Kur’an ayı Ramazan’ın ikinci yarısının son günleri…
Kadir Gecesi’ni arayacağımız son on gün geliyor…
KUR’AN VE İLİM çalışmaları devam ediyor…
Evde, 15 günlük umreye giden oğlumuzla ilgili tatlı bir telaş, Muhammed Zübeyr doğduğu topraklarda umreye gidiyor. Annesiyle orada geçirdiğimiz yılları yâd ediyoruz…
Bir taraftan hayatın bu yönü; Kur’an ayı Ramazan ve günlük Kur’an çalışmaları…
Diğer taraftan seçim ile siyaset; faiz ile enflasyon sarmalı ve diğer konular…
Bu ve benzeri konularda oluşan soru(n)lar ve bizce üretilen çözümler…
Ve…
‘Sosyal Tufan’ seviyesindeki sorunların çözüm yazılarını yazmak…
Evet, yazmak ve ilgililer ile yetkililerin ilgilenmesini beklemek…
Ama onların ‘summun-bukmun-umyun’ tavırlarına sabretmek…
Ve…
Her şeye rağmen sebatla çalışmaları aksatmadan sürdürmek…
‘Adil Düzen’ bir şekilde ve zamanı gelince kurulana kadar…
Özellikle Kur’an ayı Ramazan’da bunu iyice kavramak…
Türkiye üçüncü binyıl uygarlığını kurmakla görevli… Çeşitli fırtınalar ve olaylar olmaktadır ama Allah bizimle beraber... Üçüncü binyıl uygarlığı Türkiye’de başlamıştır diyoruz; ama gören gözlere, duyan kulaklara, idrak eden akıllara…
Evet, Allah her zaman ve her yerde bizimle beraberdir; O’na güvenerek ve O’nun bizimle beraber olduğunu bilerek bu sabır ve sebatımızı pekiştiriyoruz…
Yazımızın başında madem günlük ve haftalık KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızdan söz ettik, öyleyse bu hafta yazmakta olduklarımızla devam edelim…
Birileri ve Sermaye, işbirliği yaparak Meclis’in etkisini azalttılar. İkisinin hesapları farklıdır. Ama aynı işi yaptılar. Seçimi öne aldılar. Meclis’in etkisini yok edecek listeler hazırladılar. Listeleri Sermaye hazırladı. Birileri ve Erdoğan da ses çıkarmadı. Ama bütün bu yapılanlara rağmen, seçimden sonra büyük inkılâp olacaktır...
Adil Düzen Çalışanları; hazırlıklı olun, size çok ihtiyaç olacak. Yapın ve uygulayın, yanlış yapın ve gerekirse zarar edin ama uygulayın, ar-ge çalışmalarınızı daha da hızlandırıp geliştirin, çünkü size ihtiyaç olduğu zaman öğrenmeye ve denemeye vaktiniz olmayacaktır.
Kur’an düzeni geliyor. Dua ediyoruz ki etkin güçler yani ülkemizdeki birileri ve Sermaye (küresel sömürü sermayesi) de geçekleri görsünler. Gerçeği gördüklerinde Mekke müşrikleri gibi teslim olurlar ve kan gövdeyi götürmeden üçüncü binyıl uygarlığı kurulur.
Kur’an’dan bir emir aldık. Biz o emri yerine getireceğiz. Artık korkmayacağız. Allah’ın bizimle beraber olduğunu ve muvaffak olacağımızı bileceğiz. Biz yapmayacağız, O yapacaktır. Biz sadece bir emir aldık, biz o emri ve görevimizi yerine getireceğiz.
Adil Düzen Çalışanları henüz görev aldıklarının tam farkında değildirler. Bir gün görevli olduklarını Allah onlara ilham edecek ve onlar başka her işi bırakıp asıl yapmaları gereken tebliğ ve irşat görevini yapacaklardır.
Evet… Sermaye’ye diyoruz ki: Artık yeter, bize karışma. Yönetimlere sömürü kanunları çıkarttırma. Onlara rüşvet vererek halkına zulüm yaptırma. Bürokrasi kalksın, yasaklar kalksın. Gümrükler kalsın, vizeler kalksın. Belediyelerdeki proje tasdik zulümleri kalksın. Bir adam bir işyeri açacaksa ağzından burnundan kan gelmesin. Doktor özgürce doktorluk yapsın. Mühendis özgürce mühendislik yapsın. Herkes hüdaya, hidayete, müspet ilmin verilerine tabi olsun. Son söz hakemlerden oluşan yargıya ait olsun.
Bu haftaya tevafuk eden “selam ve hidayet” bunları ifade eder; “hidayet” ilmin verilerini, “selam” da hakemlerden oluşan yargıyı içerir. Çağımızın Firavunu Sermaye’ye bunları anlatmak da bizim görevimizdir; aynen Hazreti Musa ve Hz. Harun gibi...
Ve’s-SELAM mea’d-DUA…