Allah Kur’an düzenini irade edip insanı var etti
KUR’AN VE İLİM çalışmalarımız yarım yüzyıldır devam ediyor… KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızdan zaman zaman sunumlar yapıyorum… ‘Pazar Yazısı’ niyetine, istifade edilmesi dua ve dileklerimle, bugün de bu sunumlarımızdan birini yapalım, inşallah…
18 haftalık Meryem Suresi çalışmamızı geçen hafta nihayete erdirdik ve bu hafta Taha Suresi üzerinde çalışmaya başladık, elhamdülillah…
“Sana Kur’an’ı şakavet edesin diye inzal etmedik.” (Taha Suresi, ayet 2)
Bu haftaki çalışmamızın hemen başına, 4 ve 5’inci sayfalara bakalım…
‘BİSMİLLAH…’ deyip başlayalım…
Kur’an’ın diğer kitaplardan dört farkı vardır.
a) Kur’an son vahyedilen kitaptır. Önceki bütün kitapların hükümleri onda vardır. İçtihatla o kitapların içeriği Kur’an’dan istinbat edilmektedir.
b) Önceki kitaplar birer uygulama kitabı idi, fıkıh kitabı idi. Kur’an ise kendisi fıkıh kitabı değildir, fıkıh yapmayı öğreten kitaptır. Bu sayede Kur’an her yere ve her zamana uygulanır. Kur’an insanın yapısına göre değişmeyen hükümler içerir. Daha önceki topluluklara ve zamanlara göre hükümler içeriyordu. Kur’an bunu içtihada ve icmaya bırakmıştır. İçtihadı ve icmayı kabul etmeyen Kur’an’ı temelden reddetmiş olur.
c) Kur’an’ın metni bozulmadan gelmiştir. Yalnız sözleri değil, lügati de dil kuralları da bozulmadan gelmiştir. Oysa diğer kitaplarda asıl metin elinizde olmadığı için dilleri de unutulmuştur. Bu da Allah’ın takdiridir. Eğer onlar da Kur’an gibi diliyle, metniyle bozulmadan gelseydi o zaman o günkü şeriatı bugün yaşamak zorunda olurduk. Nitekim sünnet de bize değişerek gelmiştir. Yoksa sahabelerin dönemini yaşamak zorunda kalırdık.
d) Kur’an kesintiye uğramadan tam bin yıl uygulanmış şeriatı içermektedir. Oysa Tevrat Hz Musa zamanında uygulanmış, ancak Hz. Davud uygulamış, o da öldükten sonra tehcir edilmiştir. Sayıları az olduğu gibi belki bir devleti oluşturmuşlardır. Hristiyanlık da Pavlus’la şirke dönüşmüştür. Kur’an ise tüm ömrünü fazlasıyla tamamlamış ve onun etkisiyle oluşan önce İslam uygarlığı ve ardından Batı teknoloji (bilgisayar) uygarlığı ile bugün Kur’an hükümlerinin uygulanabilmesi için gerekli maddi uygarlığı (kolaylığı) sağlamıştır...
Kur’an’ın dört ismi vardır; Kur’an, Kitap, Zikr ve Furkan. Bunlar aynı zamanda daha önceki kitapların vasıflarıdır. Sadece Kur’an son inzal edilen kitaptır...
Allah önce Kur’an düzenini irade etti. Sonra Kur’an’ı uygulayarak insanı var etti. İnsanlar binlerce yıldan beri Kur’an düzenini uygulayacak şekilde eğitilmektedir.
İnsanlar bugün Kur’an düzenini uygulayacak hale gelmişlerdir.
Birinci Kur’an uygarlığı döneminde Müminler onun hikmetlerini tam kavramadan Sünnete uyarak uyguladılar. Bu sayede insanlık bugünkü seviyeye ulaştı ve şimdi Kur’an’ı uygulayabilecek hale geldi. Şimdi de biz içtihat ve icmalarımızla uygulayacak hale getireceğiz, inşallah. Meselenin genel boyutu böyle ama biz bir de kendimize bakalım…
Kendime bakıyorum, çevremdekilere bakıyorum. Benim acziyetimi biliyorum. Çevremdekiler de kendilerini benden üstün görmüyorlar. Bu büyük inkılap bizimle nasıl mümkün olacak diyorum. Dünyaya kulak verdiğimizde onlar da bizden daha ilerde değiller.
Siz de kendinize bakarsınız ‘bunlar bizimle olabilir mi?’ dersiniz, ancak yanıldığınız bir husus vardır. Bunun inkılabını biz yapmayacağız, Allah yapacaktır. Hem de bizim gibi gariban, beceriksiz, zavallı kimselerle yapacaktır, böylece ‘bu işleri Ben yapıyorum, hem de bunlarla’ deyip gösterecektir. Kur’an uygarlığını belki biz tam olarak ortaya koymayacağız, belki de biz uygulayamayacağız ama bizim ortaya koyduklarımız uygulanacak. Kısa zamanda yüz lojmanlı işyeri apartman semtleriyle yeryüzü dolmaya başlarsa, bütün bu yapılanların Yalova’da çalışan üç-beş garibanın işi olmadığını, bunu Allah’ın yaptığını göreceklerdir.
Bunları Allah bize söyletiyor; hiçbir gücü olmayan, çevresi olmayan, parası olmayan, makamı olmayan bizlere söyletiyor; Allah’a hamd etmeliyiz ve gece-gündüz çalışmalıyız…