DEVLET BORÇLARININ TASFİYESİ İLE İLGİLİ KANUN
( Ç A L I Ş M A S I )
Madde 1- Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin dış ve iç borçlarının tasfiyesi için Devlet Ödeme Bankası (DÖB) kurulmuştur.
Madde 2- Bankanın Sermayesi:
a) Ormanlar dahil kamuya ait kullanılmayan tüm araziler. (Ormanlık vasfı korunacak)
b) Zarar eden tüm iktisadi teşebbüsler. (Çalışanların hakları korunacak)
c) Değeri kadar gelir getirmeyen vakıf yerleri. ( Değeri kadarı ile borçlanacak)
d) Tüm kamu alacakları. (Sosyal Sigorta alacakları dahildir)
Madde 3- Bankanın Görevleri:
a) Kamuya ait dış borçların tasfiyesi.
b) Kamuya ait iç borçların tasfiyesi.
c) Kamu kuruluşlarının kârlı hâle getirilmesi.
d) Borçlarını ödeyemeyen özel teşebbüsleri kısmen veya tamamen devralarak kamu kuruluşları hâline getirmesi.
Madde 4- Bankanın Yetkileri:
) Bundan böyle kamu kuruluşları, mali imkanlarını kendileri bulsa bile Devlet Ödeme Bankası aracılığı ve kefaleti ile bu imkanları kullanabileceklerdir.
) Tüm yabancı Kamu veya kişi borç veya alacaklıları Devlet Ödeme Bankası’na muhatap olacaklardır. İMF ve benzeri kuruluşlarla her türlü pazarlık Devlet Ödeme Bankası tarafından yapılacaktır.
) Hükümetler ancak Devlet Ödeme Bankası’na borçlanacaktır.
) Tüm icra ve iflas işleri Devlet Ödeme Bankası’nca takip edilecektir.
Madde 5- Bankanın Oluşması: Banka siyasi partilerin son genel seçimde aldıkları oyları nisbetinde milletvekilleri, bölüştürme kuralı ile atadıkları 20 kurucudan oluşur. Partiler her zaman kurucularını değiştirebilirler. Kurucular;
) CHP tarafından 1
) DYP tarafından 2
) ANAP tarafından 3
) FP tarafından 4
) MHP tarafından 5
) DSP tarafından 6 olmak üzere 21 kişiden oluşacaktır.
Madde 6- Bankanın Genel Müdürünü Cumhurbaşkanı atayacak ve değiştirebilecektir. Bu genel müdür aynı zamanda Banka Yönetim Kurulu ve tüzel kişiliğinin başkanı olacaktır.
Banka tüzel kişilik sahibi olup yapısı Kooperatif yapısında olacaktır. Başkan kurucularla istişare ettikten sonra kararlarını re’sen alır. Yönetim Kurulu Üyelerinin hakemler nezdinde kararları iptal ettirme yetkileri vardır. İttifakla alınan kararlar ancak ittifakla değiştirilebilir.
Başkan alınan kararları yönetim kurulu üyelerinden birisine icra ettirir. Kendisi doğrudan icra etmez. Bütün yönetim kurulu üyelerinin her türlü denetimi yapma ve sorumlular aleyhine hakemlere gitme yetkileri vardır. Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Müdürün görevden alınması için hakemlere gitme yetkileri vardır. Hakemler kararı ile görevden alınan birini Devlet Başkanı yeniden başka hakemlerce ibra edilmedikçe bir daha atayamaz.
Madde 7- Bankanın kurulması ve görevlerin yerine getirilmesi ile ilgili kanun tekliflerini her zaman hazırlayıp Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderir. Cari mevzuata aykırı olmayan maddeleri kanun çıkmadan uygulamaya başlar. Meclis bu teklifleri bütçe, anayasa ve diğer kanun tekliflerinden önce görüşür.
Madde 8- Banka Yönetim Kurulları üyelerinden her biri aynı zamanda hakemdir. Ayrıca bunlar birer hakemi de atarlar. Hakemlerin hakemlikleri ancak hakem kararları ile düşürülebilir. Banka içindeki her türlü ihtilaflar hakemler yoluyla çözülür. Hakem kararları yargıtayca denetlenmez. Taraflar birer hakem seçerler, hakemler baş hakemi seçer. Hakem heyeti azledilemez. Hakemler kurulu hakemlik talimatını hazırlar ve şubeler için hakemler atayabilir.
