EVREN VE SAYILAR
Kuantum fiziği evrenin taneciklerden (kuantlardan) meydana geldiğini söyler.** Bu oldukça ilginç. Ama daha da ilginç olan bir şey daha söyler: Kuantlar tek tek değil, simetrik parçacıklardan oluşurlar. Yani hepsi birer çifttir. Her parçacığın bir karşı parçacığı vardır. Elektron-pozitron, nötrino-karşınötrino, madde-karşımadde, madde-enerji…
Bu çift olma, simetrik olma, canlılar aleminin de temelini teşkil eder. Bitkiler hayvanlar, bakteriler virüsler, erkekler dişiler, eller, ayaklar, gözler, dişler… her şeyin bir çifti ve simetriği vardır. Yukarıda bunu matematikte de görmüştük. Reel sayıların simetriği, imajiner sayılar idi. Evrenin görünen madde ve enerjisinin var olanın sadece %3’ü (bazı kaynaklarda %4’ü) olduğu, %27’sinin ise şimdilik bilinmeyen bir karanlık maddeden, diğer %70’inin ise yine şimdilik bilemediğimiz bir bilinmeyen bir karanlık enerjiden oluştuğunu söylüyorlar. ** İkili ve dörtlü yapı hemen dikkatinizi çekmiştir. Madde-enerji, karanlık madde-bilinmeyen enerji.
Canlıları da ikiye ayıralım; makro canlılar (Kromozomlular) ve mikro canlılar (DNA’lılar). Makro canlılar bitkiler ve hayvanlar olarak ikiye ayrılır ve çifter kromozomlara, yani DNA zincirlerine sahiptirler. Mikrolar iki gruba ayrılır. DNA’lı bakteriler ve DNA parçacıklı (genom’lu) virüsler.
Maddenin de eskiden 3 hali var diye öğrenmiştik değil mi? Katı, sıvı ve gaz hali. Şimdilerde buna bir de maddenin 4. hali kabul edilen “plazma” hali ilave edildi. Böylece ikili sisteme uygun diziliş tamamlanmış oldu. Sıvı olanlar ve sıvı olmayanlar. Sıvı olanlar, sıvı ve plazma olarak, sıvı olmayanlar da katı ve gaz olarak bölünürler.
İskambil destelerinde de böyle 4 çeşit kağıt vardır. Onlu ve ikili istemin bir karmasıdır. Ama en harika oyun, tam bir ikili sistem şaheseri olan “satranç”tır. Karşılıklı 2 oyuncu, 16+16=32 taş, 16 taşın yarısı (8’i) piyonlar, yarısı (8’i) diğerleri. Kendi aralarında çapraz gidenler ve düz gidenler olarak önce ikiye bölünürler. Kaleler (2 kale) yalnız düz giderler, filler (2 fil) yalnız çapraz giderler, toplam 4 taş. Diğer 4’ün yarısı (2 at), her harekette bir düz, bir çapraz hareketi beraber yapar, diğer yarısı bir harekette yalnız bir çeşit hareket yapar ama, yine ikiye bölünür ve biri bir kare gidebilirken (şah), diğeri istediği kadar gider (vezir). Taş yerken de yarılama vardır. Yarısı (piyonlar)gittiği istikametin çaprazından taş yiyebilirken, yarısı gittiği yönde taş yer. Yarısı (piyonlar) yalnız bir yönde gider, yarısı her yöne gider. Tersinden düşünürseniz, şahı simetrik olarak katlayarak, 2, 4, 8 ve 16 taşa ulaşırsınız. Nihayet 16 taş da karşı tarafta oluşur ve mükemmel oyun başlar. Satrancı yüzyıllardan beri modası geçmeyen bir oyun yapan, onun ikili sisteme tam uygun olmasıdır. Bence satranç, insanlar arasında her zaman oyunların şahı olarak kalacak, zira ikili sistemle çalışan insan beyniyle tam uyumlu bir oyun.