunulmuş “Adil Düzen”den, “Adil Ekonomik Düzen”den başka bir çözüm yoktur. Merhum Erbakan’ın önerileri boş sözler değildir, aksini kimsenin iddia edemeyeceği ilmî gerçeklerdir. Şimdi işte o “Adil Düzen” şoför okulunun kurulma zamanıdır ve bütün dünya yani insanlık bunu beklemektedir…
SONUÇ olarak yapılması gereken iş “karşılığı olan para” çıkarmadır.
DÖRT ÇEŞİT PARA ÇIKARILACAKTIR. 1) Kuyumculardaki “altın” kadar “ALTIN PARA” çıkarılacaktır. Halk altınları kuyumcudan bu para ile alacaktır. Bu parayı İNSANLIK çıkarır. 2) Satılığa arz edilmiş “yapılar ve topraklar” karşılığı “TOPRAK PARA” çıkarılacaktır. Halk komisyonculara bu para ile yapılarını satacak ve bu para ile alacaktır. Komisyonculardaki satılık taşınmaz kadar “Toprak Parası” halkın elindedir. Bu parayı DEVLETLER çıkarır. 3) Mağazalarda satılmak üzere bulunan “malların” alınması için halkın elinde “DEMİR PARA” bulunur. Halk mallarını bununla satar, mamul malları bununla alır. Bu para İLLERİN parasıdır. 4) Halka sipariş vermeleri için “BUĞDAY PARASI” kredi olarak verilir. Tüccarlar üretim yapan işyerlerine siparişlerini verirler. İşyerleri işçileri çalıştırıp üretim yaptırır. Halkın eline para geçer.
Böylece “karşılığı olan para” ile tam istihdam sağlanır, “karşılıksız para” piyasaya çıkmaz, “faizli para” ile tekel oluşmaz, sömürü sermayesi fitne çıkaramaz, savaşları tetikleyemez.
Türkiye ülkesinde “ADİL DÜZEN”i gerçekleştirerek müttefiklerine bunu öğretmelidir.
Türkiye bu düzeni dünyaya sunarak dünyanın savaşsız III. binyıl uygarlığına geçmesine yardımcı olmalıdır. Türkiye “ADİL DÜZEN”i insanlığa götürmekle görevlidir. Üç asırdan veri Batı uygarlığını öğrendik, İslâm medeniyetini zaten biliyoruz. III. binyıl uygarlığı İslâmiyet ile Batı uygarlığının sentezi ile doğacaktır. Bildiğimiz kadarıyla; bu sentezi yapacak bizden başka hazırlanmış bir topluluk ve ülke yoktur. Ve’s-selâm mea’d-dua…