Allah nasip eyledi, bir yönüyle yarım yüzyıldır (İzmir’den beri), diğer yönüyle yirmi yıldan ya da 960 haftadan beri, üstadım ile KUR’AN VE İLİM üzerinde çalışıyoruz…
Son on sekiz haftadan beri MERYEM SURESİ üzerinde çalışıyoruz ve bu çalışmaları tamama erdirmek için her gün belli bir vakti bu çalışmaya hasretmek durumundayım…
Zaman zaman sözünü ettiğim ve çok az bir kısmını sizlere aktarabildiğim bu çalışmadan hâsıl olan hülasalar vesilesiyle dikkatli okuyucularım bu çalışmadan haberdar…
Bu vesileyle ilim ehline bir müjdeyi bir defa daha vermek durumundayım: Yarım yüzyıllık bu çalışmalarımızın en önemli meyveleri son yirmi yılda verilmeye başlandı ve bence en önemlisi RUHU’L-KUR’AN yazılımıdır ki; bu konularda derinleşmek isteyen araştırmacılara mucizevî kolaylıklar sunmakta… İstifade etmek isteyenlere duyurulur…
Evet… Meryem Suresi çalışmamızın sonuna geldik ve bugün aktaracaklarım oradan.
Meryem Suresi 93’üncü ayet şöyle: “İn kullu men fî’s-semâvâtive’l-ardı illâ âti’r-Rahmâniabden / Göklerdeki ve yerdeki herkes Rahman’a kul olarak gelecektir.”
Hem semavat ve arzda olan herkes, hem de şuurlu olan herkes. Bu “kullu” kelimesinin bedelidir. Şuurlu varlıklar dört tanedir; insanlar, melekler, cinler ve ruhlar. Bugünkü üç boyutlu uzayda görevlidirler. Herkes kendi görevini yapıyor. İnsanlar molekül dünyasında, cinler atom dünyasında yer alırlar. Galaksimizin ömrü tamamlanıp yıldızlar karadeliklere düştüğü zaman yeniden patlama olacaktır. İlk patlama olduğu gibi patlama olacaktır. İlk patlama ile zaman başlamıştır. Zamanın başlaması; saniyenin yüzde biri kadar kısa zamanda başlar. Bunu nereden biliyoruz?
Patladığı anda bize ışık göndermeye başladı ve ışığı şimdi bize ulaşmaktadır, biz de onları ölçüyoruz. Yüzde bir saniyeye kadar iniyor ve olayları net olarak takip ediyoruz ama ondan karanlıktır. Yani ondan daha kısa dalgalar gelecektir. İlk üç dakikayı çok iyi takip ediyoruz. Ondan sonrakileri daha uzun zaman aralıklarında ölçebiliyoruz. İşte bu patlamada cisimler ışık hızıyla birbirinden uzaklaşmaya başladı ve halen de uzaklaşmaktadır.
Bu uzaklaşma galaksiler arasında olmakta, yıldızlar ve atomlar arasında olmamaktadır. Yıldızlar sürtünme kuvvetleri ile hızlarını kaybetmekte, zamanla bunların karadelikte toplanmaları söz konusudur. Yeniden patlama da kıyamet günüdür.
Kur’an’ın tasvir ettiği yeniden oluş hakkında ilmen bir bilgiye sahip değiliz ama karadelik ilmen sabittir. Kur’an’ın söylediklerinin yüzde ellisi ilmen ispatlanmış, diğer yarısı üzerine varsayımlar üretilmiştir. Işık hızı ile büyüme ışık hızına eşitse, kâinat sonsuza kadar büyümeye devam edecektir demektir. Işık hızından küçükse, bütün galaksiler bir gün yaklaşmaya başlayacaklardır demektir; büyükse, ışık hızından daha büyük hızla uzaklaşacaklar ve birbirlerinden kolayca ayrılacaklar demektir…
Bu bölümden aktaracaklarım bu kadar! Başka bir bölüme geçelim:
Biz bu manaları verirken klasik kelamcıların anlayışından ayrılıyoruz ama bunu yaparken moda olsun diye yapmıyoruz. Kur’an’ın kelimelerini daha önceden tarif etmiş oluyoruz. Sonra hep onlar ile Kur’an’ı yorumluyoruz. Ruhu’l-Kur’an çalışması bu tanımları gittikçe netleştiriyor. Zamanla bu kelimeler üçüncü binyıl uygarlığının tanımları olarak ortaya çıkacak ve bu uygarlık bu kelimeler üzerinde oturacaktır. Bu ve benzeri çalışmalarla üçüncü binyıl uygarlığı bu asırda başlamış olacaktır, İnşallah...
