Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016
12095 Okunma, 4 Yorum

KUR’AN’DA BAŞKANLIK HUKUKU RESULLÜK ÖRNEĞİ İLE ANLATILMAKTADIR. BAŞKANLAR, İLMÎ DAYANIŞMA ORTAKLARINCA SIRALAMA USULÜ İLE ATANIRLAR. KUR’AN’DA BİAT SİSTEMİ VARDIR. (Kur’an, 9/111, 60/12, 48/10, 48/18)

Emrolunan biat etmektir; biat almak, biat edenler varsa alınır. (Kur’an, 60/12)

Herkes biat etmekle emrolunmuştur. Sadece sırasını tercih edebilir. Biat etmeyenler o topluluğu terk ederler. (Kur’an, 9/6)

Başkan namazı kıldırır. (Kur’an, 4/102)

Beş vakit namaz ve cuma namazları farzdır. Öyleyse iki çeşit imam var; vakit namazı imamı, cuma namazı imamı. (Kur’an, 62/11, 4/103)

İmam hakemdir, hâkim değildir. (Kur’an, 4/65)

İmam kendisi doğrudan iş yapmaz. (Kur’an, 18/28)

İmam sorumsuzdur. (Kur’an, 48/2)

İmamın yakın meclisi vardır. (Kur’an, 5/172, 56/11, 83/21, 83/28)

Onlar ilk sabıklardır. (Kur’an, 56/10,

Başkanların veziri vardır. (Kur’an, 56/186, 25/35)

Başkanın görevlisi vardır. Kendi halkından oluşur. (Kur’an, 4/59)

Başkan yargılanabilir. (Kur’an, 69/46)

Herkes kendi yaptığından sorumludur. (Kur’an, 52/21, 74/38)

Kimseye kimsenin yükü yüklenmez. (Kur’an, 6/164, 17/15, 25/18, 53/38)

Savaşta hukuk düzeni kalkar, askeri düzen gelir. (47/4)

Barışta suçluya ceza verilir ve cezanın aslı kısastır. (Kur’an, 2/19, 5/87, 7/57, 10/71)

Savaşta suçlu değil düşman öldürülür. (Kur’an, 8/57, 2/191, 9/91, 33/6)

Yukarıda BAŞKAN ve BAŞBAKAN ile ilgili ayetlerin bir kısmının sure ve ayet numaralarını verdim. Bunlardan manalar çıkarabilmemiz için Allah’ın müçtehitlere bildirdiği FIKIH USULÜNÜ bilmek ve kullanmak gerekir.

Bu konuda bir KUR’AN’dan bir de SÜNNET’ten misal vereceğim.

Karı koca şirk içinde iken Müslüman olsalar, onların yaptıkları nikâh geçerli midir, yoksa yeniden nikâh yapmak mı gerekir? Müçtehitler buna Tebbet Suresi’nin bir ayetiyle fetva vermişlerdir. Tebbet Suresi’nde “ve imraetehu (karısı)” diyor. O halde müşrik iken de karı-koca hükümleri geçerlidir. Buradaki bir kelimeden müşriklerin tüm akitlerinin de geçerli olduğu, mallarının kendilerine ait olduğu hükümleri çıkar. İşte, Kur’an böyle bir kelime ile bir kurumun düzenini kurar. Bunu anlamak İLİM VE RUSUH ile olur.

Başka bir örneği de Sünnet’ten verelim. Bir sail, hayızlı olan kadının ölüyü yıkayıp yıkayamayacağı sorusunu sormuş, bir türlü cevap alamamış. Bir gün hadis âlimlerine gitmiş, bakmış ki bütün hadisleri biliyorlar, değişik raviler üzerinde tartışıyorlar. Adan işte buldum demiş ve onlara sormuş. Onlar da birbirlerine bakmış, kimse cevap vermemiş. Orada bir fakih varmış, o cevap vermiş: Yıkayabilir demiş; çünkü Hazreti Ayşe hayızlı iken Hazreti Peygamberi yıkamıştı, diriyi yıkayan ölüyü hayda hay yıkayabilir demiştir. İşte, Fıkıh budur, Usulü Fıkıh budur. Biz böyle içtihat yapmazsak ne Kur’an’da ne de Sünnet’te bir delil bulamayız, bir mana anlayamayız.

Eğer teknik resim yapacaksanız, düzlem üzerinde nokta seçersiniz, o noktadan sağa ve yukarıya doğrular çizersiniz. Kur’an sana düzlem üzerinde bir nokta seç der. Hangi yerde seçeceğini söylemez, sana bırakır. Doğruları seç der. Biri X diğeri Y olsun der. Ama hangisinin X hangisini Y olacağını söylemez. Böylece şeriatta Kur’an’ın emirleri ile senim tercihlerin birleşir ve sonunda sonuç ortaya çıkar. Buna “İÇTİHAT” diyoruz.

