Kur’an, nizamıyla ittika edenlere yol gösterir…
(Bu yazı, bundan önceki üç yazımızla birlikte okunursa daha faydalı olur.)
Kur’an’ın ilk suresi Fatiha kısadır ve Kur’an’ın bir fihristidir. Büyük Kur’an en uzun sure olan Bakara Suresi ile başlamaktadır. Kur’an, bu en uzun suresinin en başında “Kur’an’ın muttakilere yol gösterici olduğunu” söylemektedir. Muttaki kimdir?
Korunmak isteyen kimsedir.
Gerek doğal gerek sosyal çevre içinde insan saldırılara uğramaktadır. İnsanın kendi başına bu saldırılarla mücadele etme imkânı yoktur. İnsanlar birleşmeli ve kendilerini doğanın acımasız saldırılarına karşı, insanların acımasız saldırılarına karşı nasıl korunacakları üzerinde düşünmeli, araştırmalı, çalışmalı ve gerekenleri yapmalıdırlar. Böylece oluşturacakları doğal ve sosyal ortam içinde yaşama ve gelişme imkânına sahip olurlar.
Kur’an’ın belagati buradan, işte bu başlangıçtan ortaya çıkmaktadır. İnsanlar bu kitabı niye okusunlar? Bu kitap insanların ne işlerine yarayacaktır?
İnsanlık yanİ çağımız dünyası çıkmazlar İçİndedİr
-Çevre kirlenmekte, hava kirlenmekte, su kirlenmekte, toprak kirlenmekte, canlı kirlenmektedir.
-Doğum kontrolü, ilaç tedavisi, zina serbestisi, kitle imha savaşları insan neslini dejenere etmektedir.
-Biyolojik silahlar, kimyasal silahlar, kitle imha silahları ve atom silahları ile yeryüzü ateş fıçısı olmuştur.
-Rüşvet mafyası, iş mafyası, senet mafyası ve silahlı mafya yeryüzünü yaşanamaz hale getirmiştir.
Bunların yanında işsizlik, açlık, borçlanma, yolsuzluk da insanları birbirine kırdıracak hâle getirmiştir.
Kur’an; “Ey insanoğlu! Allah sana akıl vermedi mi, bilgi vermedi mi, ilim vermedi mi? Çareler ara, düşün, çıkış yolunu bulmaya çalış. Her söze kulak ver. Bu arada Kur’an’a da kulak ver, onu anlamaya çalış, o sana kurtuluş yolunu gösterecektir.” demektedir. Kur’an’ın bu önerisi üzerine biz Kur’an’ı okumaya başlıyoruz. Kur’an’ın bu davet ile işe başlaması onun belagatini ifade eder. Kur’an bu daveti yapmakla kalmaz, baştan sonuna kadar bu kurala uygun olarak konuşur. İnsanı daima kendi iradesine bırakır. Müminleri müjdeler. Mümin demek, hak yolunda cihat eden kimse demektir. Kâfirleri de tazib eder. Kâfir demek, bile bile hakkı gizleyip karşı çıkan kimse demektir. İnsanın hep aklına hitap eder ve onun iyi olmasını ister.
Kur’an kurtuluş yolunu nasıl gösterİr?
Kur’an insana önce okumasını emreder; birlikte okumalarını emreder. Bu bir taraftan onların kültürlerini geliştirecektir. Çünkü herkes öğrendiğini birbirine öğretecektir. Kişilerin attığı adımlar topluluğun adımları olacaktır. Sonra bu toplantıda kendilerini eğitmelerini ister. Sonra mallarını birleştirmelerini ister.
Hâsılı… İnsanlar bir araya geliyor ve topluluk oluşturuyorlar. Örgütleniyorlar. Barış içinde hareket ediyorlar. Kurtuluşun yolu budur. Bir araya gelip şeriat/hukuk düzenini kurmak, silm/barış düzenini kurmak, sonra da devamlı olarak beşikten mezara kadar okumak, okutmak.
Hazreti Peygamber şöyle buyuruyor: “Okutucu ol, öğrenici ol, dinleyici ol; dördüncü olma, helâk olursun.” Okuma toplantılarına katılacaksın, bir şey anlamasan da katılacaksın. Orada bulunman yararlıdır. Bu sayede onlarla tanışırsın. Anlayanların oraya gelmelerini teşvik edersin. Böylece ekol oluşur ve çalışır. Milyarlarca insanın bir araya gelmesi söz konusu değildir. Sen günde beş defa aşiret içinde bir araya geleceksin. Haftada bir defa Cuma cemaati olarak kabile içinde bir araya geleceksin, Kur’an’ı ve diğer ilimleri okuyacaksın. Birbirinize anlatacaksınız, sorunlarınızı çözeceksiniz. İnsanları helake götüren ayrılık ve cehalettir. Namazlar her ikisini birden ortadan kaldırmakta ve insanları bilgiler etrafında birleştirmektedir. Kur’an “ittika ediniz” dedikten sonra, “onlar ki toplantı yaparlar, harcamada yardımlaşırlar, bir de geleceklerini güven altına alırlar.” demektedir.