Yeni yıl ve yeni üç aylar iyiliklere vesile olsun-46
Ocak-Şubat 2025 aylarındaki yazılarımızla ‘Erbakan Hocamızı anmaya’ devam…
Necmettin Erbakan Hocayı 14 yıldır yazılarımla anıyor ve anlatıyorum ama;
O’nu videolarla da anıp anlatmalıyız ki daha iyi anlaşılsın ve gereği yapılsın…
8 Şubat 2025 tarihli olup on binlerce izlenen bir video çalışması bunu yapmış...
Videonun başlığı ve sonraki açıklama şöyle: “ERBAKAN HOCA KİMDİR?”
“O’nu Anlayabilecek Kadar Zeki Miyiz? İstenmeyen Adamın Sonsuz Haklılığı...”
Devamında iki cümleden oluşan açıklama var;
“O’nu anlamak…” ve “O’nun haklılığı…”
***
ERBAKAN HOCA KİMDİR?-9 (Videoda O’nun haklılığını anlamaya devam…)
Erbakan Hoca Millî Görüş’ü kendi cümleleriyle şöyle açıklar: Kaynaklarımızı millî gücümüzü kullanarak millî hayallerimizi canlandırmak ve gerçekleştirmek için yaptığımız hareketlerin hepsidir. Muhafazakâr olduğu için itilen dışlanan kovulan insanlar artık Millî Nizam Partisi sayesinde siyaset arenasında söz sahibi olabilecekti. Parti sadece muhafazakarların partisi değildi elbette. Hakları elinden alınanların, haksızlığa uğrayanların, adalet arayışında olanların, hangi kesimden olursa olsun ezilenlerin de partisiydi.
Her ne kadar büyük bir amaç için yola çıksalar da Millî Nizam Partisi uzun ömürlü olmadı, 12 Mart Darbesi ile birlikte parti kapatıldı ve kepenkler çekildi.
Erbakan Hoca durmadı, parti kapatıldıktan bir yıl sonra Millî Selamet Partisi'ni kurdu. “Millî Selamet Partisi'nin bir inanç ve fikir partisi olarak kurulması karşısında Halk Partisi ve Adalet Partisi de belli fikirler etrafında toplanmak mecburiyetinde kalmışlardır.”
1973 seçimlerinde MSP %12'lik bir oy alarak Meclis’e girmeyi başardı. 48 milletvekili ve 3 senatör ile parlamentonun içindeydi artık. Partinin logosu olan anahtar aslında parlamentonun da anahtarıydı çünkü o olmadan hükümet kurulması imkansızdı. O olmadan ya partiler birbirleriyle anlaşamadıkları için koalisyona yaklaşmıyor ya da tek başlarına yeterli olmuyorlardı. Erbakan'a ihtiyaç vardı ve 1973 yılında CHP ile birlikte koalisyon kuruldu. Farklı görüşlerde olunmasına rağmen birleşme sebepleri hay ilgi çekiciydi. Bu iki parti de ideoloji partisidir, diğerleri ise kitlelerin partisidir, ana gerekçe buydu. Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan artık birlikteydi. İktidarda Millî Görüş’e yani Necmettin Erbakan'a Başbakan Yardımcılığı ve Ekonomik Kurul Başkanlığı görevi verildi. Erbakan bu kez beyninin içini yiyip bitiren sanayi hamlesini gerçekleştirme fırsatı yakalamıştı. Amacı belliydi, söyledikleri netti. Biz topyekûn kalkınmak zorundayız. Neye ihtiyacımız varsa, gübreden ilaca, motordan elektriğe, arabadan sanayi malzemelerine hepsini biz üretmeliyiz. Sağcı-solcu fark etmez, tüm mühendisler bağımsızdır, ülkesine faydalı olabilecek her bilim adamı her mühendis bizim kapımızı çalabilir onların fikirleri ve düşünceleri bizim için mühimdir.
“Türkiye’miz ağır sanayi kuruyor. Traktörün parçasını getirip monte edecek değil. Milletimizin inancı bütün güçlükleri yenecek kabiliyettedir.” (Necmettin Erbakan)
Erbakan'a göre bağımsız ülke olmanın ana unsuru sanayileşmekti. Bu yüzden ara vermeden fabrika açma faaliyetlerine başlar ve özellikle Anadolu'da peş peşe her alanda açılan fabrikaların temel atma törenlerine katılır, temelini bizzat kendisi atar.
“Faiz demek çalışmadan çalışanların hakkını sömürmek demektir. Faizin manası budur. Asıl faydalı olan ülkesinde yaşayan 70 milyon insana hizmet edebilmektir.”
Erbakan tek başına çıkıyor Gümüş Motor’u kuruyor, tek başına çıkıyor Devrim otomobillerinin yapımını üstleniyor ve bizse onu geç anlayan bir nesil olarak şu an onun hayallerini gerçekleştirmeye çalışıyoruz hem de 60 yıl sonra.
Bazıları Erbakan Hocanın yapmak istediklerini ütopik gördü, ‘Hoca hayal kuruyor’ dediler, ‘imkânsız’ dediler, ‘bu mümkün olamaz’ dediler ama o inandı ve bu inanç doğrultusunda 3 sene içerisinde 250'den fazla fabrikanın temellerini attı.
(Devamı var)