BAŞKANLIK VE BAŞBAKANLIK sistemlerinde de bu tür tercihler vardır. BAŞKAN ASKER OLUR, sivil başbakan atayarak ülke yönetilir; yahut BAŞKAN ÂLİM OLUR, kendisine bir komutan atar. Kurumları o yönetir. Biz, BAŞKANIN İKİ BAŞBAKANI OLSUN diyoruz; başbakan ekonomik işlere baksın, genelkurmay başkanı da idari işlere baksın diyoruz. Ekonomide merkezi yönetim olmadığı için bakanlara karışmasın, başbakan da karışmasın. Askerlikte merkezi sistem esas olduğu için başkan orduyu fiilen yönetir.

Recep Tayyip Erdoğan’ın kızının nikâh şahitleri bu sistemi çok iyi temsil etmişlerdir.

 

 


YorumcuYorum
Hüseyin Kayahan
22.05.2016
18:15

BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA …?

27.08.2014; İzmir

 

تَسْلِيمً وَسَلِّمُوا عَلَيْهِ صَلُّوا آمَنُوا الَّذِينَ أَيُّهَا يَا النَّبِيِّ النَّبِيِّ عَلَى يُصَلُّونَ وَمَلَائِكَتَهُ اللَّهَ إِنَّAhzab;33/56

İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhâllezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ(teslîmen).

1. innallâhe (inne allâhe) : muhakkak ki Allah

2. ve melâikete-hu : ve onun melekleri

3. yusallûne : salât ederler

4. alen nebiyyi (alâ en nebiyyi) : peygambere

5. yâ eyyuhâ : ey

6. ellezîne : onlar, o kimseler

7. âmenû : âmenû oldu, Allah'a ulaşmayı diledi

8. sallû : salat edin

9. aleyhi : ona

10. ve sellimû : ve selâm verin, salât edin

11. teslîmen : teslim olarak, selâm ederek

 

Cuma günleri, iç ezandan önce müezzinin okumasına alıştığımız ve daha önce bir makalemde de kısaca atıfta bulunduğum bu ayet, genellikle yukarıdaki gibi çevrilmektedir. O makalemde Allah, Melek ve Nebi kelimelerinin “SOSYOLOJİK” karşılıklarına dikkat çekmeye çalışmıştım. Sonunda da gücü yeten ve ilgisi olanlardan yardım talep etmiştim. (Tabii, zayıf olan hafızam beni yanıltmıyorsa…)

 

Yarın, Türkiye için yeni (en azından değişik, alışılmadık) bir dönemin başlangıcı olacak.Cumhurbaşkanının bundan böyle “BAŞKAN” gibi davranacağı söyleniyor. Bu vesile ile bu konuya tekraren dikkat çekmek istedim…

 

Allah” kelimesinin özel bir kelime olduğunu, herhangi bir türevi olmadığını ve sadece Allah’ın zatına mahsus/özel olduğunu; fakat ilginç bir şekilde kendisine mahsus/özel olan bu ismi, yine kendisi; (zira Kitabı oluşturan, gönderen odur) başka bir varlık için de kullanmaktadır. Öyle ayetler vardır ki, orada geçen Allah kelimesini, Allah’ın zati ismi olarak alırsanız, anlamsızlık oluşmaktadır. Oradaki Allahlafızlarını ancak “Topluluk, Kamu, Devlet” olarak alırsanız mantıklı bir cümle çıkmaktadır. Topluluğu da; önce “tüm topluluk”, ama hukuki olarak da onu tam ve yetkili olarak ilzam ve temsil eden kurum olarak “Meclis/Şura/parlamento/v.b.” şeklinde anlarız.

 

Melek” ise; (melik (YÖNETİCİ), malik (SAHİP) benzer anlamdadır) devleti, ülkeyi yöneten, yürüten; bugün adına “bürokrat” dediğimiz kimselerdir ve “bürokrasi” dediğimiz kurumdur. Yönetme, Yürütme, Yasama, Yetiştirme Kurumlarının en başından en alt tabakasına kadar, temsil etmeye “yetki almış olan” insanların tamamını kapsayan bir terimdir.

 

(En)NEBİ” ise; Başkan, Devlet Başkanı, Cumhur Başkanı demektir. Buradaki belirlilik takısı “ahd” için kabul edilirse bu anlam doğru olur. O zaman bu Nebi; bir tane ve tek Nebi olur ki, bu da yaşayan ve canlı olan ve o devlette en tepede olan; tüm halkın (Bu, meclisin, tüm milleti temsil etmesiyle böyledir), ve bürokrasinin kendisine “salat” ettiği kişidir ve “ellezine amenu olanların” da / ”iman etmiş olan (teşkilatlı) kimselerin” de ona “teslimen teslim (?)” etmeleri emredilmektedir.

