Adil Ekonomik Düzen’de enflasyona çözüm… - 3
Ne diyorduk? “Kur’an Ayı Ramazan’a bu sene de ulaştık elhamdülillah…” dedik.
“Kur’an Ayı Ramazan boyunca Kur’an Mucizeleri merkezli yazılar yazacağız…
Kur’an kıyamete kadar bütün beşeriyetin her sıkıntılı döneminde kurtarıcı olmaya devam edecek, Kur’an’ı nizam yani sistem olarak benimseyenler kurtuluşa erecek…” dedik.
“Kur’an Nizamı yani genel olarak Adil Düzen ya da özel olarak Adil Ekonomik Düzen, günümüzdeki her türlü sorunları çözüme kavuşturmaya muktedirdir…” dedik.
Nitekim… İrfan Ersin, Millî Gazete için Erbakan Hoca’nın dile getirdiği “Adil Ekonomik Düzen’de enflasyon nasıl çözümleniyor?” sorusunu cevaplandırdı...
İlgililerin ilgilenmesi dileklerimizle, “Adil Ekonomik Düzen’de enflasyon nasıl çözümleniyor?” sorusunun cevabını içeren çalışmayı okumaya kaldığımız yerden devam…
YÜKSEK FAİZ ELEŞTİRİSİ
Günümüzde “yüksek faiz, enflasyonun nedenidir” söylemiyle gündemde olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de son dönemde enflasyonun yüksek olmasında yüksek faizlerin yer aldığını ifade etmektedir. Bu söylemde Erbakan Hoca’nın yüksek faiz eleştirisinin etkili olduğunu düşünmekteyim. Ancak sorun şu ki, Türkiye’de günümüzdeki ve 1980-2000 arası dönemlerdeki enflasyon hikâyeleri farklılık arz etmektedir.
Günümüzde enflasyonun oluşumunda düşük faiz, döviz kuru, para arzı artışı gibi değişkenlerin ve toplam talep fazlalığının enflasyon üzerinde önemli etkileri söz konusudur. Özellikle ithal girdinin yüksek olduğu ülkemizde kurların yüksek oluşu fiyatlar üzerinde baskı meydana getirmektedir. Bununla birlikte düşük faiz politikası var olan talep fazlalığını daha da yükseltmekte ve bu durum fiyatları baskılamaktadır.
Adil Ekonomik Düzen sisteminde krediler üretime yönelik verilmektedir. Bu sistemde tüketim kredisi çok küçük bir paya sahiptir ve tüketim kredisinin elde edilme süresi de belli şartlara (bkz. Hakkı Müktesep Karşılığı Kredi) bağlıdır. Haliyle faizsiz krediler toplam talebi artıramayacak ancak toplam arzın artmasına neden olacaktır. Bu durum da fiyatlar üzerinde baskı oluşturmayacaktır.
Ayrıca ithal girdinin yüksek olduğu ülkemizde, fiyatları kur etkisinden kurtarmanın bir yolu da D-8 gibi İslam ülkelerinin birlik oluşturarak bölgesel para birimini kullanmalarını sağlamak ve orta doğudaki enerji başta olmak üzere birçok kaynağa kolay ve ucuz erişebilmektir. Türkiye’de cari açığın önemli bir kısmını enerji giderleri oluşturmaktadır.
Adil Ekonomik Düzen’de D-8 gibi uluslararası birlikteliklerin kurulması ve ortak para birimi kullanılması, ithal girdi maliyetlerini olumlu etkileyecek ve kur etkili enflasyon sorunu çözülebilecektir (Erbakan, 2010).
Enflasyon sorunsalının Adİl Ekonomİk Düzen sisteminde faizsizlik ve ortak para birimi çerçevesinde çözülebileceği anlaşılmaktadır.
KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER GEREKİYOR
Adil Ekonomik Düzen sisteminin gerçekleşebilmesi, mevcut sistem için makro anlamda köklü değişikliklerle mümkün olabilecektir. Türkiye’de tüketime yönelik kredilerin fazlalığı, toplam talebi azaltmak ya da artırmak için faizin önemli bir araç olduğu, küresel sermaye hareketlilikleri ve finansal piyasaların işleyişi göz önünde bulundurulduğunda, sistemin gerçekleşebilmesinde hane halklarının, firmaların, STK’ların, bürokrasinin ve devletin ikna edilmesinin önemli olduğu düşünülmektedir. Yani böyle bir sistemin yerleşmesi önemli bir süreç istemektedir. Ayrıca Türkiye’de tüketim odaklı bir ekonomik kültürün varlığı dikkate alındığında geçiş sürecinde reel ekonomi vurgusu yapılmalı ve faİzsİz kredİleşme seçenekleri sadece üretim için sunulmalıdır.
Bu vesileyle “Adİl Düzen” söylemi üzerinden siyasi hayatı boyunca yeni bir dünya mücadelesi vermiş Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’yı ve bu mücadeleye katkı veren rahmet-i Rahman’a kavuşmuş büyüklerimizi rahmetle anıyorum.
https://www.milligazete.com.tr/haber/9494088/adil-ekonomik-duzende-enflasyon-nasil-cozumleniyor