Yeni Sistem Devlet Başkanımıza Açık Sorular…
Hiss-i kable’l-vuku’ halet-i ruhundaydım, dün (24 Haziran), neredeyse bütün gün…
Ve olan oldu, ‘millet’ de ‘cumhur’ da seçimini yaptı; ‘sonuç hayırlı olsun’…
İmparatorluk dağıldıktan ve Cumhuriyet kurulduktan sonra, belki de en önemli seçimi yaşadık ama seçime bu boyutlarıyla bakan ve gören o kadar az ki; meseleyi bu seviyede yazmaya hiç teşebbüs etmedim bile! Ne demek istiyorum? Kısaca izah etmeye çalışayım.
Cumhuriyet, imparatorluk seviyesindeki -dünyada adeta eşi benzeri olmayan- altı asırlık bir ‘devlet’in dağılması sonrasında ve İstiklal Savaşı’nın ardından kuruldu...
Demek istediğim şu:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti dağılmamışken ve devlet kurulduğundan beri ülke veya -II. Dünya Savaşı dâhil- dünya çapında bir savaş yaşamamışken, durup dururken, hangi gerekçelerle ‘sistem’ değiştirildi ve bu neden yapıldı; bunu kim yaptı veya yaptırdı?!.
‘AK Parti ve/ya Recep Tayyip Erdoğan yaptı’ diyen olabilir ama bunu diyen kendisi bile dediğine ne kadar inanır, acaba?!. Önceki ‘sistem’de 16 yıllık iktidar partisine yüzde 30-40 oy yetiyorken, AK Parti kendi ayağına kurşun sıkarak bu ‘yeni sisteme’ ne diye geçti ki?!.
‘Başımıza nereden (kim) sardı bu yüzde 50+1’i!’ başlıklı yazımda (20.06.2018) bu soru/nun detaylarını yazmıştım, meraklısı oraya bakabilir derim...
‘Devlet Bahçeli ve ona akıl veren güç yaptı, yaptırdı’ diyenleri dinlemek isterim; daha doğrusu dinleyip anlamak isterim; çünkü bu seçimin tek galibi o ve partisi (midir)?!.
Bir soru/n daha: Devlet Bahçeli daha düne kadar AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan hakkında en ağır sözleri söylemiş ve ağıza alınmayacak ithamları yapmışken, bugün ne oldu da dönüş yapıp tam tersi söylem ve davranışlar içine girdi ve bu ortağa ne kadar güvenilebilir?!.
İşte bu sorundan dolayı, bu seçim sonucunda Saadet Partisi -aynen 70’lerdeki Millî Selâmet Partisi gibi- kilit parti olmalıydı, bundan dolayı seçim öncesinde Saadet Partisi merkezli yazılar yazdım ama düşündüğüm ve aklım ile gönlümden geçen gerçekleşmedi…
Sorumu biraz değiştirerek ve genişleterek tekrar soruyorum:
R. Tayyip Erdoğan, ilk seçim sonrasında ve özellikle 1 Mart Tezkeresi etkisiyle Millî Görüş kökenlileri partisinden temizlemeye başladı ve her seçimde bu temizliği giderek artırdı. Bu temizlikler sonrasında geriye kaç Millî Görüş kökenli kaldı demiyorum; çünkü ‘Millî Görüş gömleğini çıkardım’ diyerek yola çıkan bir parti liderine bu soruyu sormak abesle iştigal olur.
“Millî Görüş” gömleğini çıkaran, “Adil Düzen” ceketini hiç giymeyen ama en sonunda MHP ve Devlet Bahçeli’nin malum gömlek ve ceketini giymek zorunda kalan bir lider ve onun partisi (kuruluşundan beri çok değişen o partiden geriye ne kaldıysa!), ‘sistem’ değişikliği başta olmak üzere, özellikle bu son dönemdeki değişim ve değişiklikleri neden yaptı ve/ya kim yaptırdı?!. Parantez içinde ‘kuruluşundan beri çok değişen o partiden geriye ne kaldıysa’ dedim; ne demek istedim? Evet, o partinin kuruluş felsefesinden ve o felsefeyi oluşturan kurucularından geriye ne kaldı?!. Partilerini kurarken, Necmettin Erbakan gibi ‘tek adam’ olmayacakları söyleyenler, Erbakan Hocaya bu iftirayı atanlar ve ‘ortak akıl’ ile hareket edeceklerini söyleyenler, en sonunda hem kendileri ‘tek adam’ oldular hem de ‘ortak akıl’ özelliklerini tamamen kaybettiler. Nitekim bir müddet önce, AK Parti kurucularından bana göre en önde gelenlerinden birine dedim ki; ‘Erbakan Hoca ile ilgili yaptığınız ithamların her biri başınıza gelmeden bu dünyayı terk edemeyeceksiniz…’; ‘Doğru söylüyorsun!’ dedi.
‘Erbakan Hoca’ demişken, Erbakan ile devam edeyim ve bitireyim:
Biz, 1969 Bağımsılar Hareketi ve sonrasında kurulan 5 parti (Millî Nizam, Millî Selamet, Refah, Fazilet, Saadet partileri) dönemlerinde, istediğimiz her zaman Erbakan Hoca ile görüştük ve özellikle “Adil Düzen” çalışmalarımızla hem Türkiye hem de dünyayı değiştirdik; bu değişimleri bu köşede çok yazdım, meraklısı o yazılara bakabilir…
Ama AK Parti’yi kurduğundan yani 16 yıldan beri Recep Tayyip Erdoğan ile bir kere bile görüşemedik ve Recep Tayyip Erdoğan, MHP ile bu ‘sistem’ değişikliğini yaptı!?.
‘Yeni Sistem Devlet Başkanımıza Açık (ilk Mektup ve) Sorular’ şimdilik bu kadar!