15 Temmuz: Tek tedavi “KUR’AN ve İLİM”dir
“Erbakan’ın tedavi reçetesi ve uyarı!” başlıklı son yazımda kaldığım yerden devam edeceğim ve bir şey daha yapmaya çalışacağım; bir taşla iki kuş veya daha fazlasını vurmak!
Bunu yapabilmek için önceki yazıdan bir özet yapmam gerekiyor; yapayım…
Ne demiştim?
1. Teşhiste kesin olan şudur: Neredeyse alfabedeki bütün harfleri tüketecek kadar “örgüt” isimleri yazılıyor ama kimse bu örgütlerin ana sahibi olan ana örgütü yazmıyor!..
2. “SERMAYE adına” ve alfabe harflerini değişik şekillerde dizerek dikte ettirilen nice örgütlerin asıl ve ana sahibi bir tek örgüttür, TEDAVİ de işte bu noktada düğümlüdür…
3. Necmettin Erbakan hayatı boyunca ve son nefesine kadar bu tek, ana ve asıl örgüt ile onun oluşturduğu kördüğümü yani “Gizli Dünya Devleti”ni önce TEŞHİS VE İFŞA etti… / Erbakan sadece teşhis ve ifşa ile de iktifa etmedi, bir sonraki merhaleye geçti ve “tek çare, çözüm, TEDAVİ reçetesi” olan “ADİL DÜZEN, ADİL EKONOMİK DÜZEN”i teorik olarak “Adil Düzen Çalışma Ekibi” ile üretti ve bütün dünyaya TEBLİĞ etti…
4. Ve SONUÇ:
ADİL DÜZEN, KUR’AN DÜZENİ ve bunların her türlü altyapılarının oluşturulduğu “KUR’AN VE İLİM” merkezli çalışmalar, yapılan/yapılacak yolculuklarda yol haritası olabilecek yegâne, alternatifsiz, biricik ve tek “ÇARE, ÇÖZÜM, TEDAVİ” rehberleridir…
Evet…
“KUR’AN VE İLİM” merkezli çalışmalar…
Dikkatli okuyucularımın malumu olduğu üzere; özellikle Pazar günleri “Pazar Yazısı” niyetine, 17 yıldan beri her hafta Cumartesi günleri yapmakta olduğumuz “KUR’AN VE İLİM” seminerlerimizden, sizlere ulaştırmam gereken bölümler aktarıyordum…
15 Temmuz’dan beri bu sünnetimi neredeyse tamamen terk ettim; bir-iki istisna hariç!
Geçtiğimiz Pazar günü (28.08.2016), “Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile…” başlıklı yazımla, bugünkü yazıma çift yönlü giriş yapmışım: Bir taraftan “TEŞHİS” yazılarının sonuna yaklaşırken, diğer taraftan “TEDAVİ” yazılarımızın ilk girişini yapmışım… Ayrıca, yine “TEDAVİ” çerçevesinde olmak üzere, “KUR’AN VE İLİM” seminerlerimizden de ilk aktarmayı gerçekleştirmişim… Bugünkü ve bundan sonraki bir-iki yazıda da aynı şeyi yapacağım… Bunun iki önemli sebebi var: Birincisi, yaptığım ihmali gidermek… İkincisi ve daha da önemlisi; yegâne, alternatifsiz, biricik ve tek ÇARE, ÇÖZÜM, TEDAVİ rehberlerimizin “KUR’AN VE İLİM” merkezli çalışmalar olduğunu bir kere daha -bininci ve/ya bir milyonuncu defa gibi olsa da- bir kere da VUR-GU-LA-MAK!!!
Bu girizgâhtan sonra, bundan sonrası bu haftaki (879. hafta) “KUR’AN VE İLİM” seminer çalışmalarımızdan olacaktır ki; bu sayıdaki haftamıza da ulaştık, elhamdülillah…
“SERMAYE’nin dünyayı sömürmek için kullandığı seyyieler bir sistem hâlinde faaliyette... Gümrükler kurmuş, gelen geçenden haraç almakta... Ekseriyet demokrasisi denen sahte demokrasiyi icat etmiş... Bürokrasiyi kurmuş; işleri vatandaşa zorluk çıkarmak, dolayısıyla halkı sefil bırakarak kendisine işçi yapmak... Milletvekillerini halk seçer; işleri, halkın bürokratik engelleri aşmak için harekettir!.. Böylece halk milletvekillerini sevmekte, çünkü engelleri onlar sayesinde aşmakta... Milletvekilleri memnun, çünkü halkın işini görmekte... Bürokratlar rahat, çünkü onları işini bilir hâle getirmiş... / Demokrat Partili bir yönetici; ‘halkım işini bilir, bürokrasiyi aşar’ diyordu! / Sermaye ilaç yapar, hastalığın birini tedavi eder, ilacın yan tesirleri ile diğer birkaç hastalığı üretir, böylece devamlı olarak ilaçlarını satar! (…) KUR’AN şimdi sürekli mekr eden SERMAYE’ye açıkça bildirmekte, akıbetinin yere gömülme ile sonuçlanacağı hatırlatılmaktadır. SERMAYE bugün karşılıksız para ile yeryüzünü sömürmektedir. Reel ekonomi yerine değerler ekonomisi ile varlığını sürdürmektedir. Durmadan silah sanayini ve silahları var ederek dünyayı barut fıçısına çevirmektedir. Yarın kendisinin imal edip insanlar birbirlerini kırsın diye dağıttığı silahlar birden Sermaye avına yönelebilir, böylece kendileri yerin altına gömülebilirler...” (3.sayfadan)