Süleyman Akdemir ile 1/7/2012’de Artvin’in Camili bucağına gittim. İzmir’den gelen Hilmi Altın da orada idi. Akbesi kurucu ortaklarımızdan Hasan Şimşek ve Süleyman Arslan ile bir ahşap evler ve yüz evlik dinlenme evleri ön anlaşmasını yaptık. Köyümüzün muhtarı Metin Bayram da onaylayarak katıldı. Kaymakamla görüştük. Eskiden beri projemiz olan ahşap evlere bir adım daha yaklaştık.
Camili bucağı Gürcistan sınırına komşudur. İlçeden 40 kilometre uzaklıktadır. Büyüklüğü 200 bin kilometrekareden fazladır. Kullanışlı alanını yüz kilometrekare kabul edeceğiz. Ona göre hesaplarımızı yapacağız. Yani 100 000 dönümlük alanımız vardır. Her dönüme bir dinlenme evi yerleştiriyoruz. Ancak 10 000 villa yapılabilir. Yani yüz kadar semtimiz olacaktır demektir.
DİNLENME EVLERİ
Dinlenme evleri için çok uygun yerdir.
1) Gübre ve ilaç tarımı yapmadıkları için doğal şartları bozulmamıştır. Hava, su, toprak ve bitki örtüsü kirlenmemiştir.
2) Belki bine varan çeşitli bitkileri vardır. Çevreye yaydıkları her çeşit şifa dolu maddeler havayı ve suyu şifalı hâle getirmektedirler. Hastalar oraya geldiklerinde bir hafta içinde değiştiklerini hissetmektedirler.
3) Son derece bol oksijeni bulunmaktadır. Buradaki bir ay gibi bir dinlenme süresi insan bedenini adeta yeniden canlandırmaktadır.
4) Sonbaharda kar yağmakta, hava tertemiz hâle gelmekte, bol oksijenli hava ayrıca şifa olmaktadır. Soğuklar mikropları kırmaktadır.
Boşa giden bu güzel havayı insanlığa sunabiliriz.
Her villada 3 çift oda bulunmaktadır. Her çift odada 4 yatak olmaktadır. Her villada toplam 12 yatak etmektedir. 10 yatağı esas alırsak 100 000 yataklı imkân yatmaktadır. Devre mülk olarak alırsak bir milyon insana hitap edecektir. Demek ki geceliği 20 TL kabul etsek 20 milyonluk bir gelire sahip olunacaktır.
Biz şimdi yerlerimizi ayırdık. Kooperatifimizi kuruyoruz. Yüz kadar dinlenme evi yapmayı planlıyoruz. Bunun için bir kooperatif kuracağız, bir de ahşap evler üreteceğiz.
AHŞAP EVLER
Burada doğal olarak yetişen çeşitli ağaçlar vardır. Orada yaşayanlar bu ağaçları artık odun olarak bile değerlendirmiyor. Dışarıdan gelen gazı tüketiyorlar. Bunlardan dinlenme evleri için yararlanılabildiği gibi odalar yapılıp ihraç edilebilir. Başlangıçta buranın ihtiyacını karşılayacak şekilde ağaçlar değerlendirilir. Sonra ihraç edilir. Sanayi gelişirse ithal edilen keresteler ev hâline getirilir.
YEM SANAYİİ
Burada bol yağmur yağmakta her taraf yemyeşil olmaktadır. 200 000 dönümlük yerin yeşil yaprakları yeme çevrilse 40 000 inek beslenebilecektir. Dört senede 100 kilo alsa 4 000 ton et eder. 10 liradan pazarlansa 40 milyon TL gelir elde etmiş oluruz. Bunun için yeşil yapraklar alınacak, yem olarak kendilerine verilecek, oradan inek alınıp pazarlanacaktır.
ORGANİK ÜRÜNLER
Burada pek çok çeşit bitki vardır. Çeşitli ürünler elde edilmektedir. Bal, fındık, alabalık, ceviz bilinmektedir. Asıl elma, armut, kiraz, dut gibi çeşitli meyveler pazarı olmadığı için değerlendirilememektedir. Yem sanayii doğal yumurta ve beyaz et sanayisine de dönüşebilir. Bunlar satın alınarak pazarlanırsa sadece bu imkân bile oranın kalkınması için yeterlidir. Demek ki bu kadar büyük imkân heba olmaktadır. Oranın halkı İstanbul’da kazanıp orada yaşamaya çalışmaktadır.
Biz bunun çözümünü Mala-Mal Marketlerinde bulmaktayız. Her yüz hane bir Mala-Mal Marketi Pazarını kuracaktır. Her semt bir semt bonosunu çıkaracak, mallarını getirenlere “semt senedi” ile mallar satın alınacak ve yine “semt senedi” ile satılacaktır. Para kullanılmayacaktır. Böylece marketin elinde sonsuz imkân olacaktır. Param yoktur, alamıyoruz diyemeyecektir.
Mala-Mal Marketi içinde para ile mal satılmayacak, semt bonosu ile satılacaktır. Böylece bütün ürünlerin alınıp satılması sağlanacaktır. Yani bono kalp market de kalp olacaktır.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92