EKONOMİ ve DOKTRİNLER
Süleyman Karagülle
725 Okunma
b) Artık Değerlerin Arzı :

b) Artık Değerlerin Arzı :

               Malların tamamı ihtiyaçlar için harcanamaz, bir kısmı artar. Artık malların işe yarayabilmesi için yeniden derlenip toplanması ve eşyaların bakıma tabii tutulması gerekir. Bundan sonra eski veya artık mallar da tıpkı yeni mallar gibi arzedilir. Bakım tüketmenin doğrultusunda; fakat, ona ters yöndedir. Dolayısıyla artık malın satışını da iki bileşenle gösterebiliriz.

               Artık Mal Satışı = Bakım + J Artık Mal Arzı

 

               Diğer taraftan birçok durumda emekler de artar. Onların da tekrar arzedilmesi gerekmektedir. Artık emeklerin arzedilmesi için dinlenmeye ihtiyaç vardır. Dinlenme ve bakımın anlamları burada tanımlandıkları şekilde anlaşılmalıdır.

               Artık Emeğe İş Arama = Dinlenme + j Artık Emek Arzı

 

               Artık emek ve malların arzı görüldüğü gibi diğer mal ve emeklerle beraber arzedilmektedir. Artık emek ve malların değerlendirilmesi önemli bir konudur.

               Artık enerji veya artık faydayı bölüştürmek elimizdedir. Fazla üretip artık malı çoğaltırız veya üretmeyi azaltır, artık enerjiyi çoğaltırız. Dengeli sistemde ikisinin birbirine eşit olması gerekir. İleride görüleceği üzere Para = Mal kuralı bizi buna zorlamaktadır.

                             

 

GÖRÜŞLER

 

               LİBERALİST: Emek ve mal artığı diye bir ayrılık yoktur, tasarruf vardır. Bu tasarrufla birey yatırıma yönelir.

               SOSYALİST: Emek ve mal artığı diye birşey yoktur. Tasarruf sonunda meydana gelen artık değerler toplumun olur ve onun koyduğu kurallara göre uygun yerlerde harcanır.

               KAPİTALİST: Artık mal ve artık emek diye bir ayırım yapmak doğru değildir. Artık değer denen bu değerler, malların daha fazla üretilmesi için kullanılmalıdır.

               KOMÜNİST: Artık emek ve artık mal diye birşey olamaz. Artık değer vardır. Bu da emeğin artırılması için harcanmalıdır.

               TEŞEBBÜSÇÜ: Artık mal ve artık emek yoktur; artık değer vardır, o da teşebbüsler için kullanılmalıdır.

               DEVLETÇİ: Artık değerler imar için harcanmalıdır.

               Doktrinler emek ve mal artığını birbirinden ayırmamaktalar. Sonra harcama yerleri üzerinde de değişik görüşler ileri sürmektedirler.

               ADİL DÜZEN: Artık emek ve artık mallar bir arada düşünülemez. Artık mallar depolanabilir ama artık emek depolanamaz. Bu nedenle bunların bir arada düşünemeyiz. Artık emeğin imara yönlendirilmesi görüşü doğrudur. Artık mallar sonunda imara harcanır. Fakat, bunlardan her ikisi de inşaata aynı yoldan gidemez.

               Adil Düzen, bankaları tamamen devletleştirmektedir. Böylece artık mal ve emek demek olan tasarrufları kendi elinde toplamaktadır. Kredi müessesesi ile artık mal ve emekleri geleceğin faydasına yöneltmektedir. Burada arz ve talep kanunları işlemez. Çünkü hiçbir kimse dört yıl sonraki ihtiyaçları ve talep miktarını şimdiden tahmin edemez ve ona göre fiyat koyamaz. O halde işin bir plan dahilinde yürütülmesini gereekir.

               Kredi kelimesi arapçadaki “karz” kelimesinden gelmektedir ve Kur’an buna “karz-ı hasen” demektedir. Ayrıca banka işlerini yürütmek için devlet gelirlerinden tahsisat ayırmıştır. Kur’an buna da “ğarimin” demektedir. Beytülmal yani devlet hazinesi banka yerine de geçmektedir. Faizi kayıtsız şartsız yasaklamakla İslamiyet artık değerlerin istismar vasıtası yapılmasını önlemiştir. Oysa Batılı doktrinlerde artık değerler kendi kendine çoğalıp semirmekte ve bir takım sömürücüler de ortaya çıkmaktadır.

 


 

 



© 2024 - Akevler