Bugün köşemin bir kısmını bir okuyucuma ayırmak istiyorum. Neden? Nedeni okununca anlaşılacaktır. Okuyucumuz, 09.05.2018 tarihli “Millî Görüş ve ‘Adil Düzen’ olmadan hiç olmaz” başlıklı yazıma iki yorum yazmış. Birinci yorum: “Sevgili Reşat Hocam; / Yazılarınız ve uyarılarınız için ayrıca tüm Adil Düzen çalışanlarının yazı ve hizmetlerinizden dolayı Allah razı olsun. Hiç kimseden bir beklentiniz, talebiniz yok, sadece ilgilenmeleri ve anlamaları dışında. / Kur’an ve sünnet ışığında sorunlara çözüm üretme gayretindesiniz. Bu çözüm önerileriniz tartışmaya da açık. Elli yılı aşan emekleriniz için tekrar Allah razı olsun. Bir gün insanlık tüm izm’lerin çare olmadığını görecek, Kur’an ve sünnetin çözümlerine yönelecektir. / Erbakan Hocamızın, ‘Kanlı mı, kansız mı?’ dediği gibi. Şahsi düşünceme göre bir dünya savaşı yaşandıktan sonra insanlar barış ve huzur için Kur’an ve sünnet kaynaklı çözüm arayışına yani Adil Düzen’e yöneleceklerdir. Olası bir dünya savaşından İslam zaferle çıkacak, dünyaya hâkim olacak, barış ve huzur ancak o zaman gelecektir. Herkes kendi dinini özgürce yaşayacaktır. / Selam, sevgi ve hürmetlerimi arz ederim. / Ahmet Yücel.”
İkinci yorum: “Sevgili Reşat Hocam; / Cumhur İttifakı’nın erken veya baskın seçim kararı doğru bir karardır. Meclis çoğunluğu AK Parti’de olsa bile, alınan seçim kararını olumlu ve doğru buluyorum. İç ve dış sorunların yanı sıra iş yapmayan kimi kibirli, kimi seçildiği memlekete bile doğru dürüst uğramayan ve vatandaşı dinlemeyen vekillerin belki dörtte üçü değişmelidir. Yeni sisteme yeni vekiller gerekiyor. / Ayrıca, kim ne derse desin, Saadet Partisi’nin CHP, İP, DP ile ittifakına saygı duyuyorum ve bir yönden de seviniyorum. AK Parti ile AK Parti amblemiyle ittifak yapsaydı belki AK Parti’den 5-20 vekil alacaktı. AK Parti vekil sayısı azalacaktı, zaten seçim sonucunda 270 üzeri fakat 300’ün altında vekil sayısı olacağı görünüyor. / SP farklı bir parti, kimseye minnet etmeden AK Parti’nin doğru kararlarını destekleyecektir. Doğru kararlarda AK Parti’nin elini güçlendirecektir, bu yönden seviniyorum. HAYRA MOTOR, ŞERRE FREN olmaya gayret edeceklerdir diye inanıyorum, Mevla’m bu inancımda beni yanıltmasın. Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımızın eski yanlışlardan (zina yasası vb.) dönmesini ve çok daha hayırlı hizmetlerde bulunmasını Allah’tan diliyorum. YENİDEN BÜYÜK TÜRKİYE’YE DOĞRU İLERLEYECEĞİMİZE İNANIYORUM. / Ahmet Yücel.”
Bu yorumlara yorum yapmıyor, sadece Ahmet kardeşimize teşekkür ediyor ve kendisinin ifadesiyle, hiçbir beklentimiz olmadan, KUR’AN VE İLİM müktesebatımızdan aktaracaklarımla devam ediyorum: Bizim oluşturmakta olduğumuz düzende insanlar yüz lojmanlı işyeri olan apartmanlarda oturacaklar. İşyerleri apartmanın alt katlarındadır. İşsiz kalma tehlikesi yok. Anlaşanlar bir araya gelmişler, birbirlerini sevenler bir araya gelmişler. Lojmanda oturuyorlar. Komşularından rahatsızlıkları varsa oturdukları katı değiştirebiliyorlar. İşyerlerinde sorunları varsa, apartmanı değiştirebiliyorlar. Herkesin dayanışması var, zor durumda kalınca dayanışma ortaklığı gerekli yardımı yapıyor. Sorunlar hakemlerle çözülüyor. Hicret demokrasisi sonuna kadar faaliyette. Apartmanların güvenliğini sağlama sisteminde isteyen nöbet tutuyor, isteyen bedel veriyor. Herkes ya ilim yapıyor ya da sanat yapıyor, ilmî ve bedenî yarışmalara katılıyor. Dışarıdan seyretmiyor, katılıyor. Kişi on beş yaşına geldiği zaman evlenebiliyor. İşi var, eşi var, mesleği var, çocukları var; sonra torunları olacak. İşte burada barış, burada sevgi, burada birlik, burada gerekli olan her şey kendiliğinden doğar. / Günümüzde ise halk boş vakitlerinde kahvelerde oyun oynuyor veya televizyondaki dizileri ya da top/futbol seyretmekle vakit geçiriyor. / Bu anlatılanlarda bir yanlışımız var mı?
Semt kooperatiflerini kuracağız, dayanışma ortaklıklarını kuracağız veya oluşturacağız. / Fıkhımızı geliştireceğiz, plan ve projemizi yapacağız. / Muhasebemizi tutacağız. / Hakemler bizim barış garantimiz olacaktır.
Bunları her birimiz ayrı ayrı yaparken sonunda Allah bizim aramıza meveddet koyacak. Ocaktan başlayan meveddet genişleyecek tüm insanlığa kadar yükselecektir. Bu semtlere taşınan tüm insanlar arasında meveddet doğacaktır.
Allah bize bunları hem vaat ediyor hem de “İNNE” ile teyit ediyor.