Erginlik Teorisi
Hüseyin Kayahan
1378 Okunma
ERGİNLİK TEORİSİ I. BÖLÜM VARSAYIM 3

VARSAYIM 3: Bir Medeniyet; ileride daha detaylı göreceğimiz gibi- en az iki ulusun fiziksel birlikteliği ve kültürel bütünleşmesi ile meydana gelir.

Binlerce yıldan beri yaşayan ama bir medeniyet oluşturamamış pek çok ulus vardır. Niçin tek başına bir ulusun yetmediği, niçin iki farklı kültürün onları meydana getirenlerle beraber olması gerektiğini ileriki bölümlerde başlı başına bir konu olarak irdeleyeceğim. Burada sadece ulusların yaşları konusunda bir şeyler söyleyeyim. Madem ki, medeniyetleri meydana getiren uluslardır; öyleyse ulusların ömürleri medeniyetlerin ömürlerinden daha uzun olmalıdır. Bu uzunluk ne kadardır? Yukarıda belirttiğimiz genel kuralımız gereğince yukarıya doğru büyüyen üst organizasyonların ömürleri metrik olarak büyür. Yani bir alttakinin 10 katıdır. Bu kabul ile ulusların ömürlerinin 10.000 yıl olduğunu söylememiz mümkündür. Aralarında kendi dil, sanat, teknik (çalışma ve yaşama) ve örf (sosyal ilişkiler)’ünü oluşturmuş ve binlerce yıldan beri bunları sürdürebilenler ulus olmuşlardır.**(akdemir,173) Kısaca söylemek istersek: Dil; insanların fikirlerini (düşüncelerini) ifade etme, gerçekleştirme aracıdır. Sanat; insanların hislerini (duygularını) ifade etme, gerçekleştirme aracıdır. Teknik; insanların iradelerini (davranışlarını) ifade etme, gerçekleştirme aracıdır. Örf ise insanların ünsiyetlerini (sosyal yönsemelerini) ifade etme, gerçekleştirme aracıdır.**(Akdemir, s.170,173) Atalarının tarihini 4.000-5.000 yıl geriye götürebilen uluslar bugün vardır. Henüz bundan daha uzun yaşayan bir ulus olduğunu şahsen ben bilmiyorum. Nuhun çocuklarına kadar neslini sürdürebilen, en azından dil yönünden 10.000 yıldan beri var olan uluslar gerçekten var mıdır merak ediyorum.

Ben medeniyetlerden sonraki kurumu ulus olarak kabul ettim ve onun nominal ömrünün 10.000 yıl olacağını söylüyorum. Başka bir araştırmacı 10.000 yıl nominal ömürlü başka bir insan kurumunu olduğunu söyleyebilir.

 

ADEMOĞULLARININ ÖMRÜ

Buradaki ademoğullarından kastım, Antropolojide Homo sapiens sapiens olarak adlandırılan bugün yeryüzünde yaşayan insandır. Antropolojiye göre ilk insansılar diye adlandırılan homonoidler evrim geçirerek sırasıyla homo habilis (becerikli insan), homo erectus (dik insan), homo sapiens (düşünen insan) ortaya çıkmış; her birinin ortaya çıkışı ile öncülleri yok olmuşlardır. Maymun ve insansılar bundan milyonlarca yıl önce ayrılmışlardır.** Bugün kabul edilen en son görüş; insanın maymundan gelmediği, olsa olsa ikisinin ortak bir atası olduğudur.** Homo neanderthalis ise  homo erectusun bir kolu olarak kabul edilmiş, evrimin doğasına aykırı olarak yaklaşık 100.000 yıl yaşamış ve gelişemeden tamamen yok olmuştur.** Burada konunun akışını bozmamak için evrim ve doğal seçilim kanunu konusundaki görüşlerimi ilerdeki bölümlere bırakarak, sadece bugünkü insanın nominal ömrünü irdelemek istiyorum.

Uluslardan sonraki bir üst kurumu (varlığı, canlıyı) insanlık olarak kabul ettim. Koyduğumuz kural gereği bir alt varlığın ömrünü 10 ile çarptığımızda elde edeceğimiz 100.000 sayısı, bugün dünyada yaşayan insanlığın nominal ömrüdür. Evrim kuralları gereği, 100.000 yıllık nominal ömrün sonunda bugünkü insanlar ve insanlık, ortadan kalkacak, daha gelişmiş bir insana ve insanlığa (organizasyona) yerini bırakacaktır. İnsandan daha gelişmiş bir canlı olamayacaksa ki, bana göre öyledir- bugünkü insanlar daha da gelişmiş bir donanım ve yaşamla yeni yaşamı oluşturacaktır. Peki bunlar da doğup, yaşayıp tekrar yerini başkasına bırakacak mı..? Eğer evrim devam ediyorsa böyle olması gerekir Bu konulardaki öngörüler için 3. ve 4. bölümlere bakmanızı öneririm. Şimdiye kadarki anlattıklarımızı özetleyelim:

100 nominal yıl yaşayan insan yerini ardılına (halefine) bırakıp gidiyor.

