Yıkılmakta olan Türkiye Devleti nasıl kurtulur?
1. SORUN: Bürokratlar gittikçe çoğalmakta. Kendileri zaten işi yapmıyorlar. Ayrıca vatandaşa zorluk çıkararak birçok işyerlerinin kapanmasına, birçok kimsenin iş hayatından çekilmesine, yurt dışına gitmesine veya kayıt dışı ekonomiye kaymasına sebep olmakta...
ÇÖZÜM: Bürokratlardan isteyenlere ücretsiz izin vermek, sadece sigorta ve terfilerini devam ettirmek... Ayrıca bürokratlara faizsiz kredi verilecek ve iş kurmaları istenecek... Bu uygulama bir taraftan devletin yükünü azaltır, diğer taraftan işi bilenler kendi işyerlerini kurarlar, böylece işsizlik de ortadan kalkar. Kalan memurların da başını kaşıyacak vakti olmayacağı için artık vatandaşlara engel ve zorluk çıkaramazlar.
2. SORUN: Birçok bürokratik engelle boğulmuş vatandaşlarımızın kendileri de boğulmaktadır. Yargı 40 (kırk) sene sürüyor! Bu adaletsizlik zulmü sebebiyle vatandaşlarımız zorunlu olarak kayıt dışı hayata kaymakta, bu da hem ekonomik hem de sosyal hayatı zehir etmekte, herkes her gün durmadan ister istemez değişik suçlar işlemekte...
ÇÖZÜM: İş yapanlar bir yerden izin almamalı, sadece yaptıkları işleri muhasebeye geçirip görevlilere bildirmeli... Görevliler yolsuzluk görürse, derhal hakemlerden oluşan yargıya giderek sonuç çok kısa zamanda karara bağlanmalı... Böylece bütün çalışmalar hem denetlenmiş hem de kimsenin işine engel çıkarılmamış olur.
3. SORUN: Bugün öğrenciler okullarda ve üniversitelerde sadece okumakta, hiçbir iş yapmamakta, ayrıca yaz aylarında da büsbütün haylazlaşmakta... Bu durum ömürlerindeki çalışma saatlerini azaltmakta, en verimli çağlarında emeklerini değerlendiremeyince yoksulluk zorunlu hâle gelmekte... Uzun seneler zorunlu eğitim gören gençler otuzlu yaşlarına gelince hiçbir iş yapamamakta, evlenememekte ve yuva kuramamakta...
ÇÖZÜM: Öğrenciler çalışarak okumalı, okulların yanında çalışmaları için işyerleri kurulmalı, bu işyerleri vergiden muaf tutulmalı... Bugün çalışmıyor, vergi de ödemiyorlar, o zaman da ödemezler; bir kaybımız olmaz... Onlara faizsiz kredi vermeliyiz... Üretim karşılığı kredi vereceğimiz için enflasyon olmaz, karşılığında zararsız bir kâğıt vermiş oluruz…
4. SORUN: Ordumuz gittikçe bütçeye yük olmakta ve ayrıca zayıflamaktadır... Ordumuz çok güçlü olmalı ama millî bütçemize de yük olmamalı...
ÇÖZÜM: Ordumuzu ticari olmayan üretici hâline getirmeli, kendi ihtiyaçları için üretim yapmasına izin vermeli ve askerlerimiz de üretimde çalıştırılmalı... Askerlik müddetlerini uzatmalı, ayrıca askerlik döneminde bunlara meslek öğretmeli... Evlenirlerse eşlerine ücretli iş verilmeli... Demir yolları, hava alanları, deniz yolları, kara yollarını askerler işletmeli, bu yollar parasız olmalı, araçlar ve gemiler ücretsiz girmeli ve çıkmalı, rıhtımları kullanmalı, buna karşılık devlet bütçesinden bunlara bir bedel ödenmeli…
5. SORUN: Ekonomik sorunlar sebebiyle köylerimiz ve Anadolu giderek boşalmakta... Birkaç yıl sonra tarım arazilerimizin çoğu verimsiz hâle gelmiş, artık kullanılamaz olacak... Düz arazilerde makine tarımı yapılmakta, o sayede yaşıyoruz... Ne var ki bu yerler de çoraklaşmakta, birkaç yıl sonra onlar da bize besin vermeyecek...
ÇÖZÜM: Köylerimizde serbest yan sanayi tesisleri kurmalıyız... Tarlalarda iş olduğu zaman halk orada çalışacak, tarlada iş olmadığı zaman ise köydeki bu sanayi tesislerinde çalışacak, böylece boş zamanlarını değerlendirecek, kentlerde yaşayanlardan daha yüksek gelirlere ulaşacak... Başlangıçta hepsi ekilmese bile tarlalar kısmen ekilecek, böylece tarım unutulmayacak, yarın gerektiğinde ekilen tarlaları genişleterek ihtiyaçlarımız giderilecek...
Biz size 5 SORUN ve 5 ÇÖZÜM sunduk... Dikkatlice okuyun... Yanlışımız varsa tartışalım, düzeltelim... Ama kimse ses çıkarmıyor, ne sorun ne de çözümlere değinmiyor; dilsiz, sağır ve kör olarak yaşıyor!.. Evet, işte böyle bu devlet batar... Tarih hep bu devletlerin enkazı ile doludur... Arkeolojik kazılar yapıyor, geçmiş uygarlıkları ortaya çıkarıyoruz ama şunu sormuyoruz; acaba bunlar neden enkaz oldular?!. Sizleri nasıl uyandıracağız; hepinize ulaşacak elimiz yok ki sizlere çuvaldızlar batırarak gaflet uykunuzdan uyandıralım... Uyuyun, bol bol ölüler gibi uyuyun; bir gün ‘bir dozer’ gelir ve sizi mezarsız toprağa gömüverir...