9- Ve Allah dedi: Gök altında sular bir yere biriksin, ve kuru toprak görünsün; ve böyle oldu.10- Ve Allah kuru toprağa Yer, dedi;ve suların birikintisine Denizler dedi; ve Allah iyi olduğunu gördü. 11- Ve Allah dedi: Yer ot, tohum veren sebze, ve yer üzerinde tohumu kendisinde olup cinslerine göre meyva veren ağaçlar hasıl etsin; ve böyle oldu. 12- Ve yer ot, cinslerine göre tohum veren sebze, ve tohumu kendisinde olup cinslerine göre meyva veren ağaçlar çıkardı; ve Allah iyi olduğunu gördü. 13- Ve akşam oldu ve sabah oldu, üçüncü gün.
Başlangıçta ay dünyaya çok yakın olduğu ve çekim kuvvetinden kurtulabilmek için de dünyanın etrafında bugünkünden çok daha hızlı döndüğü doğruysa, adeta bugünkü bir günde, karalar tuzlu deniz suyuyla defalarca kaplanıyordu. Doğal olarak bu ortamda bugün bilinen bitkilerin oluşması mümkün olmazdı. “Ve Allah dedi: Gök altında sular bir yere biriksin, ve kuru toprak görünsün; ve böyle oldu.” Bunun anlamı, ayın yeterince uzaklaştığı, dev gel-git olaylarının artık bittiği ve yüksek yerlerin yeniden deniz suları ile kaplanmadığıdır. Bu da bitki örtüsü için gerekli ortamı sağlamış olurdu.
Bu evrede biyosferin (atmosfer ve hidrosfer) oluşumu tasvir edilmektedir. Bu evrede sadece bitkilerin (her türlü) meydana geldiği anlaşılmaktadır. Tevratın anlatımında önce her çeşit bitki türü oluşmuş, sonraki bir devrede de (beşinci gün) her çeşit hayvan türü oluşmuş gibi bir anlatım söz konusudur. Mantıki olarak da bitki hücresinin önce, hayvan hücresinin sonra oluşması gerekir. Çünkü bitki hücresi, kendi besinini, inorganik maddelerden kendisi oluşturabilmekte; buna karşılık hayvan hücresi ise besinini, ancak organik (bitki hücrelerinin oluşturduğu) maddelerden sağlayabilmektedir. Hayvan hücresi önce olsa idi, kendi besinini kendisi oluşturamayacağı için yaşaması da mümkün olmazdı… Oysa bildiğimiz kadarıyla ikisi de aynı anda ortaya çıkmıştır, fosillerde bir öncelik, bir sonralık görülmemektedir. Bu evrede her türlü tek hücreli canlıların sularda oluştuğunu biliyoruz. Bunlar tek hücreli mikro canlılar olup, çok hücreli makro canlılar bir sonraki dönemde ortaya çıkmışlardır. Tevratın bu anlatımından bunları çıkarmak güç görünüyor. Sık sık belirttiğimiz gibi, orijinal metin ve o dile ait etimolojik sözlükler temin edilirse, elimizdeki çevirilerden ve burada yazılandan çok farklı anlamlar çıkabilecektir. Bu anlatımlar o günkü ilmi seviyeye göredir ve yanlış olarak da addedilmemelidir. Bugünkü bilgilerimizle yeniden anlamamız gerekmektedir. Tek hücrelilerin bütün denizleri doldurduğu bu dönem, “üçüncü gün”e tekabül etmektedir.