‘Yeni İpek Yolu’ mu, ‘Yeni Hac Yolları’ mı?
‘Yeni Bir Devlet Kurmak’ mı dediniz! Önceki yazımızda bu konuyu yazdık.
Tevafuk eseri, ondan önceki yazımızda, haftalık çalışmamızda ele aldığımız iki önemli konuyu yani iki makalemizi hatırlatmıştım:
1. ‘DEVLETİMİZ NASIL YAPILANMALI?’
2. ‘ORDUMUZ NASIL YAPILANMALI?’
Merak eden makalelerimizi sitemizden okur...
Hep hatırlatıyorum: Dünya ‘SOSYAL TUFAN’ seviyesinde hayatın dinî-ilmî-iktisadî-idarî/siyasî yani her alanında sorunlarla boğuşuyor…
Dolayısıyla bütün beşeriyet ‘Yeni Bir Dünya Düzeni’ arayışında…
Bu sorunların iki ana mihveri var; biri bin yıllık, diğeri birkaç bin yıllık.
Biri ve birincisi, bütün dünyaya hükümran olan “zalim düzen”den “ADİL DÜZEN”e geçiş meselesi ve merhalesi…
Diğeri ve belki de daha önemlisi, “tarım dönemi”nden “sanayi/bilgisayar/uzay vs dönemi”ne geçiş meselesi ve merhalesi…
İnsanlık bu iki muazzam geçişin doğum sancılarını yaşıyor ve çok da zor geçiriyor…
Alvin Tofler bu geçiş dönemine ‘ŞOK’ diyor, biz ‘SOSYAL TUFAN’ diyoruz…
Asıl “ana mesele”, asıl “ana sorun” işte budur ve bunu anlayıp idrak etmeli…
TEŞHİS ve TEDAVİ seviyesinde kavranmalı ve gerekenler yapılmalı…
Aksi halde çözüme kavuşturmadan sorunlarla boğuşur dururuz…
Meselenin genel boyutu böyle.
***
Genelden özele yani ülkemize geldiğimizde, yapılan tartışmaları biliyorsunuz ve her halde sizler de bizim gibi bu cahil ve gafillerin tartışmalarını ibretle izliyorsunuz…
Biz, ‘kör ve sağırlar birbirlerini ağırlar’ ve kısır tartışmalarla zamanı harcar dururlar diyoruz ki; en son ‘Yeni Bir Devlet Kurmak’ kısır tartışmasını biliyorsunuz…
Tartışmalar maalesef kısır bir döngü ve avare kasnak diyebileceğimiz boşa harcanan imkânlar seviyede sürüp gidiyor, çare ve çözüm üretebilen de yok!
Teşbihte hata olmaz derler; koyunun olmadığı yerde keçi Abdurrahman çelebi misali, bu hengâmede bizler yarım yüzyıldan beri inat, sabır ve sebatla, hem ülkemiz hem de bütün dünya için çözümler üretmeye devam ediyoruz…
Erbakan Hocamızın ifadesiyle, bu çözümün ne olduğunu da çok iyi biliyorsunuz:
- “Tek çare ve çözüm ADİL DÜZEN”.
Bu konu da böyle.
***
Yazının başlığındaki konunun daha iyi anlaşılması için bu iki girizgâhı yapmam gerekiyordu. Umarım faydalı olmuştur. Şimdi başlıktaki konumuza geçebiliriz.
Merhum Mahir Kaynak meselelere bu boyutta bakar ve çok değerli değerlendirmeler yapar, Üstadımız da her hafta o değerlendirmelere haftalık yorumlar yazardı… O’nun vefatından sonra Ergün Diler’in haftalık yazılarına topluca yorum yazıyor… Malum olduğu üzere, E. Diler’e göre çatışma SERMAYE (Rockefeller ve Rothschild gibi aileler) ile SİLAH (ABD yani Pentagon) arasında… Ana figüranlar da İngiltere, AB ülkeleri, Çin ve Rusya… Türkiye de bu çatışmanın tam orta yerinde ve Türkiye hangi tarafta olursa o taraf kazanacak!..
Çatışma bölgesi bütün dünya olmakla beraber, ana mihver Çin’den İngiltere’ye kadar uzanan İpek Yolu ve bu güzergâh üzerinde yer alan altmıştan fazla ülke…
Ana çatışma bölgesi, ülkemizin yani Türkiye’nin de içinde bulunduğu Ortadoğu…
Çatışma planının, projesinin veya gerekçesinin ana adı da ‘Yeni İpek Yolu’…
Onların derdi ırkçı emperyalizme dayalı sömürülerini bir şekilde sürdürmek…
Bizim ana hedefimiz, bu kahrolası zalim sömürü düzenini sona erdirmek…
Onların derdi ‘Yeni İpek Yolu’ adı altında zulümlerini devam ettirmek…
Bizim ana hedefimiz, ‘Yeni Hac Yolları’ ile sadece ‘Yeni İpek Yolu’ güzergâhını değil, bütün dünyayı ve kıtaları barış düzenine kavuşturmak…
Detaylar gelecek yazıda…