Ne diyorduk? ‘SEÇİM SONUÇLARI’ ana başlığı altındaki çalışmamızda, önce iktidar ve anamuhalefet partilerinin 24 Haziran Seçimleri sonucunu önceki yazımızda değerlendirdik… Sonra diğer partileri (HDP, MHP, İYİ Parti, Saadet Partisi) kısaca değerlendirdik... Bilahare, ‘seçim sonrasına farklı bakışlar ve öneriler’ oldu: ‘FAİZ VE Erdoğan’In hataLARI’ ve ‘DEVLET BAŞKANIMIZA ÖNERİ’ çalışmamızdan özet.
Kaldığımız yerden devam…
Bakanlıklar reformcu ve klasik olmak üzere ikili yapılanmalıdır. Örneğin iki tane dışişleri ve/veya adalet bakanınız olmalıdır. Uluslararasında sorunların çözümünde arabuluculuk ve tahkim sistemi kabul edilmelidir. Hakemliği kabul edenler olursa, onlarla hakemlik ilkeleri içinde hareket edilmelidir ve oralara elçileri reformcu dış/adalet bakanı atama yapmalıdır. Hakem sistemine yanaşmayan ülkelere elçiler atanırken klasik ve/veya işçilik sisteminin dış/adalet bakanı atamalıdır.
Bu durumda devlet başkanının görevi tarafsız olarak hakemlik yapmak olup geleceği planlayabilmesi ve kurabilmesidir. Eğer ortaklık sistemi hükümeti ile işçilik sistemi hükümeti arasında bir niza olursa, bu anlaşmazlığı önce devlet başkanı çözmelidir. Sonra hakemler sistemi ile sorunlar çözülmelidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bu görevi veren, ona bu gücü de sağlar. Şimdi istediği yolu tutabilir. Benden kendisine kadim bir dostu veya arkadaşı olarak tavsiyelerimdir. Bu yazımı ona ulaştıracak olanlar görevlerini yapmış ve cennetin kapısını aralamış olurlar.
Dört makaleden oluşan bu yazı dizimizi, ‘değerlendirme ve önerilerimizin gerekçeleri’ diyebileceğimiz şu ilmî açıklamalarımızla noktalayalım.
İnsanlar ilk dönemlerde sezgileri ile karar verir, akıllarına geleni yaparlardı. Uygarlaşma demek sezgilerin yerini ilmin alması demektir. Aklıma geldi kürsü kurdum, aklıma geldi hastanelerde ihtisas icat ettim. Aklıma geldi filan ilçeyi il yaptım. Aklıma geldi bakanlığı kaldırdım. Aklıma geldi bakanlar kurulu icat ettim. Bunlar ilkel yönetim şekilleridir.
İnsanda dört meleke vardır; fikir, his, irade ve ünsiyet. Buna dayalı dört dayanışma ortaklığı (sigorta) vardır. Bilgisizlikten doğan zararları ilmî, beceriksizlikten doğan zararları meslekî, ihmalden doğan zararları ahlâkî, kasten iras edilen zararları siyasî dayanışma ortaklıkları tazmin eder. İlim adamlarından oluşan meclislerde bu dört dayanışmanın sorumluları şûraları oluştururlar. Bunlar; a) Yasalar yaparlar, b) Bütçeler hazırlarlar, c) Ehliyetleri tevcih ederler, d) Denetim yaparlar, yargıyı devreye sokarlar.
Bunun dışında başkan vardır. Başkan tüm devletin başıdır. Şûraların başkanıdır. Meclisin başkanıdır. Bölge valileri vardır. Hükümetin de başı vardır. Hükümetin işi yürütmedir, yasalarda ve bütçede belirtilen hususları icra eder. Bunun için bakanlar kurulu oluşur. Başbakanla birlikte 25 bakan vardır. Bunlar müspet ilmin verileri ile ortaya konmuştur; artmaz, eksilmez. Başkan yasa yapmaz. Başkan yasaların yapılması, yasalara uyulması, yargı ile denetlenmesi ve yargı kararlarının infazını gözetler. Başbakan yardımcısı dört bakanlık vardır; Milli Savunma, Maliye, Milli Eğitim ve Diyanet. Ayrıca ilgili başbakan yardımcılığının koordinesinde çalışan bakanlıklar vardır. Nüfus, muhasebe, bütçe ve tapu bakanlıkları. Basın, yayın ulaştırma ve haberleşme bakanlıkları. Planlama, imar, güvenlik ve sağlık bakanlıkları. Noter, kontrol, soruşturma ve yargılama bakanlıkları. Takip, araştırma, ambarlar ve bankalar bakanlıkları. Bunlar ‘Genel Hizmetler’ kitabımızda ayrı ayrı anlatılmıştır. Yürütmeyi tüm halk yapar, bakanlıklar bunlara yardımcı olur. Yasama ve yürütmeden sonra yargılama kurumu vardır, hakemlerden oluşur. Uygulamadaki aksaklıklardan doğan haksızlıkları giderir. Yürütme gelecek için kararlar alır, yargı geçmişteki olaylar için kararlar alır. Sonunda yönetme vardır, bunun görevi yargı kararlarını infaz etmedir. Yerinden yönetimde içişleri ve dışişleri bakanlığı yoktur. Bunlar doğrudan başbakana bağlı bölge valileri ve büyükelçiler tarafından bağımsız olarak bölgelerini yönetirler ve başkanı kıta merkezlerinde temsil ederler. ‘Aklıma geldi’ deyip bakanlık oluşturur veya kaldırırsanız, yarın yerinize gelen de aklına ne gelirse onu yapar.