HAFTALIK YORUM
DEVLETİN AF YETKİSİ VAR MIDIR?
Önce şunu belirtmemiz gerekir. “Adil Düzen”de hapis cezası yoktur. Suçlar ve cezalar tamamen ilmi ve aklidir. İzah edilemeyen hiçbir ceza söz konusu değildir.
Suçlar şöylece sıralanmıştır.
KAMUYA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇLAR:
a) Saldıran bir birliğin cephesinde yer almak suçtur. Askeri usullerle birlik imha edilir. Suç kollektiftir. Cezası yoktur. Tenkil yapılır. Tenkil bir daha suç işleyemez hâle getirmektir. Tenkil için mahkeme kararına gerek yoktur. Af tamamen geçerlidir. Komutan geçmişi değil geleceği değerlendirerek kararını verir. Af edebilir.
b) Hukuku tanımayan kimseyi hukuk himaye etmez. Bunların hukuku tanımadıklarına mahkeme karar vermelidir. Mahkeme kararı ile tenkil edilen kimse şahsan sorumlu olup ceza verilmez, tenkil edilir. Teslim olursa ve işlediği fiillerin cezasına razı olursa affedilir. Onun dışında af geçersizdir. Yakalandığı anda öldürülür, yahut kol-bacak kesilir, veyahut sürülür. Hangi cezalarla cezalandırılacağı mevzuatta bellidir.
c) Gizli işlenmiş suçlar, kamu hukukunu ilgilendirir. Çünkü devlet hukuku korumakla yükümlüdür. Gizli işlenmiş olması, devletin hukuku korumasına engel olmaktadır. Bunlar iki çeşittir. Mala karşı işlenmiş suçlardır. Cezası kol kesmedir. Küçük hırsızlıklar tazir cezaları ile cezalandırılır. İkincisi zina suçudur. 100 sopa atılır. Affedilemez. Yakın akrabalarla yapılan evlilikler ile açıkça yapılan cinsi ilişkiler fuhuş sayılır. Fuhuş vazgeçmekle affedilebilir. Bunlar ve içki müptelaları suç işleyemez hâle getirilirler. Bu ceza değil terbiyedir.
d) Suç iftirası. Devlete karşı işlenmiş kabul edilir. Bu suçların da affı yoktur. Ancak mağdurun şikayet şartı vardır. Şikayetten sonra affedilemez. Kaza çevresini terk eden takip edilmez.
KİŞİLERE KARŞI İŞLENMİŞ SUÇLAR:
a) Kişinin bedenine yapılan tasallut, kısasa tabidir. Ancak birçok hallerde kısastan düşer.
1) Mağdurun affı ile ağır diyete dönüşür.
2) Sübuttaki şüphe ile hafif diyete dönüşür.
3) Kasdın aşılmasında ağır diyete dönüşür.
4) Hata edilmişse hafif diyete dönüşür.
5) Denklik sağlanamazsa ağır diyete dönüşür.
6) Baba, başkan, komutan gibi terbiye ile görevliler kısasa tabi tutulmaz, ağır diyete dönüşür.
7) Kişi göç ederse ve diyet ödenirse, ağır diyete dönüşür.
8) Fiil bizzat haklı olarak ihkak-ı hak sebebiyle işlenmiş veya nefsi müdafa için işlenmişse, hafif diyete dönüşür.
b) Kişinin malına karşı işlenmiş suçlar. Bunlar tazminatla karşılanır.
c) Kişinin şahsiyetine karşı yapılan hakaretler, dayak cezası ile karşılanır. Affedilebilir.
d) Kişinin kendisine karşı işlediği suçlar da dayak cezası ile karşılanır. (Uyuşturucu kullanmak)
HALKA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇLAR:
a) Çevre kirliliği oluşturan fiiller.
b) Halk sağlılığını bozan fiiller.
c) Halkı rahatsız eden fiiller.
d) Halkın ahlâkını bozan fiiller.
Bunları işleyenler kendi kendilerine belirlenmiş cezaları verirler. Cezalar bunlarla savaşan vakıflara ödenir. Vermeyenler takip edilmez. Ancak böyle kimseler siteden sürülür.
