Kudüs ve Kâbe’ye gidenler neden soyuluyor?!.
İki hafta önce “Kudüs ve Erbakan” dedik… (26.07.2017)
Sonraki yazımızın (31.07.2017) başlığında “Kudüs, Mescid-i Aksa, mescitler, camiler ve … ” dedik ve meramımızı şöyle anlattık: “Kudüs, ah Kudüs… Mescitler, ah mescitler ve de Mescİd-İ Aksa… / Ve Mekke ile Medine dâhil, yeryüzündeki bütün mescitler, yeryüzündeki bütün camiler, yeryüzündeki bütün Allah’ın evleri… / Çağımız dünyasında bir Allah’ın kulu çıkıp da bunlar gerçek anlamda mescit, gerçek anlamda camii ve gerçek anlamda Allah’ın evleri diyebilir mi? / Öyleyse, Mescİd-İ Aksa vesilesiyle hepsini bir bir hatırlayalım… / Hep dediğim gibi; gerçekten hatırlayalım ve Mescİd-İ Aksa başta olmak üzere, bütün mescitler için önce TEŞHİS, sonra TEDAVİ reçetelerimizi üretip uygulayalım… / Bununla da yetinmeyelim; artık ağlayıp sızlanmayı bırakıp gerekenleri yapalım… / Yapılması gerekenleri gecikmeden planlayıp bir an önce yapalım… / KUR’AN VE İLİM rehberliğinde planlayıp yapalım… / Kur’an nizamını artık hükümran kılalım… / Bu işe mescitlerden başlayalım… / Mescİd-İ Aksa’dan…”
Sonra yazdığımız iki yazımızda daha özetle dedik ki: “(…) sadece Mescid-i Aksa’yı değil, İstanbul’da Ayasofya başta olmak üzere Türkiye’deki bütün mescitlerimizi ve camilerimizi; Mekke ve Medine mescitleri ile birlikte yeniden düşünüp hatırlamalıyız… Elbette her zaman hatırlattığım üzere; TEŞHİS ve TEDAVİ reçeteleri ile birlikte…”
Şimdilik bu kadar yeter(!) demiştik ki; umulmadık bir gazetede (Hürriyet!) bir yazar aynı konuyu yazmaz mı?! Onun yazmasının “özel” ve ailevi bir sebebi var ama olsun! Ateş düştüğü yeri yakınca feryat da oradan yükseldi! Bizim demek istediğimiz de işte o yazılanlar ama onlar da sorun veya sorunların sadece bir kısmı; bu yazılanların da ötesinde meler var meler! Neyse… Ben en iyisi sizi Hürriyet’ten Ayşe Baykal’ın “Ülkemizde kutsal mekânlara ulaşım neden çok fiyatlı?” başlıklı yazısında (10.08.2017) yazdıkları ile baş başa bırakayım:
“Süleyman Özışık, bir süredir Mescid-i Aksa’ya gidişlerle ilgili zorluklara dikkat çekiyor. Tayyip Bey’in “Milletime sesleniyorum, imkânı olan Mescid-i Aksa’ya gitmeli.” çağrısına karşılık gitmek isteyen milletin imkânsızlığını kaleme alıyor. Şahsım adına teşekkür etmek istiyorum çünkü Müslümanlar için kutsal olan iki mekâna gitmenin şartlarının nedense bu kadar zor olmasına kimse anlam veremiyor.
Ülkemizde sadece Mescid-i Aksa’ya gitmek zor değil, ister umre ister hac olsun Kâbe’ye gitmek de zor. Özışık, Kudüs için çıkarılan zorlukları detaylı şekilde kaleme aldığı için tekrar etmeyeceğim.
Yedi yıldır hac kurası bekleyen kardeşime geçen gün bir acenteden telefon geldi, “Gözünüz aydın! Yedeklerden hac kuranız çıktı.” diye. Bizimki havalara uçtu tabii… Ta ki fiyat, kendisine söyleninceye kadar. Hacca gidebilmesi için istenilen para tam 40 bin TL. Asillerden boşalan kontenjan 40 bin TL’likmiş. Uygun olan hac fiyatı ise 12.250 bin TL.
Tabi önce 40 bin TL’yi duyunca, 12 bin TL nispeten daha az gibi görünse de ülkemizdeki insanların gelir düzeyine göre çok yüksek bir rakam. / Yaptığım araştırmalara göre fiyatların yüksek olmasının en büyük nedeni uçak biletleri… / Ülkemizde hizmet veren havayolu şirketleri dünyanın her bölgesine hizmet götürmekle ve bunu da uygun fiyata yapmakla övünen bir kurum neden kutsal mekânlar için bu kadar yüksek fiyat uyguluyor?
Neden Türk Hava Yolları, ana taşıyıcı olarak fiyatları aşağıya çekmiyor?
Dünyanın en pahalı umresini bizim insanımız yapıyor maalesef.
Bana enteresan gelen bir başka durum da şudur; özellikle turizm acenteleri (istisnalar olsa da çoğunluk bu şekildedir) Avrupa’ya götürdüğü yolcuyla Umre’ye götürdüğü yolcuya farklı davranıyor. /Çoğu umrecinin veya hacıların duyduğu bir tavsiye vardır; “Burası kutsal mekân, aksilikler imtihandır (!)”. Bu gibi gerekçelerle organizasyon aksaklıklarına kılıf uyduruyor olmaları da bir başka sorundur. / Umarım yetkililer en kısa zamanda bu sorunla ilgilenirler ve çözüm bulurlar.” (Hürriyet’ten Ayşe Baykal)
Soru/n şu: Ülkemizden Kudüs ve Kâbe’ye gidenler neden soyuluyor?!.