 

Resul” ise; bu ayette yoktur. O, bugünkü uygulamada yürütmenin/hükümetin başıdır. Ona Başbakan denmektedir.

 

Bu ayet, yukarıda değindiğim gibi; Cuma günü, Cuma toplantısında, “BAŞKAN”ın minbere çıkıp, hitap edeceğini ve duyuran ve herkesi dinlemeye çağıran “iç ezandan” önce okunur ve herkese devletin yapısını hatırlatır.

 

Cuma Namazı, “siyasi” bir namazdır. Kuran’da bu “es Salat el Vusta/ORTA NAMAZ” olarak adlandırılır. (Gramer bilgime güvenmemekle birlikte, Salatın müzekker, Vusta’nın müennes (veya çoğul) olduğunu zannediyorum. Vusta değil de, “vasat” gelmesi gerekmez miydi? Dilciler analiz ederler…)

 

Orta Namaz”, ortada olan, orta yerde kılınan, ortalık namazı manasındadır.Günlük namazlar 6 vakittir, çift olduğundan dolayı ortası yoktur. Ayrıca 5 vakit kabul edilerek tek kabul edilse bile, devri/dairesel döngüde olduğu için, hepsi diğerlerinin ortasındadır, her hangi biri orta namaz değildir, ya da hepsi orta namazdır. Günlük Namazlar, Ocak/Aşiret mescitlerinde kılınır ama Cuma Namazı ise bunlara yaklaşık eşit mesafede ve onların ortasında bir yerde olan “Cuma Mescidinde” kılınır. Bu yer, Ocakların merkezi olan BUCAK’tır. Buradaki mescit kapalı bir mekan da olabilir, açık bir meydan da olabilir. Burada sadece Cuma Namazı kılınır, günlük namazlar kılınmaz. Diğer mescitlerde başka bir cemaat oluşturulmadığı gibi, münferit de olsa, Cuma Camisindeki namaz bitip, cemaat dağılmadan Öğle Namazı da kılınamaz. Başkana (Bucak Başkanına) biat; Cuma Namazına iştirak edip, onun “HUTBEDE” söylediği haftalık buyruk, yasak, dilek ve tavsiyelerini dinlemekle olur (semi’nâ ve ata’nâ denmiştir). “ÜÇ DEFA” peş peşe bunu yapmayan o başkana itaat etmemiş sayılır. Peygamber; “üç defa Cumaya gelmeyen bizden değildir” demiştir.

 

Bugün bütün bu manalar unutulmuş, Cuma ve Hutbe kavramları yozlaşmış, bunun sağladığı fonksiyonlar kaybolmuş, ücretli adamlar mimbere çıkıp, yarısı Arapça, yarısı Türkçe ama sosyal/siyasi organizasyonla alakasız dilek ve temenniler söylemekte, cemaat de uyuklamaktadır. Günlük namazlar bütün mü’minlere, Cuma ve kıyasla diğer bayram namazları ise, yalnızca “ellezine amenu” olanlara farz, emir ve zorunluluktur. Başkanın emir ve nehiylerini öncelikle onlar bilmek ve uygulamak zorundadırlar. Normal mü’minlere (kadınlar da dahil olarak) kıyasla vacip olabilir. Ayetin başındaki muhataplar “ellezine amenû” olanlardır… Bayram namazları da böyledir.

 

Orta Namazlar aslında ÜÇ(3)TÜR. Vusta çoğul da olabilir ve en az üç olur. Öyle olmasa bile; “KIYASLA” Ramazan ve Kurban Bayram Namazları Cuma Namazı gibi “VUSTA NAMAZ”dır. Ramazan Bayramı Namazı; “İL/ŞAAB” namazıdır ve İl (ortasında) merkezinde ve tek yerde (ilin meydanında ve Bucaklardan gelenlerle) kılınır ve başka yerde kılınmaz. Bu namaz da bitinceye kadar yine münferit veya cemaatle namaz kılınmaz. Bu namazın hutbesinde İl Başkanı/(seçilmiş)VALİ çıkıp, İl ile ilgili olan buyruk, yasak, geçmiş yılın muhasebesi ve gelecek yılın planlarını anlatır, namazı kıldırır. Bucak başkanlarına her yıl, diğer “ellezine amenû olanlara” ömürde en az bir kere vaciptir. Diğer müminlere sevaptır.

