Adil Ekonomik Düzen’de sistem nasıl olacak?
Geçen ay vefatından önceye kadar, Üstadımız ve Hocamız Süleyman Karagülle ile tam 21 yıldır her hafta KUR’AN VE İLİM çalışmaları yaptık, 1121 haftadan beri bunu hiç aksatmadan sürdürdük… Son olarak O’nunla birlikte En’am Suresi üzerinde çalışıyorduk… Bu konudaki bilgileri önceki yazılarımda verdiğim gibi, Kur’an ayet ve sureleri ile ilgili tefsir usulümüzü de yazmıştım; merak edenler oralara bakabilirler…
Bugün ele alacağımız En’am Suresi 36’ıncı ayet “İnnema yestecîbullezîne yesme’ûne…” şeklinde başlıyor… Bize göre ayetin tamamının Türkçe anlamı şöyle: “Sem’ edenler isticâbe ederler. Mevtayı ise Allah ba’s eder. Sonra O’na rücu ederler.”
Diyanet’in mealini okuyalım: “(Davete), ancak (bütün kalpleriyle) kulak verenler uyar. (Kalben) ölüleri ise (yalnızca) Allah diriltir. Sonra da hepsi O'na döndürülürler.”
“İsticabe etmek” gramer kurallarına göre cevap istemek şeklindedir. Sual etmek olarak kullanılır. “İsticabe etmek” aynı zamanda cevap vermek demektir. Suale karşı olarak kullanılmadan çok dua için kullanılır. İsteneni yapmak anlamındadır. “İsticabe etmek” demek boş kabı doldurmak demektir. Dönüştürme anlamındadır. Boşu doluya çevirmek demektir.
Sem’ edenler ve sem’ ettikleri kimseler Adil Düzen çalışanlarıdır. Necmettin Erbakan’ın önderliğini benimseye Millî Görüş mensuplarıdır, O’nu dinleyenler demektir.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Adil Düzen çalışanlarına kulak vermiş, onların çalışmalarına katılmış, bu çalışmalarda başkanlık yapmıştır. Necmettin Erbakan sistem/düzen çalışmalarını Adil Düzen çalışanları ile yapmış, Adil Düzen’i ve Adil Ekonomik Düzen’i onlarla birlikte oluşturmuş, dünyaya Adil Düzen’i ve Adil Dünya Düzeni’ni anlatırken de hep Akevler Adil Düzen Ekibi ile dolaşmış, yanındaki konuşmacıların hepsi bu çalışmaları yapan âlimler olmuştur.
Bu girizgâhtan sonra diyoruz ki…
Biz insanlardan bize körü körüne uymalarını istemiyoruz ama bizim Kur’an düzenine göre ortaklıklar kurma çabasında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Bu isteğimiz baştan bilinmeli ve kabul edilmelidir. Biz insanların bizzat kendilerinin semt kooperatiflerini kurmaları gerektiğini, yüz lojmanlı işyerleri apartmanlarını inşa etmeleri gerektiğini söylüyoruz. Biz kendilerine sadece Kur’an’ın bu emirlerini tavsiye ediyoruz.
Bu çalışma ve tavsiyelere kulak vermeyenleri, istima’ etmeyenleri, isticabe etmeyenleri Allah mevta olarak belirliyor. “Mevt” ölüm demektir, insan ruhunun bedenden ilgisini kesmesi demektir. “Meyyit” ölü demektir; çoğulu “emvat” veya “mevta” demektir. Burada kulak vermeyenler “mevta” olarak anlatılmaktadır.
İnsanlık zamanla başkanlık sisteminden vazgeçecektir. Kurulacak yeni sistem başkanları sorumlu tutmama esasına dayanır. Başkan hâkim değil sadece hakemdir. Kendisi iş yapmaz, iş yapanlar arasında çıkan nizaları çözer. İşlerin yürümesi için buna gerek vardır.
İnsanlık başkanlık sistemi ile de vezirlik sistemi ile de yönetilmeyecek, çünkü artık insanlar kendi içtihatları ile iş yapacaklardır. Kendileri kendi kendilerine işveren olacaklardır. Kimse işveren ve işçi almayacak, adeta işçi yani emek sahibi işvereni atayacaktır.
Cari sistemde kredi işletmecilere verilmekte, işçi işverenin emrinde olmaktadır.
Adil Ekonomik Düzen’de ise kredi çalışana yani emeğe verilmektedir. İşveren çalışanın emrine girmektedir. İşçi işverenin işini yapmakta, işveren işçinin istediği işi vermektedir. Bu dünyada insanlar en sonunda bu sistemi benimser olacaklardır. AB ve diğerleri de gerçekleri göreceklerdir. ABD’nde merkezi hükümet başkanlık sisteminde kalsa bile, federal devletler vezirlik sistemine geçeceklerdir. Hükümeti partiler düşürmeyecek, hatta cumhurbaşkanı da hükümete son vermeyecek, ancak yargı kararları ile hükümetlerin görevine son verilecektir. Bakanları meclisin şuraları seçecektir. Cumhurbaşkanı yalnız başbakanı seçecek, başbakan da koordinatör olacak, bakanlar da doğrudan yetkili ve sorumlu olacaklardır. Ülkeyi ne meclis ne de başkan yönetecek, ülkeyi halkın kendisi yönetecek yani insanlık “yerİnden yönetİm” sistemini uygular hale gelecektir... Ve’s-SELAM…