Madde 9- Banka borçların tasfiyesinde aşağıdaki kaynakları kullanır:
a) Arazileri parseller ve imar projelerini hazırlar. Bu parselleri bu projeye göre imar edeceklere temlik eder. Arsa parasını borçları tasfiye için kullanır.
b) KİTlerin rasyonel çalışmaları için onları küçük ünitelere böler. Tesisleri, üretimden pay olmak üzere çalışanlara kiraya verir. Böylece kira gelirleri belirlenen KİT hisse senetlerini halka satar ve elde ettiği meblağı borçları tasfiyede kullanır.
c) Türkiye’de çalışmak isteyen yabancılara çalışma iznini verir, bunun karşılığında işverenlerden belirlediği bir meblağı alır ve bunları borçların tasfiyesinde kullanır.
d) Banka altın, toprak, demir ve buğday sertifikaları çıkarır ve işletmelere kredi olarak verir. Bu sertifikaları merkez bankasından aldığı nakit kredi ile alıp satar. İşletmeler likidite kazanan bu sertifikalarla iş yaparlar ve cirolarının bir payını bankaya verir. Banka da gelirinin beşte birini Merkez Bankası’na verir. Kalan kısımlarla borçlarını tasfiye eder.
Madde 10- Banka kendi alacaklarını her zaman iştirake çevirip tesislere ortak olur. İşletmeyi sertifikalarla destekler. Hisse senetlerini satabilir. Banka borçlarını iştiraklere çevirir. Karşı taraf anlaşmadığı takdirde borcu başka iştirakçilere devreder. Bunun için gerekli tavizi verir. Banka borçlarını günü gelmeden tasfiye eder. Kabul etmeyenlere faizi ödemez.
Madde 11- Bu kanunu Cumhurbaşkanı atayacağı Genel Müdür aracılığı ile re’sen yürütür. Genel Müdür Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı sorumludur. Kamu kuruluşları ile banka arasında çıkacak ihtilaflarda hakem Cumhurbaşkanı’dır.
Burada meclisin doğrudan doğruya icrayı üzerinde almış olduğu görülüyor. Bu kuvvetler ayrılığına aykırı gibi gözükebilir. İcranın parçalanmış olması mahzurlu sayılabilir. Ancak buna vereceğimiz cevap çok basittir. Bugün kanunları hükümete hazırlatmakla zaten icra ile yasama iç içedir. Kuvvetler ayrılığı laftadır. Kaldı ki, burada icranın iflas etmiş olmasından dolayı bu yola gidilmektedir. Normal zamanlarda ne yapılacağı sonra tartışılacak konudur. Şimdi batmakta olan devletimizi ve ulusumuzu kurtarmak zorundayız. Genel kurallar değil özel çareler aranmalıdır.
Daha önce; “Önce memurları sokağa döktüler, sonra polisleri sokağa dökecekler, sonra da orduyu bölüp ülkeyi yıkacaklar” diye yazmıştım. Bir-iki hafta geçmedi ki polis sokakta idi. Bunlar kehanet değildir. Ordu hakkındaki söylediklerim duruyor. Tek çıkar yol, hükümetin istifasıdır. Sonra asker müdahale etmek zorunda kalırsa, kimse orduya suç yüklemesin. Hükümet görevini yapamazsa, Meclis görevini yapmazsa; olacak şeyler 1960, 71, 80 ve 97’lerde olanlar olacaktır. Olmazsa, Türkiye gider... Olursa da, ordumuz biraz daha yıpranır ve ordumuz gider... Ordu gidince de devlet gider... Türkiye’deki Türk ulusu da yok olur... Türklerde atasözü vardır: “Sürüklenmektense buyurmak yeğdir.” Erbakan bunun için istifa etti. Ancak geç kaldı. Buyuramadı...
Bugün bu iş muhalefete düşer, ancak mahkemelik zavallı muhalefet korkudan titriyor.
Askerler konuşmadan önce Cumhurbaşkanı konuşmalı ve hükümeti istifaya davet etmelidir.
Batı Kore’de, İran’da, Irak’ta, Afganistan’da başarıya ulaşamadı.
Silah üstünlüğü ona zafer getirmedi. Batı er - geç yıkılacaktır.
Sırtını onlara dayayanlar da birlikte gark olacaklardır. Bizden söylemesi.
Önemli Not: Bu yazılarımızı internet aracılığı ile ilgililere ulaştırma siz dinleyenlerin görevidir.
Ben daha fazlasını yapamam!