 

Kurban Bayramı Namazı ise; devlet merkezinde, ülkenin “ORTASINDA” kılınır.Hutbeye Devlet Başkanı/Nebi çıkar ve benzer şekilde, ülke çapında olmak üzere, geçmiş yılın muhasebesini, gelecek yılın planlarını ve tüm ülkeyi ilgilendiren icma/buyruk/yasakları anlatır, namazı kıldırır. Bu namazdan sonra katılanlara ziyafet verilir. Hacca gidenler için bu namaz Arafat’taki “vakfe”dir. Orada da ziyafet (kurban) vardır. İl başkanlarına her yıl farz, bucak başkanlarına ömürde bir kere vacip (veya farz-ı kifaye), ellezine amenu olanlara müstehaptır.

 

Bu üç  namaz siyasi yapılanmanın temelidir ve bizler bunlara yeniden anamlar vermeliyiz. Bu makalenin konusu bu olmamakla birlikte, kısaca değinmeden geçemedim. Usul böyledir. Madem ki “mü’min” ile “ellezine amenu” aynı değildir, aralarında fark vardır; öyleyse bunlara bağlı bütün hükümler değişir ve farklılaşır. Bu ikisi aynı derseniz her şey yerinde kalır, ama farklıdır derseniz her şeyi yeniden tarif etmeniz, sistemi en baştan ve yeniden kurmanız gerekir. Ayet ve hadislerde çok açık bir şekilde; “mümin” ve mislim” farklı tarif edildiği halde; Ebu Hanife, “ikisi aynıdır” demiştir, Zira onun zamanında bu farklılıkların kurumları oluşmamıştı.

 

Bu makalese esas dikkat çekmek istediğim konu ise, “melâiketihî” kelimesinin sonundaki “hî” zamiridir. “O”, “Onun” manasına gelen bu zamir, Allah’a gitmektedir. Buradaki kabulümüzle “devlete”, yani onu tam temsil ve ilzam eden “meclise” gitmektedir. Burada bana göre, değişik bir parlamenter sistem ön görülmektedir. Melikler/BÜROKRATLAR, meclisin bürokratları olacaktır. Onları meclis yetkilendirecek, meclis denetleyecek ve azledecek demektir. Türkiye Cumhuriyetinde bunu meclis değil, hükümet/yürütme yapmaktadır. Ben kamu yönetimi okumadığım için bilgim azdır ama mesela ABD’de bakanları meclis tayin etmekte ve azletmektedir ve bakan olanın milletvekilliği düşmektedir. Değişik ülkelerde de pek ala farklı uygulamalar da olabilir. Biz tekrar okuyup, tekrar düşünüp yeniden yapılandırmalıyız.

 

Halk tarafından doğrudan seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan da “Türk Tipi” bir başkanlık modeli. Üstadın da sık sık vurguladığı gibi, Türkiye’de meclisi güçlendirmek gerekmektedir. Çünkü teorik olarak ondan daha yetkili kurum yoktur. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” cümlesi bunu ifade eder ve meclisin tam ve tek yetkili olarak “milleti” temsil ettiği kabul edilir. Bunda nerdeyse insanlık icması vardır. Bu yetkiye ortak olmaya çalışan her türlü parelel/şirk/müşrik oluşum önlenilmelidir. Bu yetki paylaşılamaz, buna kimse ortak edilemez. Aksi halde bu tam bir (sosyal) şirk, müşriklik olur. Bu küfürden, kafirlikten de eşeddir.

 

Öyleyse çeviri şöyledir:

 

Meclis ve ONUN yetkilileri/yöneticileri/bürokratları BAŞKANA Salat ediyorlar (onun için toplanıyorlar), ey iman etmiş olan (iç ve dış güvenliği taahhüt etmiş, seçme ve seçilme yetkisine haiz olan) kimseler, siz de onu, “teslimen selamlayın (bu ibareyi açmak gerekiyor…)”. Bu ibareye, “Onunla tam barışıklık içinde olun” manası verilebilir ama pratik olarak bunun bir karşılığı olması gerekiyor.

 

Saygılarımla.

H.Kayahan

Hüseyin Kayahan
22.05.2016
18:16

YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK

İzmir;18.03.2015

Sayın CUMHURBAŞKANIMIZ ve diğer İLGİLİLERE AÇIK MEKTUP

 

Âl-i İmrân Sûresi, 26. Ayet:

 

قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَنْ تَشَاءُ وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَاءُ وَتُعِزُّ مَنْ تَشَاءُ وَتُذِلُّ مَنْ تَشَاءُ بِيَدِكَ الْخَيْرُ إِنَّكَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

 

Kulillahümme malikel mülki tü'til mülke men teşaü ve tenziul mülke mimmen teşa'* ve tüızzü men teşaü ve tüzillü men teşa'* bi yedikel hayr* inneke ala külli şey'in kadır.

De ki: "Ey mülkün sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin. Dilediğinden de mülkü çeker alırsın. Dilediğini aziz edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır senin elindedir. Şüphesiz sen her şeye hakkıyla gücü yetensin."