Tazir Cezaları:
) İspat edilemeyen ama başkanların kanaat getirdikleri suçlar.
) Suç olmamakla beraber fitneye sebebiyet veren filler.
) Başkanın otoritesini sarsan fiiller.
) Suç olmadığı halde ora halkının inanç ve geleneklerinden dolayı suç saydığı fiiller.
Bunlar hakkında başkan te’dip edici ceza verebilir. Dayak atabilir. Kişi isterse bu te’dip cezasına razı olur, isterse siteyi terk eder. Başkan bu sürgünden sonra da affedebilir.
Cezaların Aslı:
a) Cezanın aslı ölümdür. Sonu ölüm olmayan hiçbir ceza caydırıcı olmaz. Sonra uzvun kesilmesidir. Sonra dayaktır. En sonu angaryadır, yani zorla çalıştırmadır. Hapis cezası yoktur.
b) Cezanın ikincisi sürgündür. İnsanlar bir yerden sürülmekle hapiste imiş gibi sıkıntı duyarlar. Çevresinden kopmuş olur. Sürülen eğer sürüldüğü yere gelirse öldürülür. Öldürülme desteğinde sürülme çok etkin bir cezadır.
c) Mali ceza ise kişinin borçlanma ehliyetini kaybetmesidir. Borcunu eda etmeyen kişiye uygulanacak en etkin cezadır.
d) Nihayet cezaların en hafifi, nakdi tazminattır. Ödeyemezse, zorla çalıştırılarak ödetilir.
Bunun dışında, aşağıdaki cezalar Adil Düzen’de yoktur:
a) Hapis cezaları yoktur.
b) Tutuklama veya yakalama yoktur.
c) Cebri icra yoktur. Borcunu ödemeyen borçlanma ehliyetini kaybeder, ödeyince itibarı iade edilir. Ölünce terekeden borçlar tasfiye edilir.
d) Kişinin kişiliği yok edilemez. Hiç kimse davacı ve davalı olma hakkından alıkonamaz. Kimsenin yeryüzündeki payına el konamaz. Boş yeri işgal edip her zaman yaşayabilir.
Burada işaret etmek gerekir ki, askeri suçlar dışında işlenmiş suçların affı caiz olsa bile, “Adil Düzen”de bunu kendi kaza çevresindeki başkanı yapabilir. Devletin böyle genel af çıkarma yetkisi sadece mevzuatta reform yaptıktan sonra mümkündür. Devlet işlenmiş fiillerin düzenin bozuk olmasından dolayı işlendiğini kabul eder ve reform yapar, bunun üzerine genel af çıkarabilir. Adil Düzen geldiğinde, Adil Düzen’den önce işlenmiş kamuya ve halka ait filler tamamen affedilecektir. Kişilere karşı işlenmiş suçlar da kısastan tazminata dönecektir.
BUGÜN NE YAPILABİLİR?
Devlet reform kanunlarını hazırlamadığı için affedemez.
Aşağıdaki şartlarla infazı erteleyebilir.
Madde 1- Hakemlerden oluşan tarafsız ve bağımsız yargı tesis edilinceye kadar, bundan önce işlenmiş suçluların ceza infazları ertelenmiştir. Hakemlerden oluşacak tarafsız ve bağımsız mahkemeler kurulduğunda, “Adil Düzen”e göre affı mümkün olanların affı af usullerle yapılacaktır. Diğerlerinin tüm cezaları tazminata dönüştürülecek ve ödeyemeyenler zorunlu olarak çalıştırılacaktır.
Madde 2- Hâlen davaları görülen fiillerin mahkemeleri devam edecek, yeni suçlar da muhakeme edilecektir. Ancak infazları ertelenecektir.
Madde 3- Mülki amirler istedikleri kimseleri kendi ilçelerinden sürebileceklerdir. Bu sürmede kişi mağdur edilmeyecektir. Hakkını mahkemede arayabilecektir.
Madde 4- Müdahil olabilecek kimseler sanık veya mahkumlarla anlaşarak affederlerse tamamen affedilmiş hâle gelirler.