1.000 nominal yıl yaşayan medeniyetler yerini ardılına (halefine) bırakıp gidiyor.

10.000 nominal yıl yaşayan uluslar yerini ardılına (halefine) bırakıp gidiyor. Elbette erken ölüm vardır ve tarih, yaşamış  ve erken yok olmuş nice ulusların ve medeniyetlerin sayılarını bizlere vermektedir. Bir kere daha hatırlatayım; nominal ömür, o varlık için proje safhasında öngörülen ömür demektir.

100.000 nominal ömür yaşayacak olan insanlık, yerini ardılına (halefine) bırakacak

 

 

 

 

HOMO ERECTUS, HOMO HABİLİS ve diğerlerinin ÖMÜRLERİ

Antropolojide bugünkü insanın öncülleri sayılan bu canlılar, kanaatimce erginliklerinden sonra ardılları tarafından veya değişik araştırmacılarca incelenen birtakım doğal afetler sonucu ortadan kalkmışlardır. Belki de teorini genel prensibi gereği erginlikten sonra değil de ömürlerinin sonunda yerlerini daha gelişmiş ardıllarına bıraktılar. Bugün; ister doğal seçilimi savunanlarca olsun, ister yaradılışı savunanlarca olsun, evrimin, bilinen en mükemmel canlı olan insana doğru gelişen bir çizgi izlediği kabul edilir. Bunun nasıl meydana geldiği, hangi mekanizmalarla olageldiği tartışmalıdır. Yoksa tek hücreli, gözle görülmeyen bir canlı ile başlayan canlılığın, şimdilik en mükemmel canlı olan insana kadar, gelişmediğini, evrilmediğini herhalde hiç kimse söylemiyor. Birinciler bunun rasgele mutasyonlar ve doğal seçilim mekanizması ile olduğunu, ikinciler ise bunun en başından planlanıp, projelendirildiğini söylüyorlar. Belki de bu sayılara karşılık gelen başka varlıkları yazmak gereklidir. Bugünkü bilgilerimle benim ulaştığım sonuç bunlardır.

 

MEMELİLER VE ÇOK HÜCRELİLERİN ÖMÜRLERİ

Hemen baştan belirtmeliyim ki, bu iki varlık ve bundan önceki iki varlığın bu tabloda bulunması matematikteki enterpolasyon yöntemiyledir. Elbette bir biyolog, bir antropolog, bir jeolog ve ilgili diğer bilim adamları bu varsayımların isabetli olup olmadığını, varsayımın genel mantığı içinde buralara daha uygun karşılıklar önerebilirler. Dünyada var olan ekolojik dengenin giderek bozulduğu bilinmektedir. Ekolojik dengenin değişmesi halinde bu canlılar da yerlerini, yeni dengeye uygun başka canlılara bırakacaklardır. Jura dönemde olduğu gibi henüz nedenini bilmediğimiz etkilerle bu gruplar da yok olabilirler. O dönemde yaşayan canlı varlığının %65inin yok olduğu; Permiyen döneminde ise başka bir olayla var olan canlı varlığının %95inin yok olduğunu söylenmektedir.**

 

GÜNEŞ SİSTEMİNİN ÖMRÜ

Astronomi uğraşanlar, astrofizikçiler, Evrende yaklaşık 100 milyar galaksi ve her galakside de yaklaşık 100 milyar yıldız (güneş) olduğunu söylüyorlar. Lütfen dikkat ediniz, eğer bu doğru ise, adetlerde de metrik sistem var demektir. Rasgele sayılar değil, 10 sayısının katları telaffuz ediliyor. Ben bu sayıları da nominal olarak kabul ediyorum. Elbette bir kısmında bundan az, bir kısmında da bundan çok olabilir. Her şeyin bir standart sapması vardır. Buna tolerans diyoruz. Demek ki, evren ve onu oluşturan galaksiler de 10lu sistem içindedir. Buradan anladığımız kadarıyla varlıkların sayıları (miktarları) da metrik sistem içindedir. Bunu ilerde insan topluluklarının büyüklüklerini verecek nominal sayılarının hesaplanmasında da kullanalım. Bizim güneş sistemimiz kaç elemanlıdır? Şimdi bir tahmin yapalım ve içinde canlılık olan yıldızların, yani  güneşlerin (bizim güneşimizin de) ve gezegenlerinin eleman sayısı, nominal olarak 10 tane olması gerekir, diyelim mi? Bazılarının 9, bazılarının da 11 çıkabilir belki. Bu onları yine de metrik sisteme uygun yapar. Hatta onları ikili sisteme göre de sınıflandırmışlar: 4 tane kaya esaslı gezegen, 4 tane gaz esaslı gezegen ve 1 tane de buz esaslı gezegen diye Güneş dahil diye kabul edin, ya da güneş hariç deyin ve bir kayıp gezegen bulmaya çalışın.