 

27.08.2014 tarihinde, AHZAB suresinin 56. Ayetini irdelemiş ve bu ayetin yeni bir başkanlık sistemi öngördüğünü söylemiştim.

Bugün, bunu teyit eden yukarıdaki ayeti irdelemeye çalışacağım.

 

Sosyoloji/toplulukların yapısı düşünüldüğünde “Allah” lafzı; topluluğun bütününü, özel olarak da, onu temsil ve ilzam eden “meclisi” ifade eder.

 

“Mülk”, Türkçede kullana geldiğimiz “mülk-i erkan” ifadesinden de anlaşıldığı gibi, “yönetici sınıfı, yüksek bürokrasiyi” ifade eder.

 

Ayette bürokrat/yönetici ve makamların sahibinin meclis olduğu belirtilmekte; bunları dilediğine/dileyene “ita ettiğini/verdiğini”, dilediğinden de “tenzi’ ettiğini/soyup aldığını”, dilediğini “aziz kıldığını/yetkilendirdiğini”, dilediğini de “tenzil ettiğini/düşürdüğünü” ifade etmekte; “Hayrın/Vakıfların da yine “meclis eliyle” olduğunu söylemektedir.

 

Bugün bürokratlar yürütme tarafından atanmakta ve azledilmekte (hatta hiç azledilememekte); ya da biraz zorlaştırılarak, 3’lü kararname ile atanmaktadır. Dünyada da benzer olduğunu sanıyorum. Bazı ülkelerde sadece bakanlar meclis tarafından seçilmekte, diğer bürokratlara meclis karışmamaktadır.

 

Meclisler tüm topluluğu temsil ederler ve süreklidirler. Topluluk var olduğu sürece kayıtsız ve şartsız egemenlik milletin adına onundur. O kimseye karşı tasarruflarından sorumlu değildir, “la yüs’eldir”; onu sorgulayacak başka bir makam yoktur. Bu egemenliğini kendi seçtiği yöneticiler aracılığı ile kullanması kadar tabii başka bir şey yoktur.

 

Diğer ayetler de bu gözle taranmalı, içinden geçtiğimiz şu günlerde, “Türk Tipi”; daha doğrusu, Kurandan istidlal ederek yeni bir devlet yönetimini/yapılanmasını tarif etmemiz gerekir.

 

Her zamanki soru ile bitireyim: “Men ensarî ila ALLAH”. Hz. İsa bu çağırısı ile; “Allah İÇİN benim ensarım/yardımcılarım kimdir?” demiyor; “Allah’a benim ensarım/yardımcılarım kimdir?” diyor. “Li” ile değil, “İla” ile söylüyor…

 

Devlete, devlete giden yolda, bana yardımcı olabilecek kimse kimdir?

 

Saygılarımla.

Hüseyin Kayahan

Hüseyin Kayahan
22.05.2016
18:27

Kurban (DEVLET) Bayramınız kutlu olsun. Örneğin geçmiş yazıların birinde dedim ki;

madem ki günlük namazlar aşiret/ocak,

cuma namazı kabilenin/bucağın namazıdır;

öyleyse Ramazan Bayramı namazı İLİN,

KURBAN BAYRAMI NAMAZI da DEVLETİN NAMAZIDIR dedim.

Hz. Peygamber kıldırdığı Cumayı merkez bucağının başkanı, kıldırdığı Ramazan Bayramını Medine ilinin başkanı, kıldırdığı Kurban Bayramını Devlet Başkanı olarak kıldırmıştır. Veda Haccında ise İnsanlık başkanı olarak kıldırmıştır.

O zaman bu farklar bilinmiyordu, hepsi içiçeydi, şimdi tefrik ediyoruz.

Karagülle de geçen seminerde bu görüşüme iştirak etmiştir. Cuma namazı sadece "ellezine amenu" olanlara emirdir dolayısıyla onlara farzdır, diğerlerine kıyas ile farz olabilir, demiştim; bu görüşüme de iştirak etmiş görünüyor.

H.Kayahan

Hüseyin Kayahan
22.05.2016
18:44

Özetle;

bütün namazları bir başkan kıldırır.

Günlük namazları Ocak başkanı,

Haftalık namazları Bucak başkanı,

Ramazan Bayramı namazını İlin (merkez bucağının) başkanı,

Kurban Bayramı namazını Devlet (başkentin merkez bucağının) başkanı,

Hacdaki Kurban bayramı namazını da Mekke (merkez bucağının/Harem'in) başkanı kıldırır.

Farz namazların münferiden ifası istisnadır. Aslolan ilgili başkanın ardında kılmaktır.