Evet… Varlığımız 50 senedir sürdürmektedir; Sermaye’nin ayarladığı bürokratların tüm saldırısına rağmen varlığımız devam etmektedir... Saldırılara rağmen 50 (elli) senedir hala varız. Bir yerden kredi almadık. Bir yerden destek almadık. Bürokratlar devlet adına saldırdılar, bizi soydular. Maalesef iktidardaki ortaklarımız/üyelerimiz de hala onların istediklerini yapmaktadırlar ama biz her şeye rağmen elli senedir varız. Onları destekleyenler perişan oldular ama biz varız. / Ey insafsızlar! Biz sizi cezalandırmayacağız. Bizim size vereceğimiz en büyük ceza “Adil Düzen”in gelmesidir ama siz ahirette hesap vereceksiniz... Ve’s-SELAM…
Kur’an ve İlim ikliminden istifade edelim
22.04.18 - Önce son yedi yazımızın başlıklarına bakalım: ‘AD İnsanlık Anayasası’ uzlaşma ile çıkarılmalı Dünyanın çivisi çık...
Seçime, seçmeye ve seçilmeye farklı bakalım mı?
21.04.18 - Seçim! Dört-beş yılda bir değil de her yıl seçim! Daha doğrusu seçim değil de adeta becerilemeyen seçim yani seçi...
Erken seçim, baskın seçim, panik seçimi; seçim!
20.04.18 - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu: “Açıklanan tarih erken seçim değil baskın seçim tarihidir. Bu seçim tarihi AK...
‘Adil Düzen’ vermezsen, şeytan ‘Deizm’ verir-3
19.04.18 - Ocak Medya yazarı Sinan Eskicioğlu 4 Nisan tarihli yazısında “Tehlike çanları ‘Deizm’ diyor, gerisi de gelecek…” demişti. Yazar...
‘Adil Düzen’ vermezsen, şeytan ‘Deizm’ verir-2
18.04.18 - Ana konumuz yazımızın başlığından belli. Biz, teşhis ve tedavi, çare ve çözüm açısından her şeye ama her şeye “ADİL DÜZE...
‘Adil Düzen’ vermezsen, şeytan ‘Deizm’ verir…
17.04.18 - ‘ADİL DÜZEN’ diyor, başka bir şey demiyorum; aynen Erbakan Hocamız gibi her şey için tek çare ve çözümün ‘ADİL DÜZEN’ olduğunu...
Dünyanın çivisi çıkmış… Bu böyle gitmez… Ve…
16.04.18 - Geçen hafta yayımlanan dört ana konumuzun yani yazılarımızın başlıkları şöyle: KUR’AN VE İLİM merkezli uyarılara de...
‘AD İnsanlık Anayasası’ uzlaşma ile çıkarılmalı
15.04.18 - Ak Parti İstanbul Milletvekili, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı, AK Parti-MHP arasında üçer kişiden oluşan Milli Mutabakat Komis...
Adil Düzen çalışmaları insanlığa rehber olacaktır
11.04.18 - Evet… Haftalık KUR’AN VE İLİM çalışmalarımızdan bugün bazı bölümlerini aktaracağım ilk kısım şöyle sona eriyor: Adil düzen çalı...
Kur’an’ın mucizesi “Adil Düzen Anayasası”
10.04.18 - Bugünkü yazıma bu başlığı neden koydum? Açıklayayım… Aslında yine “KUR’AN VE İLİM merkezli uyarılara devam” ana başlığı...
12345678910