Kur’an nizamı çağımızın sorunlarını çözer - 1
Üç aylar yani Recep Şaban Ramazan ayları başladığından beri çok önemli bir kitabımızı, “Kur’an Mucizeleri” isimli kitabımızı bölüm bölüm yayına hazırlıyorum...
Kitap 25 bölümden oluşuyor ve her bölüm de ayrıca kendi içinde 10 konu içeriyor. 2003 yılında Üstadımız ve çalışma arkadaşlarımızla ile başladığımız bu çalışma Kur’an’ın 25 ana mucizesini bölümler halinde ve her bölümde de 10 detayı anlatıyor…
Bu kitabımız, başlangıç olarak yarım yüzyılı aşan Kur’an merkezli Adil Düzen yani Kur’an Nİzamı çalışmalarımızın ve özellikle de son 22 yıldır aksatmadan sürdürdüğümüz haftalık KUR’AN VE İLİM seminerlerimizin daha iyi anlaşılması için mutlaka okunması gereken bir kitap mahiyetindedir ve bu aynı zamanda Üstadımızın da daimî uyarısıydı...
Bu hafta sonunda 1155’inci KUR’AN VE İLİM haftalık seminerimizi yapacağız...
Her hafta ortalama 10-15 sayfa kadar Kur’an tefsirlerini, çağımızın sorunlarını da çözecek içerikteki yorumları da içeren şekliyle yazıyor ve yayın sitemizde yayımlıyoruz...
Nitekim zaman zaman bu köşede de bu yorumlardan oluşan yazılarımı okuyorsunuz.
25 bölümden oluşan kitabın üçüncü bölüm başlığı şöyle: KUR’AN EŞSİZDİR.
Her bölüm bir de girizgâh mahiyetindeki takdim yazısından oluşmakta.
Bu bölümün girizgâh başlığı şöyle: “KUR’AN BENZERİNİ İSTEMEKTEDİR” yani meydan okumakta ve benzerinin getirilmesini veya yazılmasını istemektedir...
İşte bu girizgâhtan bölümlerle yazı başlığındaki konumuza başlayalım…
“Kur’an nazil olduğunda insanlığın o zamana kadar ulaştığı seviyeyi kökünden değiştirmiştir. Önce Arabistan Yarımadası’nda yaşayanlar henüz devlet aşamasına gelmemişti; Kur’an onları uygarlaştırıp devlet aşamasına getirdi. Türklerin de devletleri vardı ama bu devletler yağmacılık esasına dayanarak kurulmuştu; Kur’an Türkleri uygarlığı dünyaya götüren bir topluluk hâline getirdi, devletleri artık ‘şer’ değil ‘hayır’ olmaya başladı. Moğollar bir ara dünyayı işgal ettiler ama sonra onlar da Müslüman oldular.
Kur’an dünyaya müsbet ilim anlayışını getirdi.
Kur’an bunları yaparken arkasında kendisinden başka bir gücü yoktu.
Kur’an bir uygarlığın geleceğini çok açık bir şekilde defalarca izah etmiştir.
Kur’an’ın ilahi söz olduğunu, benzeri olmadığını, dünya bir araya gelse benzerini getiremeyeceğini meydan okuyarak iddia etti. O tarihten beri -başta Araplar olmak üzere- her toplulukta Kur’an’a karşı şiddetli adavet yani düşmanlık da mevcuttur. Kur’an bu düşmanlıklara karşı tarih boyunca hep meydan okumuş, ‘buyurun benzerini getirin’ demiştir. Ama hiçbir zaman biri çıkıp da ‘işte ben de Kur’an’ın benzerini getirdim, işte bu ondan üstün bir kitaptır, hattâ onun kadar bir kitaptır’ diyememiştir.
Dünyada Marksistler Marks’ın Kapital’ini baş kitap kabul ettiler ama hiçbir zaman ‘Kapital Kur’an gibi bir kitaptır, işte şu sebeple onun yaptığını yapma gücüne sahiptir’ demediler, diyemediler. Silahlarla, işkencelerle, KGB ile sistemlerini yaşatmak istediler ama yetmiş sene sonra çekilip gittiler. Marks’ın Kapital’ini artık Marksistler bile okumuyor.
Kur’an bugün yeryüzünde milyarlara varan miktarlarda basılıyor, her dile harıl harıl tercümeleri yapılıyor. Milyarlarca kişi onun emirlerini yerine getirmek için her gün ibadet yapıyor. Marks’ın kitabı kaç tane basılıyor, hangi dillere tercüme edildi, kim okuyor?
Kur’an’a karşı olan bazı Kemalistlere gelelim. Kemalistlerin kaçı Büyük Nutuk’u okumuştur, kaçının evinde vardır, Büyük Nutuk için kaç tane tefsir yapılmıştır?
Tarih boyunca pek çok kitap yazılmıştır. Bir ilmî heyet kuralım da incelesinler, bir kitap ortaya koysunlar, biri çıkıp da desin ki; ‘Kur’an kadar etkin bir kitap şudur.’
Bir Amerikalı profesör yazdığı kitapta dünya tarihindeki yüz etkin kişiyi saymış, Hazreti Muhammed aleyhisselamı listenin başına almış, sonra Newton’u, sonra Hazreti İsa’yı koymuştur. Marks çok sonralarda yer almış, Mustafa Kemal hiç yer almamıştır. Bu yazara Hazreti Muhammed’i başa koymasının sebebini sorduklarında, bunun sebebinin Kur’an olduğunu söylemiştir.” (DEVAMI VAR; kaldığımız yerden devam edeceğiz…)