Her birim için 3 defa o katılımı yapmamak onlardan ayrıldığına delildir. Peygamber cuma namazı için, "özürsüz 3 defa terk eden bizden değildir" demiştir.

"Mümin" ve "ellezine amenu" olanların bu namazlara katılımlarının hükümleri farklıdır (eski bir makalemde izah etmiştim).

Salat/Namaz (her kademedeki) topluluğun toplantısı olduğu için kamu hizmetlerinden sorumlu olmayan müslimler bu toplantılara/namazlara iştirakle yükümlü değildirler, katılırlarsa katılımları geçerli/makbuldür.

Saygılarımla.

H. Kayahan 





Son Yorumlanan Makaleler
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 3427 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 3534 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3647 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 3385 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 3172 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 3057 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 3090 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 3078 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 3066 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 3089 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
28.02.2021 2732 Okunma
1 Yorum 28.02.2021 11:03
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ (6)KUR’AN VE TARİH
10.02.2021 2721 Okunma
1 Yorum 12.02.2021 03:46
Süleyman Karagülle
AŞI OLMAYACAĞIM
6.02.2021 3397 Okunma
1 Yorum 09.02.2021 07:53
Süleyman Karagülle
ERDOĞAN’IN ZİYARETLERİ
28.01.2021 2741 Okunma
1 Yorum 30.01.2021 13:34
Süleyman Karagülle
SAADET PARTİSİ
29.01.2021 2724 Okunma
1 Yorum 30.01.2021 13:34
Süleyman Karagülle
KEHANET
13.12.2020 2777 Okunma
1 Yorum 14.12.2020 13:04
Süleyman Karagülle
ALTERNATİF MEDYA
11.12.2020 2690 Okunma
1 Yorum 11.12.2020 14:11
Süleyman Karagülle
ANLAMIYORUM
27.11.2020 2901 Okunma
1 Yorum 27.11.2020 21:44
Süleyman Karagülle
Kudüs Yahudilerindir
18.09.2020 3903 Okunma
1 Yorum 18.09.2020 20:53
Süleyman Karagülle
İki seçim
5.09.2020 2938 Okunma
1 Yorum 06.09.2020 17:06
Süleyman Karagülle
İsabetli Teşhis
2.09.2020 2975 Okunma
1 Yorum 02.09.2020 19:12
Süleyman Karagülle
Yanılgı
20.08.2020 3224 Okunma
3 Yorum 20.08.2020 21:33
Süleyman Karagülle
Acayip bir dünya
18.08.2020 3153 Okunma
2 Yorum 18.08.2020 16:09
Süleyman Karagülle
Geleceğin Dengesi
14.08.2020 2476 Okunma
1 Yorum 16.08.2020 22:05
Süleyman Karagülle
Seçim nasıl olmalı?
10.08.2020 3228 Okunma
1 Yorum 10.08.2020 21:19
Süleyman Karagülle
Ne yapmamız gerekiyor?
6.08.2020 4321 Okunma
4 Yorum 08.08.2020 20:00
Süleyman Karagülle
Kadın Hakları
4.08.2020 3398 Okunma
3 Yorum 04.08.2020 20:47
Süleyman Karagülle
Mısır
23.07.2020 3579 Okunma
2 Yorum 23.07.2020 21:49
Süleyman Karagülle
Hakem kararı
19.07.2020 3319 Okunma
2 Yorum 20.07.2020 11:10
Süleyman Karagülle
15 Temmuz
17.07.2020 3062 Okunma
1 Yorum 17.07.2020 14:12
Süleyman Karagülle
Ayasofya
12.07.2020 3393 Okunma
1 Yorum 13.07.2020 11:51
Süleyman Karagülle
Eleştiri
7.07.2020 3530 Okunma
2 Yorum 08.07.2020 18:40
Süleyman Karagülle
Kimse Anlamak mı İstemiyor, ya da Biz mi Anlatamıyoruz!
31.05.2020 4728 Okunma
5 Yorum 01.06.2020 12:20
Süleyman Karagülle
Koronavirüs Gerçeği
26.05.2020 3246 Okunma
