‘Ah reis!’ ve yine ‘AK Parti neden oy kaybetti?’
24 Haziran Seçimleri sonrası yazı başlıklarımız sırasıyla şöyle:
1. Yeni Sistem Devlet Başkanımıza Açık Sorular…
2. Tek adam neden kazandı, partisi neden kaybetti?
3. Millî Görüş, Adil Düzen yerine milliyetçi dalga!
4. ‘AK Parti neden oy kaybetti?’ (A.O.A./Y.Akit)
5. ‘AK Parti ANAP gibi dağılır gider’ de dendi…
Yazılarımızın sadece başlıklardan bile meramımız anlaşılıyordur, sanırım…
25 Haziran’dan itibaren yeni bir sisteme geçiyoruz ve biz üzerimize düşeni yaptık, “Yeni Sistem Devlet Başkanımıza Açık Sorular”ımızı sorduk, cevap bekliyoruz…
“Tek adam neden kazandı, partisi neden kaybetti?” meselesini tahlil ve teşhis ettik; “Adil Düzen” açısından tedavi yani çare ve çözüm arayanlar varsa, biz buralardayız…
“Millî Görüş, Adil Düzen yerine milliyetçi dalga!”nın geldiğini ve bu dalganın Devlet Bahçeli ile Alaattin Çakıcı haberleri ile noktalandığını ibretle gördük…
“‘AK Parti neden oy kaybetti?’ (A.O.A./Y.Akit)” ve “‘AK Parti ANAP gibi dağılır gider’ de dendi…” başlıklı yazılarımız ise bir başka umut… Kur’an’ın ifadesiyle ve bizim sık sık hatırlattığımız üzere, “summun-bukmun-umyun” modunda olup uyarılarımıza kulak vermeyenlerin, bir de kendilerinden gelen uyarılara da kulak vermemeleri durumunda, duçar olacakları mukadder akıbetlerini açıklamakta… Bu yazılar köprüden önceki son çıkış gibi; çünkü partiden ümit kesilmiş, tek umut kapısı tek adamda yani reiste!
Nitekim beşinci yazımızın sonunda andığımız ve alıntı yaptığımız Abdurrahman Dilipak, “Eğri oturup, doğru konuşalım” başlıklı o yazısında, tahlil ve teşhislerini yaptıktan sonra, ‘AK Parti ANAP gibi dağılır gider’ diye yazdı… Abdurrahman’ın bu “teşhis” sonrasındaki “tedavi” reçetesi de bugünkü “Ah reis ah!” başlıklı yazısında… Yazının son bölümü aynen şöyle: “70 ilde oy kaybedilmiş. Durum bu. Bunun sorumluları bulunup gereği yapılmadan faturayı seçmene çıkartmak, yangına körükle gitmekten farksızdır. Gereğini yapmaz, bu AKP’lilerin kamburundan kurtulmazsanız, ağzınızla kuş tutsanız seçmene yaranamazsınız. / Allah reise sabır versin, feraset versin, hakkı hak, batılı batıl göstersin, hakta karar kılmayı nasip etsin. Gönlünü genişletsin, anlayışını keskin, sözünü etkili kılsın. Onu Faruk kılsın. Onu şerlilerin şerrinden emin eylesin. Onun eli ile zalimleri cezalandırsın ve mazlumlara yardım etsin. Ehliyet ve liyakatten ayırmasın. Ona hayırlı bir ömür ve hayırlı bir ölüm insan etsin. İstikamet sahibi olan, hepimize de inşallah. Ki; Allah bizi nimet verdiklerinin yoluna iletsin, gazaba uğrayanların yoluna değil. Bizi rızasının tecellisinin vesilesi kılsın.”
Arkadaşlarımızdan Ahmet Yücel, çalışma sitemizde (www.akevler.org) bugün yayımlanan “CUMHURBAŞKANIMIZ SAYIN ERDOĞAN’A SAYGILARIMLA ARZ EDİYORUM” başlıklı yazısında, benzer konularda uzunca meramını anlatmış ve “Ak Parti neden oy kaybetti?” deyip şu maddeleri sıralamış:
1. Halkın tasvip etmediği vekillerin ilk sıralardan aday gösterilmesi, babadan oğula geçen vekillik anlayışı.
2. Suça karşılık cezaların adalet olarak görülemediği, idam cezasının belli suçlar için getirilememesi, bu konuda oyalamalar yapılması.
3. Bir kısım insanımızın kalbindeki açık ya da gizli kavmiyetçilik.
4. Daha önceki hatalı siyasi icraatlar. Zina yasası vb. hataları, Ak Parti’ye oy versek de asla savunamayız. Sayın Cumhurbaşkanım, bu konuda hata yaptığınızı ifade etmiştiniz, en kısa zamanda bu hatayı düzelteceğinize yürekten inanıyorum.
5. Öğretmenlerimizin değersizleştirilmesi çalışmaları... (Bu madde çok uzun!)
6. Kamuoyunda işlenen suçların cezalarının adaleti sağlamadığı konusunda bir düşünce vardır. Çocuk cinayetlerinin, tecavüz suçlusu sapıkların, vatan hainlerinin vb suçların cezasının idam olması yönünde yaygın bir kanaat vardır... (Bu madde de uzunca!)
Bugün uyarılarımız bu kadar “Ve bize düşen mübîn/açık tebliğdir.” (Yasin, 36/17)