Bundan önceki “KUR’AN VE İLİM ile ilgilenirsek, düzeliriz…” başlıklı yazım şu cümlelerle sona eriyordu: -KUR’AN VE İLİM ile her an veya her gün ilgilensek, düzeliriz. / -ADİL DÜZEN kurmak için çalışsak ve de kursak, düzeliriz. / Bunları yapmadığımız her an şeytana uyar debeleniriz. / Kur’an Ayı Ramazan’ın etkisiyle Kur’an ve ilme daha çok odaklanalım, inşallah… Evet, ‘Pazar yazısı’ niyetine, bu hafta her gün KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızdan oluşan seminer notlarımızdan bir demet sunarak, bu Ramazan günümüzü ihya etmiş olalım, inşallah…
“Bizim Kur’an’ın Allah sözü olduğunu göstermemiz ve kanıtlamamız gerekir. Bunun için ar-ge çalışmaları yapıp Kur’an’ın mucizelerini insanlığa sunmamız gerekir. Bizim yazdığımız 250 Kur’an Mucizesi kitabı son tashihlerin yapılmasını beklemektedir. Bu kitap günü gelince tashih edilerek basılacaktır. Sonra senaryo şeklinde filmler haline getirilecek ve halk televizyonda bunları seyredecektir. / Semt Kooperatifleri kurulacaktır; a) ahşap villalar yapılacak, b) seralar yapılacak, c) yüz lojmanlı sanayi semtleri kurulacak, d) tarım kentleri oluşacak. O zaman genel hizmete, basın yayın fonuna gelirler gelecek ve sizler böylece ayetin her kelimesini bir filim yapacaksınız. Bürokrasi son bulacak ama onlar istihdam edileceklerdir. Öğretmenler ve din adamları Kur’an’a hizmet edeceklerdir...
***
“Kur’an’ın hükümleri her zaman her yerde uygulanır. / Kur’an’ın her yerde ve her zaman uygulanabilmesi için kendine özgü metotlar geliştirilmiştir. Kelimelerin tanımları zamanın müçtehitlerine bırakılmıştır. Böylece Kur’an değişik zamanlarda ve değişik yerlerde farklı şekilde uygulanabilmektedir. Kur’an sadece birer örnek vermiş, kalanların illet bulunarak kıyas yapılmasını istemiştir. Bu da her zaman ve her yerde onu uygulanır hale getirmiştir...
***
“Faizli sistem dengesini kaybedecek ki insanlar gerçekleri görsünler. / Recep Tayyip Erdoğan önce “Faiz dünyanın gerçeğidir!” demiştir. Sonra şiddetli bir şekilde faize cephe almış ama faizsiz sistemi basit bir olay, kolay uygulanabilir bir şey zannetmiştir. / Faizsiz sistem ancak “Adil Düzen” ile uygulanabilir, o da 21’inci asırda uygulanabilir. Sermaye’nin faizli sistemi yarım binyıl Avrupa’ya hâkim olmasaydı bugünkü uygarlık olmazdı. Ama Firavun’un ömrü gibi onun da günü dolmuştur. / Türkiye’de başkanlık sistemine geçildi. Bu çok yanlıştır ama başka bir açıdan bakıldığında çok yararlı olmuştur. Bu sayede artık Anayasa’nın değişebileceğini herkes gördü ve kabullendi. Ordu da kabullendi. Anayasa’nın tam ve kâmil olmadığı da herkesçe biliniyor. Belki de 24 Haziran’dan sonra Meclis “Adil Düzen Anayasası”na sahip çıkacaktır. Yahut o meclis dağılacak, Adil Düzen meclisi oluşacak. Ordu ve Erdoğan buna mecbur olacaklardır. / Bizim işimiz “Adil Düzen” üzerinde çalışmadır...
***
“Bizim görevimiz Sermaye’ye tebliğdir, bugünkü Firavun’a tebliğdir. / Bunu nasıl başaracağız? / Bir Adil Düzen işletmesini kurduğumuzda, Sermaye o zaman uyanacak. Çünkü başarılı bir sistemle karşısına çıkmış olacağız. Onun dolar putu işte o zaman erimeye başlamış olacaktır. / Akevler’in demir-çimento (DÇ) uygulaması yarım yüzyıldan beri hala varlığını sürdürmektedir. Şimdi İstanbul’da “altın, buğday, demir ve yapı bonolarını” uyulamaya çalışıyoruz. Kısa zaman sonra bu bonolar revaç bulacaklardır. / Adil Düzen çalışmalarını bırakmamak üzere mevcut faaliyetler içinde sermaye Firavun’una tebliğe devam etmeliyiz. / Her şey Kur’an’ın bildirdiği şekilde cereyan ediyor. Sermaye mağlup olacak. Süper güçler ulusal devletler olacak. Avrupa Birliği gibi devletler ve birlikler oluşacak. Çin Birliği içinde yirmi kadar devlet olacak. Hindistan, Pakistan ve Bangladeş birlik içinde yirmiye yakın devlet olacaklardır. ABD’deki federe devletler güçlenecek ama birlik içinde olacaklardır. Güney Amerika’da birlik oluşacak, Afrika’da birlik oluşacak. İnsanlık barış içinde üçüncü binyıl uygarlığını oluşturacak ve birlikte yaşayacak...”