Allah yeryüzünü dört mevsime göre var etmiştir. Besinler dört döneme göre ayarlanmıştır. İnsanlar çalışırlar, daha önceki yıl içinde ürettiklerini sonraki yıl içinde yiyerek yaşarlar. Bunu başarmak için yılbaşlarında ne üreteceklerini planlarlar, hangi malları üreteceklerse yılbaşında karar verirler. Eldeki yedek stoklar azalmışsa, gelecek sene daha çoğunu üretirler. Eldeki stok fazla ise gelecek yıllarda daha azını üretirler, yoksa gelecek yılda geçmiş yıllarda ürettikleri kadar üretirler.
Bu planlama Güneş Yılı için yapılır. Yani nevruzdan nevruza tüketecekleri malları hesaba katarlar. Planlama ise gökteki aya göre 12 ayda bir yaparlar. Böylece planlar her yıl on gün geri kalır, 33 yılda 34 planla yapılmış olur. Böylece mevsimlerin etkisi makro ekonomide yok edilmiş olur.
Kameri sene 50 haftadır. Seçkin sayıdır. Bunun 40 haftası çalışma haftalarıdır. 10 Haftası da planlama haftasıdır. Geçmiş yılın son haftası içinde planlama yapılır. Sene içinde o plan elli hafta uygulanır. Plan yapma döneminde eski yılın planı geçerli olur.
İşte bu planlamanın yapıldığı on haftanın başlangıcında bir bayram vardır, bitiminde de bir bayram vardır. Birinci bayrama “Ramazan Bayramı” diyoruz. Bu bayramı günlük yaparız. Sabahleyin bebekler dâhil tüm bucak halkı birlikte kalkar ve bayrama giderler. Hazreti Peygamber bu namaza gelmeyenin kalmaması için şiddetle ısrar eder. Namazlara bebeklerle beraber gelinir.
Sabah yemeği yenmez. Bucak halkının yarısı zengin, yarısı fakirdir, kendi beyanları ile sınıflama yapılır. Zenginler kendi günlük yiyeceklerinin iki katı yemek pişirirler. Fakirler yemek pişirmeden gelirler.
İki rekât namaz kılındıktan sonra imam hutbe irad ederek gelecek yılın planlamasının başladığını ilan eder. Fasılları içeren kitaplar erginlere dağıtılır. Gün boyunca bu defterdeki sorular cevaplanır. Böylece tüm halk yılın gündemini belirler. Gelirin paylaşılması yüzde ile belirtilir.
Bundan sonra masalara herkes getirdiğini koyar. Kimse kendi getirdiğini yemez. Herkes dolaşarak istediği masadan istediği yemeği alıp yer. Zenginse, kendi getirdiği yemeğin yarısını yediklerine karşı takas yapmış olur. Fakirse fitre almış olur.
İkindi namazını da kıldıktan sonra akşam yemeklerini de yerler ve ayrılıp giderler. Sonra teklifler internette bir broşür hâline girmiş olur. Hayvanlara sabahleyin bir günlük yem verilir veya erginler dönüp ara yemlerini de hayvanlara verirler.
On hafta bu öneriler üzerinde çalışılır. Oylar toplanır ve yıllık bütçeler hazırlanır. Her ailenin kendi bütçesi olacaktır. Gelirler, giderler, yapacağı işler, siparişler fiyatlarla tamamlanmıştır. Bu sisteme “selem sistemi” denmektedir. Ayrıca ocakların, köy ve sokakların, semtlerin bütçeleri hazırlanır. Bucak bütçesi hazırlanır.
Karar alma şekillerinde ekseriyet yoktur. Uzlaşma vardır. Hakemlere gitme vardır.
Onuncu haftanın sonunda yine zengin olanlar kurbanlık hazırlarlar, fakirler hazırlamazlar. Kurbanları bucak yönetimi toplar. Kurban verenler isterlerse kesimde kendi kurbanlarını alırlar. Bunlara “kalaid” denmektedir. Yahut verdiklerini değil de başka herhangi denk hayvanı alırlar. Mezbahaya gelirler. İki rekât namaz kılınır. Basılmış bütçeler halka dağıtılır ve bütçe konuşmaları yapılır.
Sonra herkes keseceği hayvanı alır, kıbleye doğru saf kurarlar. Bir bucak bin haneden azdır. Bin küçükbaş veya buna denk yüz büyük baş kıbleye doğru yatırılır. Gezici vinçten yararlanılabilir ama yere yatırılır, ayakları bağlanır.
Kurban kesmeyenler arkada saf tutarlar ve bütün bucaklılar birlikte tekbir getirir. Besmele çekerek hayvanlar kesilir. Makinelerden yararlanılarak etler soyulur ve parçalanır. Herkes kendi etini kendisi parçalar.
Bütün etler karıştırılır. Üçte ikisi kesime katkısı nisbetinde bölüştürülür. Üçte biri bölüşülerek orada pişirilir. Maslara konur. Bütün bucaklı etleri yiyerek o günkü besinini almış olur. Herkes üçte birini evine götürür. Ailesinde harcanır. Üçte birini de kişiler komşularına kendileri dağıtırlar. Kesenlere de verilebilir.
Yıl içinde bu şekilde hazırlanan planları herkes uygular.
Fitre ve kurbanın sağladığı yararlar ve hikmetleri bu makalenin konusu değildir.
Bugün kesilen kurbanlar kişilere sevap olabilir ama sosyal fonksiyonları yoktur.
İşte, Akevler tarafından geliştirilmek istenen Kurban Kurumu budur.
Bütün ibadetlerin böyle hikmetleri vardır.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92