Güneş sisteminin elemanlarının birbirine uzaklıklarında, büyüklüklerinde de metrik ya da ikili sisteminin uygulandığını bulursunuz. Burada dikkat edilecek bir detay var: Evrende periyodik olan olaylar için, tam sayılar kullanılmamıştır. Mekan, kütle,hız ve zaman ve benzeri miktarlar tam sayılar çıkmaz. Yılların, ayların, günlerin uzunlukları hiçbir zaman bitmeyen kusurlu sayılarla ifade edilir. Bunun nedeni rezonans”ı önlemektir. Böylece hiçbir zaman bu sayıların ortak katlarını bulamazsınız, böylece ardışık ve eşit zaman dilimleri elde edilmez ve rezonansa tabi olmazlar.  

Bizim güneşimizin, günümüzün verileri ile kendisine biçilen 10 milyar yıllık ömrün 4,6 milyar yılını kullanmış olduğunu hesaplamışlar.**(Bilim ve Teknik; Aralık-2003) Demek ki, daha 5,4 milyar yıl gibi uzun bir ömrü var. Bu süre sonunda güneşin yakıtı bitecek ve detaylarını astrofizik kitaplarında bulabileceğiniz sonu yaşayacak. Demek ki, en azından gezegenlerinde  canlılık olabilecek yıldızların ömürleri, nominal olarak 10 milyar yıldır.

 

EVRENİN ÖMRÜ

Her canlının bir ömrü olduğunu söylemiştik. Daha genel olarak her şeyin bir ömrü vardır. Şimdiden bazı elementlerin yarı ömürlerini biliyoruz ve bunlarla tarihlendirmeler yapıyoruz. Başlangıcı olanın bir ömrü, bir de sonu olacağı doğaldır. Akıl ve mantık, sebep-sonuç ilişkisi bunu söylüyor bize.

Eski Yunanda felsefi olarak ortaya konulan evrenin kadim olduğu prensibi, bilimde de kararlı model olarak savunuluyordu.** Fakat günümüzde evrenin başlangıcı hakkındaki standart modeli kabul etmeyen kalmamıştır.** Kararlı modele göre evren, sonsuzdan beri vardı. Onun bir başlangıcı yoktu. Dolayısıyla hep var olmaya da devam edecekti. Sözlü efsanelerde ve yazılı Tevrat, İncil ve Kuran gibi kitaplar da ise, evrenin yoktan var edildiği kaydediliyordu. Son yüzyıllarda ilmin ve buna bağlı olarak tekniğin gelişmesi kitapların imdadına yetişti ve evrenin bir başlangıcı olduğu anlaşıldı. Buna bağlı olarak bugüne kadarki geçen süresi de hesaplanabildi (elbette bugünkü teknolojinin imkanlarıyla). Önce Doppler kanununa uygun olarak galaksilerin ışığının giderek kırmızıya kaymasıyla evrenin her yöne doğru sürekli genişlediğini öğrendik. Demek ki bir merkezi vardı ve oradan başlayarak genişliyordu. Sonra Wilson ve ……………. araştırmaları ile de arka alan ışınımı”nın ölçülmesiyle de bu patlamanın, boşluktaki ışınımını ölçtük(hala yankılanan sesini duyduk).** Bugün herkesin bildiği BIGBANG ile başladı içinde yaşadığımız evren ve hemen herkesçe kabul edilen standart kuram modeline uygun olarak genişlemekteydi.** Kararlı modelciler buna karşılık evrenin şimdi genişleme periyodunda olduğunu, belli bir noktadan sonra da gerisin geriye doğru daralmaya başlayacağını, sonunda ilk noktaya gelip, tekrar patlayacağını söylüyorlar. Bu gerçekten tartışmalı bir konudur ve evrendeki mevcut madde yoğunluğu ile ilgilidir. Yeteri kadar madde varsa maddenin çekim gücü bir zaman sonra genişleme kuvvetini yenecek ve giderek hızlanan bir hızla evren kendi içine kapanacaktır. ** Fakat bu, içinde yaşadığımız periyodun bir başlangıcı olduğu değiştirmiyor. Bizim için bir sıfır noktası var.