2 Yorum 28.05.2020 09:12
Süleyman Karagülle
Acilen Yapmanız Gerekenler
17.05.2020 3535 Okunma
1 Yorum 25.05.2020 11:25
Süleyman Karagülle
Dolar, Altın Bono ve Krize Çözüm
11.05.2020 4273 Okunma
1 Yorum 14.05.2020 00:57
Süleyman Karagülle
İki Farklı Yayın Organı
3.05.2020 3337 Okunma
2 Yorum 06.05.2020 18:06
Süleyman Karagülle
Koronavirüs bahanesiyle intihara gidiliyor!
13.04.2020 4545 Okunma
4 Yorum 29.04.2020 02:01
Süleyman Karagülle
Kebirlik Yaşı ve ...
26.04.2020 3341 Okunma
3 Yorum 27.04.2020 14:21
Süleyman Karagülle
VİRÜS TUFANINDAN KURTULMAK
12.04.2020 3269 Okunma
2 Yorum 12.04.2020 15:24
Süleyman Karagülle
KORONAVIRÜS VE SEMT KOOPERATIFLERI
6.04.2020 3604 Okunma
1 Yorum 06.04.2020 12:30
Süleyman Karagülle
Çin Virüsü Dünyayı Kurtarabilir!
17.02.2020 5665 Okunma
6 Yorum 23.03.2020 09:49
Süleyman Karagülle
Virüs! (Kovid-19) vs. !!!
22.03.2020 3922 Okunma
1 Yorum 22.03.2020 15:42
Süleyman Karagülle
Suriye Anayasası Önerisi
15.03.2020 4241 Okunma
1 Yorum 18.03.2020 07:45
Süleyman Karagülle
ABDULLAH GÜL: PARLAMENTER SİSTEME DÖNMEK ŞART
15.03.2020 3484 Okunma
1 Yorum 16.03.2020 07:32
Süleyman Karagülle
İstihare Usulüm Nedir?
2.03.2020 3784 Okunma
1 Yorum 10.03.2020 06:52
Süleyman Karagülle
Suriye’de Oyun Devam Ediyor
8.03.2020 3804 Okunma
1 Yorum 09.03.2020 07:10
Süleyman Karagülle
Kanal İstanbul Nasıl Yapılmalı?
25.02.2020 4040 Okunma
1 Yorum 25.02.2020 12:03
Süleyman Karagülle
İdlib’de Savaş ve Yapılması Gerekenler
9.02.2020 4079 Okunma
1 Yorum 09.02.2020 11:36
Süleyman Karagülle
Türkiye ne yapmalı?
30.01.2020 4227 Okunma
1 Yorum 30.01.2020 14:57
Süleyman Karagülle
Kuran ve Çin
5.01.2020 4279 Okunma
2 Yorum 24.01.2020 23:07
Süleyman Karagülle
İran ve Türkiye Ne Yapmalı?
19.01.2020 4033 Okunma
1 Yorum 21.01.2020 06:14
Süleyman Karagülle
İstihare
24.12.2019 4695 Okunma
1 Yorum 24.12.2019 16:14
Süleyman Karagülle
ÇİN, DÜNYA VE ORTAKLIK SİSTEMİ
2.12.2019 5940 Okunma
2 Yorum 03.12.2019 13:52
Süleyman Karagülle
KİŞİ YÖNETİMİ
4.11.2019 5002 Okunma
1 Yorum 29.11.2019 18:57
Süleyman Karagülle
İşçilik Sisteminden Ortaklık Sistemine
27.10.2019 4858 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 13:18
Süleyman Karagülle
Ortaklık Sistemi Uygulamaları
27.10.2019 4268 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 13:18
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu: Kim Yapacak?
20.10.2019 4574 Okunma
1 Yorum 20.10.2019 10:50
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu: Ne Yapmalıyız?
20.10.2019 4521 Okunma
1 Yorum 20.10.2019 10:49
Süleyman Karagülle
İSLAM DÜZENİNDE EKONOMİ
13.10.2019 4857 Okunma
1 Yorum 14.10.2019 16:48
Süleyman Karagülle
BATI DÜZENİNDE EKONOMİ
13.10.2019 4389 Okunma
1 Yorum 14.10.2019 16:48
Süleyman Karagülle
Sermaye’nin Hedefi ve Kur’an’ın Dedikleri
30.09.2019 4906 Okunma
1 Yorum 30.09.2019 10:46
Süleyman Karagülle
BORÇLAR; Biz Borçları Nasıl Ödeyeceğiz?
30.09.2019 4788 Okunma
1 Yorum 30.09.2019 10:46
Süleyman Karagülle
Af Kanunu Taslak Metni Çalışması
14.07.2019 3952 Okunma
1 Yorum 15.07.2019 06:10
Süleyman Karagülle
Nasıl Bir Yeni Partiye İhtiyaç Var?
14.07.2019 3547 Okunma
1 Yorum 15.07.2019 06:09
Süleyman Karagülle
Gelecek
12.07.2019 4088 Okunma
