15 Temmuz: Minik bir öz/özet ve bazı tavsiyeler
15 Temmuz değerlendirmelerime bir öz/özet yapmam gerekse, ilk yazımdan son yazıma kadar yazdıklarımın (toplam 28 yazı) sadece “başlıkları” bile iyi bir öz/özet olur…
Demek istediğime örnek olsun diye, sadece son beş yazımın başlıklarına bakalım:
15 Temmuz: “ÜST AKIL”a karşı “SÜPER AKIL” (ERBAKAN AKLI ve devamı)
15 Temmuz: Erbakan, Millî Görüş ve Adil Düzen
15 Temmuz: Yapılması gerekenler yapılmazsa…
15 Temmuz: Teşhis ve Tedavi; KUR’AN VE İLİM ile
15 Temmuz: Millî Görüş’e karşı PKK ve FETÖ
15 Temmuz yazılarımı, -bir bütün olarak anlaşılması ve değerlendirilmesi şartıyla,- “YÖNETİCİLERİMİZ” başta olmak üzere, ilgili-ilgisiz herkese tavsiye ederim...
Bugün aslında önce PKK’nın, sonra FETÖ’nün, ERBAKAN ve Millî Görüş’e karşı “hormonlu” olarak nasıl oluşturulduklarının ve ilk kuruluş günlerinden itibaren günümüze kadar nasıl desteklendiklerinin bazı detaylarını yazacaktım; önceki yazımın devamı olarak…
Sonra, artık “bilinen” bazı “teferruatları” tekrarlamanın pek de anlamı olmadığını düşündüm ve o “teferruatlara” dalmaktan şimdilik vazgeçtim; belki daha sonra…
Her gün, sabah namazı sonrasında, günlük yazımı yazmadan, önce günlük okumalarımı yaparım ve bu okumalara da MİLLÎ GAZETE ile başlarım…
Bugün de öyle yaptım; önce MİLLÎ GAZETE, sonra diğerleri…
Kendi yazılarımdan ve yazı başlıklarımdan söz ettim ya…
Bugünkü okumalarımın sonucu olarak üç yazı ve yazardan söz edecek ve o yazıların okunmasını tavsiye edeceğim. Zira yazmayı düşündüğüm ve şimdilik vazgeçtiğim bazı “teferruatlar” o yazılarda var. Birileri yeterice “teferruat” yazıyorsa, biz ilgilenenlere ve özellikle bu konuda “akademik” çalışma yapanlara, oralardan yararlanmalarını söylüyoruz…
Biz, enerjimizi daima “asıl” olana yani “ADİL DÜZEN”e teksif etme gayretindeyiz…
Ekrem Şama ile RP İstanbul İl Yönetimi’nde beraber olduğumuz yıllardan beri tanışıyoruz; siz de Millî Gazete’deki yazılarından ve kitaplarından tanıyorsunuz… Ekrem Kardeşim ile her konuda iyi anlaşır, bir araya geldiğimizde de iyi “muhabbet” ederiz… Aramızdaki bir sırrı daha vereyim: RP dönemindeki o birliktelikten sonra yaşadığımız dağılma süreci sonrasında, neredeyse aynı çizgide anlaştığım tek kişi diyeyim de, siz bu dediğimden çok ama çok şey anlayın ve bu anlayışınızın en başına “Reis” dediğimiz zatı da katmayı ihmal etmeyin!.. Neyse, sadede gelelim ve asıl meselemize bakalım… Ekrem Şama’nın yazısının başlığı şöyle: “Fethullah Gülen ile ilgili hatıralar”. Ekrem, Erbakan merkezli birkaç hatırayı yazmış. Yazıdaki her hatıra önemli ama ilki hepsinden önemli ve 30-35 yıl öncenin Erbakan ferasetini ihtiva ediyor. Millî Gazete’den okumanız tavsiye olunur…
(http://www.milligazete.com.tr/fethullah_gulen_ile_ilgili_hatiralar/ekrem_sama/kose_yazisi/30901)
İkinci yazı Mehmet Ocaktan’ın Karar’daki “Ağzı dualı münafık virüslerden ders alır mıyız?” başlıklı yazısı ki; yazmayı düşündüğüm bazı “teferruatları” içeriyor…
Yazı şöyle başlıyor: “Fetullah terör örgütünün 15 Temmuz gecesi bu memlekete yaptığı ihanet hepimiz için bir milat olmalıdır. Zira biliyoruz ki 15 Temmuz’a bir gecede gelmedik. Tarihi 30-40 yıla dayanan bu ihanet örgütü, bütün siyasi iktidarlar döneminde adım adım bir virüs gibi devlete sızdı ve devletin bütün reflekslerini, bağışıklık sistemini adeta yerle bir etti. / Aslında geçmiş bütün siyasi iktidarlar da, AK Parti iktidarı da bu ağzı dualı virüslerin devletin normal hiyerarşik yapısı içinde görev yapmadıklarını, farklı ve derinden bir yapılanma içinde olduklarını görüyordu, biliyordu...” Tamamını okumanızı tavsiye ederim…
(http://www.karar.com/yazarlar/mehmet-ocaktan/agzi-duali-munafik-viruslerden-ders-alir-miyiz-1980)
Üçüncü yazı Yusuf Kaplan’ın “15 Temmuz rüzgârını, kalıcı bir ruha dönüştüremezsek...” yazısı ki; benim “Yapılması gerekenler yapılmazsa…” başlıklı yazıma benziyor ama yerimiz bu kadar! Devam edeceğiz… Ve’s-selâm mea’d-duâ…