Aslında sadece bu dünyada değil; evrenin her yerinde evrim devam ediyor. Gelecek yaşamlar için, evren; evrilmeye devam ediyor. Bu evren var olduğu sürece, var olan evrim, her yerinde ve her zaman devam edecek. Bu konuda üçüncü ve dördüncü bölümlere bakabilirsiniz. Varsayımımıza göre evrenin ömrü, 100 milyar yıl olacaktır. Bu bize çok uzak, şimdilik çok da gerekli olmayan bir zamandır.

 

 


Erginlik Teorisi
1-ERGİNLİK TEORİSİ (1998) İÇİNDEKİLER
1857 Okunma
2-ERGİNLİK TEORİSİ (1998) GİRİŞ
1701 Okunma
3-ERGİNLİK TEORİSİ (1998) I. BÖLÜM canlılık
1565 Okunma
4-ERGİNLİK TEORİSİ (1998) I. BÖLÜM TÜZEL CANLILAR
1532 Okunma
5-ERGİNLİK TEORİSİ (1998) I. BÖLÜM EVREN ve SAYILAR
1663 Okunma
6-ERGİNLİK TEORİSİ I. BÖLÜM İNSAN ve SAYILAR
1619 Okunma
7-ERGİNLİK TEORİSİ I. BÖLÜM SAYI SİSTEMLERİ
1672 Okunma
8-ERGİNLİK TEORİSİ I. BÖLÜM VARSAYIMLAR
1669 Okunma
9-ERGİNLİK TEORİSİ I. BÖLÜM NOMİNAL YAŞLAR
1593 Okunma
10-ERGİNLİK TEORİSİ I. BÖLÜM VARSAYIM 3
1378 Okunma
11-ERGİNLİK TEORİSİ I. BÖLÜM ERGİNLİK YAŞLARI
1519 Okunma
12-ERGİNLİK TEORİSİ I. BÖLÜM AHİR ZAMAN
1525 Okunma
13-ERGİNLİK TEORİSİ I. BÖLÜM HATEMUN NEBİ
1603 Okunma
14-ERGİNLİK TEORİSİ (1998) I. BÖLÜM HOMO NEANDERTHAL
1694 Okunma
15-ERGİNLİK TEORİSİ I. BÖLÜM. İNSANLIK EVLENİR Mİ...?
1466 Okunma
16-ERGİNLİK TEORİSİ I. BÖLÜM ADEM OĞULLARININ YAŞ DÖ
1550 Okunma
17-ERGİNLİK TEORİSİ II. BÖLÜM 1. GÜN (TEVRAT)
1824 Okunma
18-ERGİNLİK TEORİSİ II. BÖLÜM 2. GÜN (TEVRAT)
1570 Okunma
19-ERGİNLİK TEORİSİ II. BÖLÜM 3. GÜN (TEVRAT)
1499 Okunma
20-ERGİNLİK TEORİSİ (1998) II. BÖLÜM 4. GÜN (TEVRAT)
1588 Okunma
21-ERGİNLİK TEORİSİ(1998) II. BÖLÜM 5. GÜN (TEVRAT)
1545 Okunma
22-ERGİNLİK TEORİSİ (1998) II. BÖLÜM 6. GÜN (TEVRAT)
1512 Okunma
23-ERGİNLİK TEORİSİ II. BÖLÜM 7. GÜN (TEVRAT)
1658 Okunma
24-ERGİNLİK TEORİSİ II. BÖLÜM ADEM OĞULLARININ SOSYA
1468 Okunma
25-ERGİNLİK TEORİSİ II. BÖLÜM ADEM OĞULLARININ SOSYA
1500 Okunma
26-ERGİNLİK TEORİSİ II. BÖLÜM ADEM OĞULLARI HABİL-KA
1788 Okunma
27-ERGİNLİK TEORİSİ II. BÖLÜM ADEM OĞULLARININ SOSYA
1574 Okunma
28-ERGİNLİK TEORİSİ II. BÖLÜM BİR TEVRAT TEVİLİ
1557 Okunma
29-ERGİNLİK TEORİSİ II. BÖLÜM NUHUN ÖMRÜ VE STANDART
1844 Okunma

© 2024 - Akevler