1 Yorum 12.07.2019 11:48
Süleyman Karagülle
Gerçekler
9.07.2019 4525 Okunma
1 Yorum 09.07.2019 16:49
Süleyman Karagülle
Faizli işçilik sisteminde çözüm yoktur
6.07.2019 3917 Okunma
1 Yorum 07.07.2019 09:57
Süleyman Karagülle
Çözüm faizsiz kredileşmeli ortaklık sistemidir
6.07.2019 4026 Okunma
1 Yorum 07.07.2019 09:56
Süleyman Karagülle
Çare
5.07.2019 4355 Okunma
1 Yorum 05.07.2019 23:50
Süleyman Karagülle
Ulaşamıyoruz
3.07.2019 3405 Okunma
1 Yorum 03.07.2019 19:42
Süleyman Karagülle
Yetmez
28.06.2019 4387 Okunma
1 Yorum 28.06.2019 12:33
Süleyman Karagülle
İstanbul’un Enerji Sorunun Çözümü
22.06.2019 3829 Okunma
2 Yorum 24.06.2019 09:12
Süleyman Karagülle
İstanbul Nasıl Organize Olmalı?"
22.06.2019 3834 Okunma
1 Yorum 23.06.2019 10:24
Süleyman Karagülle
Son Sözüm
22.06.2019 4111 Okunma
1 Yorum 22.06.2019 16:14
Süleyman Karagülle
Ben Olsam
16.06.2019 4902 Okunma
1 Yorum 16.06.2019 20:00
Süleyman Karagülle
Geçmişte Ne Oldu, Gelecekte Ne Olacak?
15.06.2019 3691 Okunma
1 Yorum 15.06.2019 22:54
Süleyman Karagülle
Ötesini Biz Değil Allah Yapacaktır
15.06.2019 3614 Okunma
1 Yorum 15.06.2019 22:54
Süleyman Karagülle
Gündem Oluşturma ve Beka Sorunu
9.06.2019 4369 Okunma
1 Yorum 11.06.2019 14:32
Süleyman Karagülle
İBB Seçimi İçin Ortak Aday
9.06.2019 3369 Okunma
1 Yorum 11.06.2019 14:32
Süleyman Karagülle
Tefaul Babı ve Önemli Konular
26.05.2019 5509 Okunma
1 Yorum 28.05.2019 01:13
Süleyman Karagülle
Teavün; Emek Ortaklığı
26.05.2019 3145 Okunma
1 Yorum 28.05.2019 01:12
Süleyman Karagülle
Batı Neleri Yapamadı, Biz Neler Yapmalıyız?
22.05.2019 3572 Okunma
1 Yorum 23.05.2019 04:05
Süleyman Karagülle
İlkel Türkiye’den Uygarlık Tesis Eden Türkiye’ye
22.05.2019 3977 Okunma
1 Yorum 23.05.2019 04:04
Süleyman Karagülle
Başarının sırrı
16.05.2019 5552 Okunma
7 Yorum 17.05.2019 22:22
Süleyman Karagülle
Beka Sorunu ve Çözümü
13.05.2019 3562 Okunma
1 Yorum 14.05.2019 08:50
Süleyman Karagülle
Bekanın Merkezi İstanbul
13.05.2019 3129 Okunma
1 Yorum 14.05.2019 08:49
Süleyman Karagülle
Önemli değil
11.05.2019 5961 Okunma
9 Yorum 13.05.2019 08:00
Süleyman Karagülle
Özgün
10.05.2019 4239 Okunma
1 Yorum 10.05.2019 18:47
Süleyman Karagülle
Yanlış
9.05.2019 3998 Okunma
2 Yorum 10.05.2019 09:31
Süleyman Karagülle
Ekseriyetin marifeti
7.05.2019 5874 Okunma
5 Yorum 08.05.2019 22:07
Süleyman Karagülle
Belediye Başkanlarına Açık Mektup - II
5.05.2019 3092 Okunma
1 Yorum 06.05.2019 01:23
Süleyman Karagülle
İstanbul’un Su Sorunu ve Çözümü-1
28.04.2019 4186 Okunma
1 Yorum 29.04.2019 07:06
Süleyman Karagülle
İstanbul’un Su Sorunu ve Çözümü-2
28.04.2019 3838 Okunma
1 Yorum 29.04.2019 07:06
Süleyman Karagülle
Kur’an ve Tevrat
28.04.2019 4277 Okunma
2 Yorum 28.04.2019 22:12
Süleyman Karagülle
ZORDA OLAN ÖZEL SEKTÖR
25.04.2019 3417 Okunma
1 Yorum 26.04.2019 00:13
Süleyman Karagülle
Allah’tan başka melce yoktur
24.04.2019 6006 Okunma
4 Yorum 25.04.2019 19:00
Süleyman Karagülle
Yenileme
17.04.2019 4206 Okunma
1 Yorum 17.04.2019 13:26
Süleyman Karagülle
Ekonomik Tehlike!
14.04.2019 3311 Okunma
1 Yorum 15.04.2019 06:27
Süleyman Karagülle
Büyük İttifak; İttifakların İttifakı
7.04.2019 4199 Okunma
1 Yorum 08.04.2019 08:26


© 2025 - Akevler